Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '19

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Rahmi Koç Müzesi

Tarihi Lengerhane binasında,
Hasköy - Sütlüce arası gidip gelen,
Alman yapımı bir yolcu treni eskisi;
Alıp götürüverir seni ta o yıllara.
Romanya’da rafineri bombalayıp;
Manavgat’ta denize düşen Hadley’s Harem’in,
Uçaksavarla vurulup, Akdeniz’in dibinden çıkıp gelmiş;
O yaralı, iki adet pervanesi,
Savaşın acımasızlığını bir şamar gibi vurur;
Yüzünün hem sağ yanına, hem de sol yanına.
Dünyayı dönüp dolaştıktan sonra,
Orada demirlemiş öylece duran,
Yorgun argın Kısmet Yelkenlisi.
Hayatın neden eve dönmekten ibaret olduğunu;
Hiç ses etmeden anlatıverir,
Hem de ona baktığın ilk anın tam da ortasında.
Çünkü ev benliktir.
Çünkü ev gidecek başka yer kalmadığında;
Koşup gelinecek yegane yerdir.
İşte o yorgun argın Kısmet,
Orada sana bunun talkınını verir.
Madeni yağ kokusunun deniz kokusuna karıştığı yerin adıdır;
Kostas Usta’nın motor atölyesi.
Ve her derdin mutlaka bir devası olduğunun;
Nihavend bir şarkısı gibidir,
O atölyeden gelen çekiçle anahtarın sesi.
Tek kanallı radyoda bir Fenerbahçe Maçı anlatırken Orhan Ayhan Abi;
Akıp giden hayatı bir anlığına da olsa durduruverir,
Ismarlama kundura imal eden, bir ayakkabı tamircisi.
O anda tüm farklılıkları eşitleyen iki şey vardır sadece:
Zarif bir çay bardağının incecik beliyle,
Dükkanın her yerine yayılan tavşan kanının koyu mu koyu demi.
Ez cümle, Altınboynuz’un Hasköy’ünde kıyıya yanaşmış olan Koç Müzesi;
Başlı başına bir aydınlanmanın hikayesidir,
Başlı başına bir medeniyet hazinesi.
O yüzden ne kadar teşekkür etsek;
Bir o kadar daha teşekkür etmemiz lazım gelir;
Ömrünüz uzun olsun, saolun, var olun,
Sevgili KOÇ AİLESİ...
 
 
Toplam blog
: 70
: 289
Kayıt tarihi
: 26.07.14
 
 

Sapancalı, Üniversite mezunu, satış pazarlama sektöründe çalışan Errare Humanum Est ve Dum Spiro ..