- Kategori
- Gündelik Yaşam
Radyo

Radyonun yaşantımda ayrı bir yeri vardır. Son zamanlarda biraz ihmal edilmiş gibi, yine de yeri ayrı. Çocukluğumuzdan bugüne radyo inişli çıkışlı çizgisi ile hep var oldu.
90 yıllara kadar TRT in egemenliği vardı. Özellikle reklam kuşakları, arkası yarınlar, maç (futbol) anlatımları hala aklımda. Çocukken reklam kuşaklarını çok severdim. Orhan Boran ve Yuki, Uğurlugiller, Sezen Cumhur Önal, "Gözünüz yolda kulağınız bende olsun" diyen Zeki Müren, Orhan Ayhan, Halit Kıvanç şu anda aklıma gelenler. Akşam 21.00 de masal saatinden sonra uykuya dalardık. Sonra TRT3 çıktı, benim lise ve üniversite yıllarımda en çok dinlediğim kanaldı. O zaman FM bandında bir TRT3, birde Polis Radyosu ile İTÜ radyosu vardı. TRT3 o yıllarda gençlerin vazgeçilmezi idi. Yabancı müziği bu kanalda öğrendik. Başta Stüdyo FM ( hala yayında ) olmak üzere birçok değerli program vardı. İzzet Öz'ün Teleskop'u, Sebla Özveren, Sezen Cumhur Önal mesela.
90 yıllardan sonra özel kanallar çıkmaya başladı. Türkçe ve yabancı müzik kanalları frekansları bir bir paylaşmaya başladılar. Bugün nerede ise yer kalmadı. Bir çoğunun ömrü kısa oldu, yerlerini başka kanallara bıraktılar. Bugün özellikle PowerFM ve TV kanalların radyoları baskın.
Geçenlerde bir dostumun tavsiyesi üzerine 87.7 yi ( ismini öğrenemedim ) dinlemeye başladım. Türkçe eski şarkıları çalıyorlar, dinleyeni 20 - 30 sene öncesine götürüyorlar. Tam bir nostalji. Radyonun eski yıllarını anımsatıyorlar, umarım ömrü uzun olur. Size de tavsiye ediyorum.
Ders çalışırken, mutfakta yemek yaparken veya yerken, arabada bir yere giderken, ofiste işimizi yaparken, bilgisayar başında, güzel bir yaz akşamında yanımızda olan radyonun bize ne kadar yakın olduğunu çoğu kez ıskalarız.
Aslında radyo, TV den daha sıcaktır. İyi bir anlatıcıdan maç dinlemenin keyfini birçok futbolsever iyi bilir. Cumhuriyetimizde, 80 yıllık geçmişi ile RADYO hayatımızda var olmaya devam edecek. Sizi bilmem ama ben radyo dinlemeye devam edeceğim.....
90 yıllara kadar TRT in egemenliği vardı. Özellikle reklam kuşakları, arkası yarınlar, maç (futbol) anlatımları hala aklımda. Çocukken reklam kuşaklarını çok severdim. Orhan Boran ve Yuki, Uğurlugiller, Sezen Cumhur Önal, "Gözünüz yolda kulağınız bende olsun" diyen Zeki Müren, Orhan Ayhan, Halit Kıvanç şu anda aklıma gelenler. Akşam 21.00 de masal saatinden sonra uykuya dalardık. Sonra TRT3 çıktı, benim lise ve üniversite yıllarımda en çok dinlediğim kanaldı. O zaman FM bandında bir TRT3, birde Polis Radyosu ile İTÜ radyosu vardı. TRT3 o yıllarda gençlerin vazgeçilmezi idi. Yabancı müziği bu kanalda öğrendik. Başta Stüdyo FM ( hala yayında ) olmak üzere birçok değerli program vardı. İzzet Öz'ün Teleskop'u, Sebla Özveren, Sezen Cumhur Önal mesela.
90 yıllardan sonra özel kanallar çıkmaya başladı. Türkçe ve yabancı müzik kanalları frekansları bir bir paylaşmaya başladılar. Bugün nerede ise yer kalmadı. Bir çoğunun ömrü kısa oldu, yerlerini başka kanallara bıraktılar. Bugün özellikle PowerFM ve TV kanalların radyoları baskın.
Geçenlerde bir dostumun tavsiyesi üzerine 87.7 yi ( ismini öğrenemedim ) dinlemeye başladım. Türkçe eski şarkıları çalıyorlar, dinleyeni 20 - 30 sene öncesine götürüyorlar. Tam bir nostalji. Radyonun eski yıllarını anımsatıyorlar, umarım ömrü uzun olur. Size de tavsiye ediyorum.
Ders çalışırken, mutfakta yemek yaparken veya yerken, arabada bir yere giderken, ofiste işimizi yaparken, bilgisayar başında, güzel bir yaz akşamında yanımızda olan radyonun bize ne kadar yakın olduğunu çoğu kez ıskalarız.
Aslında radyo, TV den daha sıcaktır. İyi bir anlatıcıdan maç dinlemenin keyfini birçok futbolsever iyi bilir. Cumhuriyetimizde, 80 yıllık geçmişi ile RADYO hayatımızda var olmaya devam edecek. Sizi bilmem ama ben radyo dinlemeye devam edeceğim.....


