Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

perihan reyhan ALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/pra

26 Mayıs '12

 
Kategori
İnançlar
 

Recmden yola çıkarak!..

Recmden yola çıkarak!..
 

Kuran’a dayalı İslamiyet’i savunanlarla diğerlerinin yani gelenekçi İslami kesimin tamamının zıtlaştığı bir konu recm, yani zina edenin taşlanarak öldürülmesi olayı.

Şimdi nereden çıktı durup dururken bu konu diyeceksinizdir lakin bu konunun çok farklı ve yanlış ifade edildiği, kadın erkek olarak ayrıldığı, kimilerince sadece kadına uygulandığı ifade edilerek (ki bence kasıtlı olarak basında sadece kadınların taşlanışı resmedilip taşlanan erkek konu edilmemektedir hiç), kimilerince de, işte İslam budur, şeriat budur denilerek, İslam’ı karalamak adına kullanıldığını gördükçe üzülmekteyim. İstedim ki bilmeyenler işin aslını öğrensinler ve İslam’a iftira etmesinler!

Allah Kuran’ın eksiksiz bir şekilde tamamlandığını, Enam Suresinin, 38. ayetinde şöyle ifade ediyor, “ Biz bu Kitapta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık, ne fazla yaptık…

Bütün gelenekçilerin ortak görüşü şudur ki “Zina edenler taşlanarak öldürülür” Oysa Kuran’da zinanın cezası belirtilmiştir. Nur Suresinin 2. ayetinde “Zina eden kadınla, zina eden erkeğin her birinin ciltlerine yüz vuruş vurun”

Allah Kuran’da zinanın cezasının ne olduğunu söylemişken, gelenekçi İslam grupları zinanın cezasının Kuran’ın aksine taşlayarak öldürme olan recm olduğunu savunmuşlardır. Hatta bu kesim daha da ileri gidip kendilerini haklı çıkartmak için Kuran’ın eksik olduğunu çünkü zina ayetlerinin keçi tarafından yenildiğini söylerler, tıpkı Ateistler ya da Kuran’ın bazı kısımları veya tümünü reddedenler, azımsamaya, karalamaya çalışanlar gibi!

Hiç akla yatkın değildir bu savunu. Bir devlet başkanı, üstelik peygamber ölecek ve ortalık son derece tenha olacak, akıl alır şey değildir. Neredeyse, tüm halk orada, evin içi ve dışı insan kaynıyor, bir keçi gelecek, onca insan arasından geçerek, yatak odasına girecek ve de nasıl becerikli bir keçiyse o, yatağı kaldırıp altındaki Kuran sayfalarının herkese göre de farklı konulardaki sayfalarını seçerek yiyecek ve de hiç kimse görmeyecek bu masalsı olayı!

Bu konudaki diğer ayetleri de dikkate alacak olursak, ölüm cezası olmadığı görülecektir. Çünkü Azhab Suresi 30. Ayette, “Ey peygamberin hanımları! Sizden her kim bir terbiyesizlik ederse ona azab iki kat katlanır. Bu Allah'a göre çok kolaydır.” denmektedir. Ölümle cezalandırma olsaydı şayet, böylesi bir söz edilmezdi Kuran’da. Ölüm ancak bir kez olur, ölümle cezalandırdığınız birini, katlayarak, iki kez öldüremezsiniz ama 100 vuruş ikiye katlanabilir!

Nisa Suresinin 15. Ayetinde ise, Allah şöyle söylemektedir, Kadınlarınızdan zina yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse onları evlere kapatın. Bu, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah onlara bir yol açıncaya kadar böyle gitsin.”

Ayetteki Allah onlara bir yol açıncaya kadar sözlerinden anlaşılacağı üzere, zina yapan kadınlar hakkında ileride yeni bir hüküm gelecektir.

Nitekim bir zaman sonra Nur Suresin 2. ayeti nazil olmuş ve onlar hakkındaki yeni hüküm belli olmuştur ve Allah şöyle buyurmuştur: Zina eden kadınla,zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve ahret gününe inanıyorsanız, Allah’ın hükmünü yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takımı da onların çektiği azabı gözleriyle görsün.

Zina, karşılıklı yapılan bir eylem olduğu ve kadın için yasaklanarak cezai yaptırımı olup da, erkek için olmaması mümkün değildir! Biz kulların sıkça ve pek çok konuda yaptığımız gibi, erkek için bir ayrıcalık ve eşitsizlik Allah indinde mümkün değildir. Bu nedenle de, erkeklerle ilgili hükümler de, bir sonraki ayetle belirlenmiştir, “İçinizden bu suçu işleyen çiftlere eziyet edin. Eğer tövbe edip kendilerini düzeltecek olurlarsa bırakın. Allah Tevvab’dır tövbeleri çok kabul eder,  Rahim’dir, merhametine sınır yoktur, ikramı boldur.”(Nisa Suresi 16. Ayet)

 
Bu ayette yer alan zamirlerin (ellezâni) şeklinde müzekker (eril) olarak gelmesi Arap dilinin yapısı gereğidir. Yani, Arapçanın teamülü gereği,  erkek ve kadınlara aynı anda hitap edildiği zaman, bu tek bir hitap tarzına, erkek kalıbına dökülmektir. Bu husus edebî bir sanattır ki buna “tağlip sanatı” denir.Bu sanata göre, erkek ile kadın için aynı zamir veya fiil kullanılacaksa müzekker (eril-erkek) zamir veya müzekker fiil kullanılır.
Bu nedenledir ki Arapça dil ve yazın kuralları ve de sanatlarını çok iyi bilmedikçe, Allahın sözlerine aykırı ve yalan bir hükümde bulunmak, hele de işe geldiğince hükümde bulunmak mümkündür ve sıkça da karşılaşılmaktadır! Yine bu nedenledir ki Kuranın erkeklere hitap ettiği ve kadınlara uygulamaları gerektiği, erkeklerin bu konudan sorumlu olmadığı zannıyla, böylesi sonuçlar çıkartmaktadırlar pek çok konuda da olduğu gibi!

Yeri değil ama dile getirmeden edemeyeceğim, çünkü dilim sussa, yüreğim susmuyor, yüreğim sussa, aklım, hepsini susturabilsem de, kalemim susamıyor; Allah’ın suç gördüğü ve ceza uygulaması getirdiğini, bizim dindarlarımız(!) suç olmaktan çıkarttılar! Böylelikle yorgan gitti, kavga da bitti!..

Recm olayından yola çıkarak, pek çok konuda geleneksel İslam’ın nasıl yanlış yolda, Kuran’dan ne kadar uzak olduğunu görmek mümkün. Kuran ve gelenekçi İslam, pek çok konuda, bu denli zıttır ve insanları yanıltan, yanlış düşünmeye sevk eden de Kuran’a hiç el sürmeksizin, bir kez olsun merak edip de okumaksızın, üzerinde hiç düşünmeksizin, araştırmaksızın, gelenekçi İslamcıların fetvalarına göre hüküm vermeleridir. Üstelik Allah Kuran’da Kuran’ın yeterli olduğunu ve dinin tek kaynağının Kuran olduğunu söylüyor olmasına rağmen!  

Kuran’ı kafasına göre değiştiren, işine geldiğince eğip büken, ilaveler yapan, işine gelmediklerini çıkartan, yok sayan, keçiye yedirtenlere de, yine Allah Kuran’da, “Neyiniz var sizin, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan ders mi görüyorsunuz? Onda keyfinize uyan her şeyi rahatça buluyorsunuz? (Kalem Suresi, 36-37-38. Ayetler)” diye sormaktadır!

 

p.r.alkan 

 
Toplam blog
: 290
: 553
Kayıt tarihi
: 11.03.08
 
 

İlk ve orta öğrenimimi Gölcük/ Kocaeli, lise ve üniversite öğrenimimi Ankarada gördüm. İlk okuldan..