Rüşvet ve Yolsuzluğun Dünyadaki Algı Haritası

Dünya Ekonomik Form- World Economic Form haberine göre, yoksul ülkelerden rüşvet ve yolsuzlukla çalınan para bir trilyon dolardan fazla.

Rüşvet ve yolsuzluk sosyal bir hastalık olarak tanımlanıyor. Rüşvetin, yolsuzluğun  az veya çok olması, bir ülkenin coğrafi konumuna,  gelenek görenek ve kültürüne, ahlak standartlarına, yargısına, kurumlarına, siyasi yapısına göre değişiyor. 

Günümüzde yaşanan, dünyadaki toplumsal olayların dayanaklarından ya da bahanelerinden biri de rüşvet ve yolsuzluk. İktidar sahiplerinin teokrat ya da otokrat yönetim altında evrensel hukuk kurallarını hiçe sayan davranış sergilemeleri, yolsuzluk ve rüşvet ile mücadelede etkin olamamaları, hayat pahalılığı, işsizlik gibi nedenlerle ülkelerinde iç karışıklıklara ve iç savaşlara ortam hazırlanıyor. İktidarlar devriliyor, rejimler değişiyor. Ortalığı karıştırmak isteyen emperyalist ülkelerin etnik ve mezhepsel ayrılıkları da kullanarak toplumsal olayları körüklemelerine fırsat veriliyor.

Demokrasi, hukuk, adalet, eşitlik gibi terimler somut kavramlar. Oysa, rüşvet  maddi temelli. Buna rağmen tespiti zor. Rüşvete ilişkin bilinen somut gerçeklerin yanında, yapılan anket araştırmalarına göre toplumun rüşvet ve yolsuzluğu algılama biçimi değerlendiriliyor.

Dünya Ekonomik  Formu  haberine göre, her yıl, dünyanın yoksul ülkelerinden rüşvet ve yolsuzluklarla çalınan miktar bir trilyon dolardan fazla. Bu miktarda parayı hayal etmek oldukça güç.

Büyük boyutta rüşvet ve yolsuzluklar girdiği ülkelerde kan döküyor. Mafya, terör ve iç karışıklıkların en önemli kaynaklarından biri rüşvet ve yolsuzluk olarak  görülüyor. Silah, uyuşturucu, inşaat - ihale, ticaret, rant gibi alanlar rüşvetin sık döndüğü yerler olarak biliniyor.

Toplum içinde rüşvet ve yolsuzluk, toplumu gittikçe saran bir tür kansere benzetiliyor. Kanser mikrobunun yeri bilinmediğinde tedavisi minimal oluyorsa rüşvet ve yolsuzluğun da kaynağı tespit edilmeden  önü alınamıyor.

Dünya Ekonomik Form’na  göre, rüşvet ve yolsuzluk sadece yasaların baskısı ile önlenemiyor. İktidarlar içtenlikle yolsuzluk ve rüşvetle mücadeleyi benimsemeli, açık ve şeffaf olmalı. İnsan eğitimi, farkındalığı ve duyarlılığı  önemli. Başta eğitim kurumları ve siyasi, sivil yapılar olmak üzere rüşvet ve yolsuzlukla mücadeleyi programlarına almalı ve uygulamalılar.

Hüseyin SEYFİ