Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '20

 
Kategori
Estetik / Güzellik
 

Saç Boyarken Dikkat

Etki sürelerine ve derinliğine (penetrasyon) bağlı olarak saç boyası kozmetikleri kendi içinde ağartıcılar, kalıcı boyalar, yarı kalıcı boyalar ve geçici boyalar olarak  sınıflandırılabilirler. Tek seferlik uygulamada saçların bu ürünlerden zarar görmesi beklenen bir durum değil; fakat çok defa boya uygulamasına, işlemin ağır kimyasallarla yapılmasına bağlı olarak saça zarar verebilir. Saça en çok  zarar veren işlem,  renk açılması  yada ağartma işlemidir. 2 tür ağartıcı  var: Birincisi oksijenli  su  (hidrojen peroksit ) içerenler ki  daha fazla bunlar kullanılıyor ve ikinci olarak da çinko  formaldehit sulfoksilat içerenler. Hidrojen peroksit içeren ağartıcılarda yüksek PH (10)  derecelerinde etken ajan saçın korteksi içinde bulunan melanin  pigmenti ile reaksiyona girerek saçı daha açık renge dönüştürür. Ağartıcılar uygun kullanımda iyi tolere edilen ürünlerdir. Fakat 6-8 hafta aralıklarla veya daha sık uygulamalarda, saç uçlarında hasara bağlı  protein kaybı, deride kontakt dermatit ve allerjiye neden olabilir.

Kalıcı saç boyaları  piyasada en fazla tercih edilen ürünler. Saç boyalarında değişen oranlarda, % 3-6 civarında hidrojen peroksit ve boya maddesi (p-Phenylenediamine/PPD ya da aminofenoller)  bulunur. Boya maddesinin saçın telinin içine,  korteksine girebilmesi için PH‘sı yüksek (10 civarı) olmalıdır; bunun için boya ürünlerinde amonyum veya etonolaminler kullanılır. Hidrojen peroksit, saç teli içindeki boya maddesi olan melanini hem oksitler hem de boya öncül molekülleriyle eşleştirerek saç korteksinde yeni renkli moleküller oluşturur. Kalıcı saç boyaları uygulandıktan sonra saç rengi şampuanla kolayca  çıkarılamaz, yüksek ısıya ve ışığa dayanıklıdır. Bu ürünlerin kullanımından kaynaklanan saç  hasarı aslında boya maddesinin kendisine bağlı değildir.  Daha çok içeriğindeki alkali bileşenlerinin saç telinde şişmeye neden olması ve saçın dış kabuğunda (kütikül) hasar oluşturmasına ve protein kaybına bağlıdır. Zararı minimize etmek için önerilen, kullanılan kalıcı boyanın orijinal saçtan çok daha açık veya koyu renkte olmaması, mümkün  olduğunca saçın orjinal rengine yakın olmasıdır.

Yarı kalıcı boyalar amontum ve etanolamin içermediklerinden ve daha düşük konsantrasyonda hidrojen peroksit (%2) içerdiklerinden tabii ki kalıcı boyalarla kıyas edildiğinde saça daha az zarar verirler. Saç  boyalarında bulunan oksijenli  su (hidrojen peroksit) içeriği  çok kritik. Hidrojen peroksit içeriği  azaldıkça ürünün saç teline girişi  oranı da azalır ve boya saçtan daha hızlı temizlenir ..Örneğin %2 hidrojen peroksit içeriren yarı  kalıcı saç boyaları, 12-14 yıkamaya dek  dayanıklı  iken;  hidrojen peroksit miktarı azaldığında, bu sayı 6-10  yıkamaya düşer ve hiç hidrojen peroksit içermeyen saç boyaları ise geçici  boyalardır ve 1-2 yıkamada boya saçtan temizlenebilir. Geçici  boyalar daha ziyade orijinal saçlardaki kırlaşmayı azaltmak, grileşmeyi örtmek, istenmeyen tonları  azaltmak için  kullanılırlar. Bu geçici  boyalar piyasada şampuan veya krem şeklinde bulunurlar ve ıslak, yeni  şampuanlamış saçlara uygulanıp sonrasında durulanarak  kullanılırlar.

Kalıcı boyalar saç teli dış yapısını, kütikül tabakasını hasara uğratarak saçın su geçirgenliğini artırır, yüksek derecede protein kaybı ve yıkıcı hasara neden olur.

Kalıcı  saç boyalarında hidrojen peroksit oranı %3-%6 arasındadır. Saç hasarını azaltmak  için %2 hidrojen peroksit içeren yarı kalıcı  saç  boyaları kullanılmalı ve saç  proteinlerine zarar veren ağartıcılardan uzak  durulmalıdır.

 
Toplam blog
: 58
: 211
Kayıt tarihi
: 22.11.15
 
 

1994 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 7.'likle mezun oldum. 2002 yılında Akdeniz Ü..