- Kategori
- Siyaset
Rusya krizi sürerken

Resim Yandex görsellerinden alınmıştır.
Fedakarlık ve sebat etmenin getirdiği kazanımlar, uluslarda çeşitli direniş biçimleri ile gözlenmiştir.
80'li yıllarda İngiltere'de et fiyatlarının yükselmesi karşısında, İngiliz kadınlar pankartlarla sokağa dökülerek, haftalarca, hatta aylarca et yemeyeceklerini, protein ihtiyaçlarını baklagillerle karşılayacaklarını beyan etmişler ve bu mücadelelerini kısa zamanda kazanmışlardır.
Ancak, tarihte en büyük direniş ve fedakarlığı Türk kadını göstermiştir. Ekmeğini ihtiyaç sahibi başkaları ile bölüşen, yokluk ve fakirlik karşısında pes etmeyen Türk halkından Doğu Anadolulu çay tiryakisi vatandaşlarımız, 2. Dünya Savaşı sırasında şekerin karneye bağlandığı dönemde, kişniş üzümü, elde kalmış pestiller ve şeker ihtiva eden diğer kuru meyvelerle çay içmeyi alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu durum normale döndükten sonra da, Erzurum'da, bu alışkanlığını sürdüren annemi rahmet ve tebessümle anımsarım.
Sınırımızda Rus uçağının düşürülmesi krizine bu denli tepki gösteren, Suriye'de, 1960'lı yılların ortalarından beri Esat'ların istibdat rejimini sürdürmesine, demokrasi ve özgürlüklerin sınırlanmasına fırsat sağlayan, bugünkü Suriye'de çeşitli terör guruplarının güç bulmasına ve ülkenin parçalanmasına yön veren Rusya yanında, Rusya'nın Suriye'de bu gücünün gelişmesini önlemeye çabalayan, ancak yanlış taktiklerle, bu mücadeleyi terörist gruplarla yönlendiren ABD ve Suudi Arabistan, 1970'li yıllardan beri, özellikle dünya terörist grupları arasında adı zikredilen Ahvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Örgütünü silah, para ve eğitim programları ile desteklemiştir. 1976-1980 yılları arasında, bu sıkıntılı ortamın endişe ve üzüntü yaratan rüzgarlarını, Halep BK'da görevlendirildiğim sıralarda derin izlerle yaşadım.
Yaratılan IŞİD belasına, bir de PYD'nin silahlı gücü YPG katılmıştır. PYD bu puslu havadan bilistifade özerkliğini ilan etmiş olup, Amerikan Basını ve politika otoritelerince de açıkça ifade edildiği üzere, bölgede Büyük Kürt Devletini oluşturma projesi, adım adım hayata geçirilmeye başlanmıştır.
Bu aralıkta Rusya, esasen IŞİD ile mücadele faaliyetleri ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen , Lazkiye yöresinde yerleşik günahsız Bayır Bucak Türkmenlerini yok etmeye başlamıştır. Bu müdahaleyi, Bayır Bucak Türkmenleri arasında, ülkesine karşı terörist girişimlerde bulunan Gürcü grupların, Türkmenlerin silahlı mücadelesine katıldığını konu etmektedir. Türk Hava Sahasını ihlal ederek Türkmen cephesi ve halkına karşı uçaklarla bombalama eylemine girişen Rusya uçağının düşürülmesi ardından, ortaya çıkan talihsiz açıklamalara bakınız!!!!!
Esasen, olaya yumuşak üslupla diplomatik çözüm bulması beklenen Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, TÜRK TURİZMİNE, TÜRK ÜRÜNLERİNE karşı boykot uygulanmasını, halkından, birinci ağızdan, talep etmektedir.
Tepkiler bununla da kalmamış, Türk İş adamları tutuklanmış, kötü muameleye tabi tutulmuş, hava alanında bekletilmiş ve bırakılan yolcuların valizlerinden elektronik eşyalarının alındığı, Türkiye'ye dönüşlerinde fark edilmiştir. (28 Kasım tarihli Hürriyet G. haberinden)
Polisiye gücü ve acımasız polisiye tedbirleri ile, diplomatik misyonlar için yegane güvenli ülke namını haiz Moskova'da Büyükelçiliğimiz binasına taşlı ve yumurtalı saldırılar ve binada ortaya çıkan hasar, büyük üzüntüye sebebiyet vermiştir.
Esasen, Rusya'daki idareciler, her ne kadar ülkemize doğalgaz satışından önemli gelir sağlayan ülkelerinin, bu bağlamda Türkiye'ye ambargo uygulanmayacağı konusunda açıklamalarda bulunsalar da, manasız bir onur savaşına girişen Rus tarafından, her türlü aklı selim dışı kararı beklemek, olasılıklar arasında tutulmalıdır.
Türk halkı, gerektiğinde battaniyelere sarılarak, gündüz saatlerinde sistemi rolantide çalıştırarak ve gerekirse bir süre kömürle ısınma sistemine dönerek, dünyanın bu ikinci emperyalist gücüyle mücadeleyi sürdürecekleri mesajını vermelidirler.
Bu meyanda ülkemiz topraklarında ve denizlerimizin kıta sahanlığı alanlarında petrol ve doğalgaz arayışına ve alternatif enerji kaynaklarını oluşturmaya hız verilmelidir.
Ben, bütün sıkıntılar aralığında, ulaşım araçlarında elinden kitabı düşürmeyen Rus halkının, Türkiye'nin müdahalesine tepkilerini, entellektüellere yakışır bir yakışır bir biçimde seyir edeceğini umardım. Ancak, istisnasız, milliyetçi bir tavır sergileyen bu sınıfın haksız savunmasını kınadığımı da, bilvesile ilave etmek isterim.