Recep Bey ve Kemal Efendi!

CHP'nin yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kurultaydaki konuşmasında Başbakan Erdoğan'dan "Recep Bey.." diye söz etmesini şöyle izah ediyor:

Tayyip Bey, fukaralıktan gelen, ayağında çarığı, bacağında poturu bir "yoksul" iken, Recep Bey, siyasete girdikten sonra zenginleyen, havuzlu villalarda oturan "varsıl" olmuş... Başbakanın bu iki halini ayırmak için bu isimleri sembol olarak kullanıyormuş Kemal Bey...

Bence bu başlangıç Kılıçdaroğlu için hiç iyi bir başlangıç olmadı; bütün şişirmelere rağmen... Bir kere, iktidara talip bir genel başkan ciddiyetine uymuyor. Nasıl yani, aynı kişinin iki ismi nasıl ayrı durumları sembolize ediyormuş... Çocukça bir yaklaşım...

Kaldı ki, Başbakan Erdoğan, siyasetten önce ne kadar fakirdi bilmesek de, ta İstanbul belediye başkanlığından başlayarak yirmi yıla yaklaşan siyasi hayatında bir parça varsıllaşmış olabilir... Nitekim Kemal Kılçdaroğlu'nun kendisi de, bir bürokrat emeklisi iken 400 bin liralık gömleği giydi Kurultayda...

Bugün, gömleği soranlara; "kendi paramla aldım arkadaşlar..." diye de çıkıştı. Doğrudur; Sayın Kılıçdaroğlu kendi parasıyla almıştır; ama demek ki, bir memur emeklisi, kendi parasıyla böyle dünya çapında marka gömlekler giyilebiliyorsa, yıllarını siyasete vermiş biri de, kendi parasıyla, bir havuzlu villada oturuyor olabilir...

Şu fukaralık edebiyatından vaz geçmeli Kılıçdaroğlu... Bunun çağı çoktan geçti bu ülkede. Ceplerinde yüzlerce liralık cep telofonları olan, ellerin altında binlerce liralık bilgisayarları bulunan bugünün gençliği, bu "yoksulluk edebiyatı"ndan hiç anlamaz...

Hele CHP gibi, ülkenin her yerinde seçkinlerin ve zenginlerin partisi olan; ayrıca bir de bankası bulunan bir partinin genel başkanı olup da yoksulluk edebiyatı yapmak çok yapmacık kaçıyor..

Türkiye, ekonomik krizlere rağmen, bugün milli geliri on bin dolarla ulaşmış bir ülke... Yetmişli yılların, en zorunlu ihtiyaçların bile saatlerce kuyruk beklenerek alındığı zamanı yaşamıyoruz artık... Bırakın bu geçmiş zaman sömürüsünü de geleceğe dair bir şeyler söyleyin...

Eğer ille de varsıl-yoksul edebiyatı yapacaksanız; önce kendi partinizi masaya yatırmanız gerekecek... Hele bunu bir yapmaya kalkışın...Bakın o zaman, sizi bir gazla tepelere çıkaranlar, nasıl anında el çekip tepe taklak yuvarlıyorlar, göreceksiniz... Genel başkan Kemal Bey iken, birden "Kemal Efendi" oluverirsiniz, nazarlarında...

Siz en iyisi temkinli davranın Kemal bey... Zenginlik konusunu fazla ağzınıza almayın!