Rezonans

Evrenimiz düşlerin, hayallerin, düşüncenin evrenidir. İlk rezonans, ses titreşimi ile “Ol” kelimesi ile başlar. İlk yaratım, bir düşüncenin, bir rezonansın ürünüdür.

Rezonans, kelime olarak bile söylendiğinde, ister yüksek sesle ister içinizden anlamını taşıyor: Titreşim.

Hem bilimsel yönden önemi büyük, hem de günümüzdeki birtakım ruhsal ve enerji boyutundaki çalışmalara açıklayıcı niteliğinde ışık tutan bir konu. Kuantumun keşfinden sonra önem kazanmaya başlayan rezonans, bazı sırları, gizemleri açıklamada önemli rol oynuyor.

Dünya yaşam alanı, ihtiyaca yönelik bir düşüncenin ürünüdür. Evren ve canlı cansız, tüm görünen görünmeyen her şey, ihtiyaca yönelik bir düşünce ürünüdür. “Mistiklerin âlemlerin aslı hayaldir” sözü buradan gelir. Hayal kelimesi gereksizdir  anlamında söylenmemiştir. Evren ilahi düşünce ürünüdür. Evrenimiz düşlerin, hayallerin, düşüncenin evrenidir. İlk rezonans, ses titreşimi ile “Ol” seslenişi  ile başlar. İlkyaratım, ses enerjisinin yani kısaca bir rezonansın ürünüdür.

Hesiodos Destanı Yaradılış kısmında, "Naml, şanlı Hephaisdos'u çağırdm hemen. ‘Bir parça toprak al, suyla karıştır’ dedim, ‘içine insan sesi koy, insan gücü koy."

Tüm yaradılış efsanelerinde, kutsal ayetlerde geçen yaradılış bölümlerinde bahsedilen ortak bir nokta vardır. Her şeyden önce sessizlik ve karanlık vardı. Daha sonra Allah, ışığı yarattı, daha sonra evreni, kâinatı, dünyayı ve dünya üzerindeki canlıları. Fakat burada dikkat çeken en önemli bir durum mevcuttur. O da her şeyden önce sözün olması. Söz yani düşünce ve sonra ses. Allah “Ol” diyor, ışık oluyor. Her şeyden önce düşünce ve ses vardı o zaman.

Zend Avesta’da: Başlangıçta ne vardı Ahura? Işık ve söz.

Eski Ahit’te: Tanrı, "Işık ol" dedi ve ışık oldu.

O, gökleri ve yeri Hak olarak yaratandır. O'nun "Ol" dediği gün oluverir, O'nun sözü Haktır.” (Enam Suresi, 73. Ayet)

“Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir.” (Nahl Suresi, 40. Ayet)

İlk sesleniş “Oku” ayetidir.

Her şeyin üzerinde söz olması en büyük sırlardan biridir. Söz’ün dile gelmesi için de tınıya yani rezonansa, kısaca sese ihtiyaç vardır.

Ses’in yarattığı muazzam etki. Ses kainatta asla kaybolmaz, sadece dönüşür. Yarattığı enerji alanları dalga dalga yayılır. Hiç konuşmasak dahi sesimiz tüm evrende duyulur. Çünkü düşüncelerimiz her ne kadar sessiz dursak da konuşur. Sessiz ama sedalı bir dokunuştur bu. 

Başlangıçtaki OL rezonansı hala titreşiyor. İşitebiliyor musun? Sonsuza kadar, sonsuzca devam edecek seslenmeye. Devam ettikçe de yaratım hiç son bulmayacak.