Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

RTE-PKK görüşmesi

RTE-PKK görüşmesi
 

Oslo'da PKK ile görüşen de Erdoğan'dır aslında.


Oslo’da yapılan görüşmeler; yersiz, zamansız ve çekincelidir. Bir terör örgütüyle görüşmeye oturmanın belli koşulları olmalı. Bu koşulların dışında yapılan görüşmeler, terör örgütünü güçlendirmekten hatta siyasal ve uluslar arası alanda yasallaştırmaktan başka bir işe yaramaz.

İlk koşul, zamanlamadır. Devletin en güçlü, terör örgütünün en güçsüz olduğu zamandır, en uygun olan. Örgütün; ayakta durabildiği; terör hareketlerini, alabildiğine sürdürebildiği dönemde masaya oturmayacaksın. Masaya oturduğunda ülke topraklarının tamamı, devletin hâkimiyetinde olacak. Terör örgütünün hâkimiyetinde, bir karış ülke toprağı olmayacak.  

Oslo görüşmeleri, bu koşula uyuyor mu? Hayır. Örgütün, terör eylemlerinin oldukça yoğun bir dönemi seçilmiş. Kimi yerleşim birimlerinde, teröristler cirit atıyor. Esnaf, onların emriyle kepenk kapatıyor. Hatta örgüt elemanları haraç topluyor. Bu yüzden örgüt, masada, kendinin güçlü olduğunu düşünüyor. Hatta sonuçlara bakınca güçlü olduğu da anlaşılıyor.   

İkinci koşul; görüşmelerin, parti çıkarları düşünülerek değil, ülke çıkarları düşünülerek yapılmasıdır. Hemen seçim öncesinde, oy kaybetmemek için “ateşkes antlaşması” amacıyla oturursan masaya, ülkenin yitireceklerini gözardı edersen ihanetin kıyısında bulursun kendini.

Bu görüşmelerin, ülke çıkarlarıyla bir ilintisi var mı? Yok.Hatta ülke çıkarlarına tamamen ters düşüyor. Recep Bey’in; bu görüşmeleri, yaklaşan seçimlerdeki olası oy kaybını önlemek için düzenlediği, gün gibi ortada. Örgütün de bu zayıflığı, soluklanmak ve sonraki terör eylemlerine hazırlanmak için zaman kazanmak amacıyla kullandığı, net olarak anlaşılıyor.

Üçüncü koşul; iktidarın, terör örgütüyle görüşmeden önce, halkı temsil eden meclise danışmasıdır. En azından, kapalı oturumda, miletvekillerine bilgi verilmeli ve olur alınmalıdır. Çünkü terör sorunu, salt, iktidar partisinin sorunu değildir. Hiçbir iktidar; meclisin olurunu almadan, terör örgütüyle, masaya oturmamalı.

Böyle bir şey yapılmış mı? Yapılmamış. Bu görüşmelerden, AKP Milletvekillerinin bile haberi yoktur, büyük olasılıkla. Recep Bey ile onun görevlendirdiği kişilerin dışında kimsenin bildiğini de sanmıyorum.

RTE, TBMM’yi devre dışı bırakarak ülkeyi padişah gibi yönetmek istiyor. Meclisle görüşmediklerini Leyla Zana ile görüşmesi de Meclise verdiği değerin ölçütüdür. Her konuda karar veren tek kişi kendisi olmak ya da öyle görünmek istiyor.

 “Görünmek istiyor.” dememin bir nedeni var elbette. Asıl karar verenlerin, emperyalistler olduğuna inanıyorum çünkü.  Oslo görüşmelerinin de onların inisiyatifinde geliştiğini düşünenlerdenim.

Dördüncü koşul; görüşmelerin, sadece tarafların bulunduğu ortamda yapılmasıdır. Tanık gözetiminde yapılacaksa bu tanıklar, bölgede, emperyalist amaçları olmayan ülke temsilcileri olmalı. Temsilcileri, BM de atayabilir. Bu durumda da tarafsız ve terör örgütü ile bağlantısı olmayan ülkelerden seçilmiş olmaları gerekir.

Oysa yüzyıllardır bölge halklarının, etnik yapıların ve uluslarının çatışmasından çıkar sağlamaya çalışan; ajanları aracılığı ile etnik başkaldırı eylemleri düzenleten; terör örgütünü her açıdan destekleyen bir emperyalist devletin hakemliğinde yapılmıştır, görüşmeler. Uzlaşma metnini de bu devletin temsilcileri imzalamıştır, iki taraf adına.  

Şimdi Recep Bey’e düşen bir görev var: Bu görüşmelerin ve karar altına alınan uzlaşma metninin; Türkiye’ye kazandırdıklarını(!), o derin(!) ve geniş(!) bakış açısıyla, kimseye hakaret etmeden açıklamak…

AKP’ye ne kazandırdığı belli de Türkiye’ye kazandırdığı ne?    

Haydar Bibinoğlu 

 
Toplam blog
: 71
: 774
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Emekli Öğretmenim. Anadolu Üniversitesi, AÖF, Eğitim Önlisans Programı mezunuyum. İlgi Alanım: Si..