Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '15

 
Kategori
Öykü
 

Sadece bir vapur yolculuğu

Sadece bir vapur yolculuğu
 

Kadın küçük oğlanın elini sıkı sıkı tutup vapur iskelesine doğru koşarken, bir yandan da öbür elindeki ağır bavulu çekiştirmeye çalışıyordu.İskeleye epey uzak evlerinden yürüyerek gelmişlerdi. İki çocuğu ile bu ıssız adadaki evlerinden iskeleye bu güne kadar hep taksi ile gelmişlerdi. İlk defa yürüyerek, hem de ağır bavullarla vapura yetişmek kadını ve çocukları çok yormuştu.Büyük kızını önden vapura yollamıştı. Uzun bir yolculuk geçireceklerdi ve yer bulmaları gerekti. Kadın, vapurda yemek için iki tane simit almak için geride kalmıştı.

Günlerdir bu köyde ellerinde kalan son bir kaç kuruş para ile geçinmeye çalışıyorlardı. bir gün önce dönüş vapur biletlerini aldıktan sonra sadece vapurdan eve gidecek otobüs parası kalmıştı çantasında. Bir de iki simit parası. Bu parasızlıkta taksi, düşünemiyecekleri bir lükstü.

Kadın bir yandan koşarken bir yandan da daha bir kaç hafta önce ne kadar mutlu olduğunu düşündü. Bu günleri hiç haketmediğini biliyordu. İki hafta önce eşi yanlarına gelmiş ve olmayacak bir nedenden hır çıkarmış ve alıp başını gitmişti. Hem de ne gidiş. Kadını ve iki çocuğunu bu ıssız köyde çok az bir para ile bırakıp gitmişti.

Kadın önce inanamadı başına gelene.Şaka yapıyor sandı kocası. Belki ertesi gün geri dönerdi. Ertesi gün vapur saatini büyük heyecanla bekledi. Hayır eşi görünürde yoktu. Evlerinde telefon da olmadığı için haber alamıyordu adamdan.

Onun eşi onu iki çocuğu ile parasız buralarda bırakmazdı. Nasılsa gelip alacaktı. Sonunda beklemeye karar verdi. Bir kaç gün geçti,Haber çıkmayınca köye inip iş yerine telefon etmeye karar verdi. Köye inerken bastıran şiddetli yağmur bile onu yolundan döndüremedi. İskelenin karşısındaki kulübelerden elindeki çok kısıtlı para ile aldığı jetonlarla eşinin iş yerine telefon açtı. Telefona çıkan iş arkadaşından eşini istedi. Hayır eşi telefone gelmiyordu. Onunla konuşmak istemiyordu.

Gerçek yavaş yavaş bütün acılığı ile kadının başına vurmaya başlamıştı. İki çocuğu ile bu köydeydi ve parası yoktu. Civarda banka şubesi yoktu, hem olsa ne olacaktı, bankada parası yoktu ki.Civarda kuyumcu olsaydı, kulaklarındaki altın küpeleri bozdururdu. Tek değerli, paraya çevrilebilen şeyi onlardı şu anda.Ne yazık ki kuyumcu da yoktu köyde. Akrabaları,dönüş parası isteyebilecekleri yakınları da yoktu.

Sonunda ellerindeki son para ile iki bilet alıp dönüş macerasına başladılar.

Kadın çelimsiz küçük oğlanın ellerinden çekiştirip gemiye girice kızının sesini duydu. Anne ,üst katta yer buldum.diyordu kızı heyecanla.

Nefes nefese ellerindeki bavullarla yukarı çıkıp kızın daha önceden montunu, hırkasını koyarak ayırdığı koltuklara oturduklarında kadın rahat bir nefes aldı. Nihayyet dönüş yoluna girmişlerdi.Dönmek zorundaydılar , zira çocukların okullarının açılmasına da bir iki gün kalmıştı.

Vapur tatil dönüşü tıklım tıklımdı. Bu kalabalıkta uzun bir vapur yolculuğu epey zor olacaktı ama Kadın mutluydu. Çocukları yanındaydı, dönüyorlardı ve acıktıklarında yiyecekleri iki de simitleri vardı.Dönüşte evde ne ile karşılaşacaklarını düşünmek bile istemiyordu.

Bu uzun vapur yolculuğu kadına ne süprizler hazırlıyor. Bunları daha sonraki bölümde yazayım isterseniz.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..