Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '07

 
Kategori
Blog
 

Rüzgarı takip ederken...

Rüzgarı takip ederken...
 

Bir rüzgar ki bu; saçlarımızda denizin ya da gölün damlacıkları, tenimizde okşayan dokunuşları ve yüreğimizde titreten dostluk ürpertileriyle bizi yavaş yavaş hedefimize götürüyor. Yelkenimizi açmışız dostluğa, rüzgarımızı yakalamışız artık (Sevgili Kaptanzade’ye ait bir söz). Yakaladığımız bu rüzgarla seyahat etmeye alışmaya başladık, bu rüzgarı kaybetmeye hiç niyetimiz yok!
13 Ocak’ta başladı hafiften bir rüzgar İstanbul’da hazırlıksız yakaladı bizi. Eymir'de uçurmaya başladı şemsiyelerimizi, orada tutmayı öğrendik. Ve İzmir’de artık istediği kadar sert essin biz çoktan yakalamıştık onu. Bu rüzgar ki, artık bizi oradan oraya savurmuyordu, bize enerji oluyordu, yol alabilmemiz için. Hep birlikte güvenle ve dostlukla...
Mükemmel bir organizasyonla, esirgenmeyen bir emekle çok yol aldık İzmir’de. İzmir’in güzelliklerini yaşadık. Gezdik, yedik, içtik, eğlendik. Bazen de ağladık.
Nazar boncuğu taktık, bir tane...Kazazede arkadaşımızı sembol alıp, tüm MB’ye...Buca Göleti’nin güzelliğini tadarken.
Tatlıdan yapıştı ellerimiz, Karşıyaka’da lokmayı dökerken...
Titanik filmini tarih bir kere daha gördü, başrolleri sırayla provaya alırken...
Ve dalgalar döverken Narlıdere sahillerini, güneşin batışıydı bizi alıp başka alemlere götüren, rüzgara hala kızamazken...
Dansın ritmini yakaladık gözlerimizle, savrulan o güzelin eteğinde...
Emre'ye gece boyunca abilik yapan romantik kemancımızla...
Beyaz saçlı adamın yeşil gözlerindeki bulutları izledik, yer yer güneş açarken...
Muhteşem bir ekip oluştu, yeniden yaratıldı Mezdeke; ruhların sessiz iletişiminde ve ahenginde...
Yüzleri görmeden, paylaştığımız kelimeleri; gözlere bakarak yaşadık...
Mikrofondan yayılan duygularla, sesleri yüreklere kazıdık...
MB’nin ve Sabiha Rana’nın çiçeği süsledi salonumuzu...
Katılamayan dostlarımızın duygu dolu mesajları.
Ordu’yu andık, Yekruseha’nın fındığının lezzetinde, dostluğunun tadını aldık.
Karşıyaka’nın kahve kokusunu çektik içimize Sayın Osman Avcı’nın bir paket kahvesinde ve hatırı kaç yıl ola ki bu pakedin diye hesaplar yaptık.
CD’lerimiz arşivimizin en değerli parçası oldu, emeği ve dostluğu her daim gülümseyerek anmak üzere, üzerinde İlyas Abi’nin parmak izleriyle...
Orada fiilen bulunanlarla, bulunamayanların kulaklarını çınlattık. Keşke gelebilselerdi diye...
Teşekkürler İzmir’li gönül dostlarımız...
Bunca özen, bunca emek, bunca özveri için...
İlyas Abi, Sevim Abla ve tatlı Pelin’ime...
Rüzgarımız hiç bitmesin!


Not: Gece birden bitti, eksik kalan çok hoşçakal'ım oldu. Çok teşekkürüm dudaklarıma dolandı. Sarmak istediğim çok kişi zamana kurban oldu. Vedaları sevmem ama bir hoşçakal diyemediğim çok kişi var. Ve bu benim içimde kaldı. Buradan herkese ''tekrar görüşmek üzere'' diyorum.

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..