- Kategori
- Gündelik Yaşam
Saat... şapka...gözlük!
Ne şapka takabildim şimdiye kadar ne gözlük!
Ne de saat!
Ağırlık yapar bende!
Gözlük takmam o güzel gözlerime ihanet olurdu! Bırakın kendime, karşımdakine de! Masmavi derinliklerde sörf zevkinden mahrum bırakmak gaddarlık olurdu karşımdakini!
Saat da takamam! Hangi koluma taksam dengemi bozar! Başlarım yan yan gitmeye! Yangeç gibi!!
Şapka takmak, bana, sanki bir yerden bir kile buğday borç almaya giden bir vatandaşın, bu ölçü aletini, elimde tutacağıma kafamda dursun diyerek taşımasını hatırlatır!
Araplarda çalışırken dikkatimizi çekerdi.
Kadınlar başlarına tepsi gibi bir şey koyarlar, onun üzerinde de su ya da Pazardan aldıkları bir şeyleri taşırlardı! Biz bakana kadar bir şey yok! Dümdüz yürürler! Ne zaman benim gibiler ( Türkler!) bakmaya kalksak sekiz çizmeye başlarlar yolda! Sadece yolda mı? Kendi bel (ekvator!) bölgelerinde de!
Bayılırdık!
Bu, dünyanın hem kendi ekseninde hem de güneşin etrafında dönüşünün bir ispatıydı!( Galile halt etmiş!)
“Çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır” tezinin doğruluğu da gözlemlemiştim bu vesileyle! Bakılınca afet oluyorlardı!
Neyse bugün de aksesuarla gittik! Suarede görüşürüz!