Radikal Değişiklik / Radikal Blog

Değişiklik mi yoksa radikal değişikli mi? Değişimi tariflerken ve içeriğini belirtirken hangisini kullanmak daha mantıklıdır? Değişiklik radikal olmasaydı bahse değer olmaz mıydı? Aslında değişimin kendisi radikal bir tarafımızın olduğunu gösterirken “radikal değişiklik” tanımı kullanıldığında olabilecek en kökten değişiklik akla geliyor. Oysaki temelde değişiklik zaten “radikal” bir karar neticesinde yaşanan bir dönüşüm değil mi? Yani değişikliğin radikal olanı var ise radikal olmayanı da var mı? Bu ayrımı neye göre yapacağız, kıstasımız ne olacak? Değişiklik dediğimiz vakit bir bütünün bir bölümünün değişmesiyle ortaya çıkan yeni durum, farklılık, tadilat akla geliyor. Değişim ise bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütününü kapsayan bir tanımdır. Radikal olması değişimi/değişikliği daha dikkate değer kılıyor ama elimizde nicel bir kıstas da bulunmuyor. Bu halde bu tanımlar kullanıcısına göre faklı anlamlar barındırıyor. Genel kabul gören belli başlı tanımlar varsa da kelimelerin kullanım alanı oldukça geniş bir marja uzanıyor.

 

Lafı bu kadar uzatmamın hiçbir mantıklı tarafı yok. Olay tamamen duygusal. Açıkçası dikkat çekmek için sofistike bir giriş yapmak istedim. Dileyen buna sansasyonel başlık da diyebilir. İsteyen de işgüzarlık olarak değerlendirebilir. Herkes seçiminde özgür :)

 

Gelelim esas meramımıza.. Radikal Gazetesi internet ortamında bir yeniliğe imza attı. Artık Radikal Gazetesinin de BLOG sayfaları var. Daha önce Hürriyet tarafından ONPUNTO adıyla açılan blog sayfalarının ömrü kısa sürmüştü. Ardından Milliyet Blog ismiyle Milliyet Gazetesinin blog sayfaları popüler hale geldi. Öyleki Milliyet Blog kullanıcı sayısı 7500’ü geçmiş durumda(fakir de Miliyet Blog üyesidir). HaberTürk gazetesi de benzer bir girişimde bulundu ancak blog sayfalarını köşe yazarları ile sınırlı tuttu (Sonra bu sınırı genişletti ise haberim olmadı). Köşe yazarlarını sıkı takip edenler için bu durum iyi olsa da Bloggerler için Habertürk’ün bu tutumu pek anlaşılır değildi doğrusu. 

(Gazetelerin dışında bloggerlere yer veren blog siteleri hayli fazla elbet. Ancak konumuz gazetelerin blog sayfalarıdır).

 

Şimdi de Radikal gazetesinin blog sayfalarıyla tanıştık. “Radikal’de yazmak için Cengiz Çandar olmanıza gerek yok”, “Radikal’de yazmak için Cüneyt Özdemir olmanıza gerek yok”, “Radikal’de yazmak için Eyüp Can Sağlık olmanıza gerek yok” ve “Radikal’de yazmak için Oral Çalışlar olmanıza gerek yok” sloganlarıyla tanıtımı yapılan Radikal Blog hoş bir arayüz ile bizi karşılıyor. Gazetenin tema renginden mülhem mavi renk ağırlığında olan arayüz ilk bakışta biraz karışık gibi gelse de fonksiyonellik açısından oldukça iyi tasarlanmış. 

 

Sayfanın en üstünde “manşet” tadında bir alan ayrılmış. Hemen altında öne çıkan bloglardan seçmeler yer alıyor. Aynı zamanda “Editör’ün seçimi” köşesi, onun yanında “Günün Blog Yazarı” var.  Daha alt kısımda ise sol yanda “bloglar” sağ yanda “blog yazarları” sekmeleri mevcut. Bloglar “yeni”, “popüler”, “çok okunan” ve “çok yorum alan” olarak da tasnif edilmiş. Bu haliyle Milliyet Blog ile boy ölçüşebilecek bir görünümde. Tabi içerik olarak gelecek günlerde neler olur bilmiyoruz. Anladığım kadarıyla yoğun bir editör süzgeci var. Bu da daha kaliteli içeriklerin okuyucu ile buluşması demek. Ancak süzgecin inceliği iyi ayarlanamazsa bu defa birçok kişi kapıdan geri de dönebilir.

 

Şimdilik inceleme aşamasında olduğum için bu kadar laf kalabalığı yeterli. Kısmet olursa ve editörleri uygun görürse Radikal Blog’da da paylaşımlarda bulunmayı düşünüyorum. Madem ki Radikal’de yazmak için Cengiz Çandar olmamıza gerek yok yazalım o zaman.

 

Sevgi ve muhabbetle..

 

Murat HACIOĞLU

25.10.2012, Denizli

murathacioglu.com

https://twitter.com/murathacioglu