Referandum'un hayır cephesi "çocuk istismarı" mı yapıyor?

Anayasa değişikliğine "hayır" diyen taraf çocuklara sarıldı... CHP'nin propaganda araçlarında 10-12 yaşlarında, örgülü saçları olan masum bir kız çocuğu resmi var....

Televizyonlarda da bir reklam dönüyor "hayır" için... Burada da 8-10 yaşında çocuklar, referanduma hayır denmesi adına mesajlar veriyor...Elbette bu çocuklar kendileri oy kullanamayacağına göre mesajı büyüklere veriyorlar.

Seçilme yaşının 18'e indirilmesini, çoluk çocuk siyaset mi yapacak, diye karşı çıkan bir zihniyetin, kendi siyasi çıkarları için 8-10 yaşında çocukları alet etmesi ne yaman bir çelişkidir!

Yani herşey bitti de iş çoluk çocuğa mı kaldı?.. Daha CHP Genel Başkanı'nın bile tam olarak anlamadığı Anayasa değişikliklerini sekiz yaşında çocuklar mı anladı da "hayır" propagandası yapıyorlar!!

Bu da bir çeşit çocuk istismarı değil midir?... İster "hayırcı"lar yapsın ister "evetçi"ler yapsın siyasi işlere çocukları alet etmek de bir tür çocuk istismarıdır.

Sayın Kılıçdaroğlu gibi Ana Muhalefet lideri, "Bu değişiklikten sonra Başbakan ayrı partiden Cumhurbaşkanı ayrı partiden seçilirse kavga çıkmayacak mı, bunları neden millete anlatmıyorsunuz" diye işin özünden uzaklığını ifade ederken, bu çocuklar hangi bilinçle "hayır" diyorlar acaba!!

İşi çocuklara havale etmek acizliğin, çaresizliğin göstergesidir... Anayasa değişiklikleri elbette çocuklarımızın geleceğini etkileyecek, elbette hepimiz çocuklarımızın özgür, bağımsız ve gelişmiş bir Türkiyede yaşamalarını istiyoruz... Ancak, bunu onları siyasi arenaya çekerek yapacak değiliz... Bunu onlar adına biz yapacağız...

İlginç olan bir durum da şu ki, aynı işi Almanya da yapıyormuş... Alman çocuk kanallarında da çocuklar istismar edilerek onlara da "hayır" dedirtiliyormuş... Bu bir tesadüf olabilir mi?..Yoksa uluslararası "üst akıl" çaresizliğinin "çaresini" çocuk istismarında buldu da her yerde aynı taktik mi uygulanıyor!!

Almanyaya karışmayız da, Türkiyedeki yetkilisi YSK mıdır, RTÜK müdür bilemeyecim ama bana kalsa, kim adına yapılıyor olursa olsun, çocukları bu işten çekerdim... Çocuk propagandalarına yasak getirirdim... Herkes kendi acizliğini kendi yaşasın, çocuklarımızın üstüne yük olmasın...

Bu sakillik aklıma İslam Tarihinde yaşanmış benzeri bir olayı getirdi, kısaca anlatacağım:

Mekke müşrikleri Peygamberimizle olan anlaşmayı bozdukları için sulh durum ortadan kalkmıştı ve Müslümanlar için Mekke'yi feth etme hukuku ortaya çıkmıştı. Bu durumu anlayan Mekke'nin efendisi Ebu Süfyan yel yepelek Medineye koştu, önüne gelen herkesten eman dileyerek Mekke üzerine yürünmesini engellemeye çalışıyordu... Ancak kimse yüzüne bakmadı.

Sonunda, daha 7-8 yaşlarında olan Hz.Ali'nin oğlu Hz.Hasan'ın eteklerine düştü...Sen bari bana eman ver diyerek ondan yardım dilendi... Fatima annemizin Ebu Süfyanı, işin çocuğa mı kaldı, diyerek azarladığı rivayet edilir...

Yani, ister şu taraftan olun ister bu taraftan eğer siyasi çıkarlarınız için işiniz çocuklara kaldıysa vay sizin halinize!!

Ebu Süfyan'ın hamlesi işe yaramamıştı, sizin ki de yaramayacak!