Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '07

 
Kategori
Güncel
 

Sağır sultan

Sağır sultan
 

Yirmi seanslık basınç odası ve oksijen tedavisinden sonra sağ kulağımda, yüzdesini tahmin edemiyeceğim az bir iyileşme oldu. Daha işitme testi yaptırmadığımdan kesin sonucu söyleyemiyorum.Bu durum bende, bir dengesizlik oluşturuyor.Soldan gelen bütün sesleri anlaşılabilir şekilde duyabilirken, sağdan gelenlerin, ancak belli bir seviyeden sonrasını işitebiliyorum.Bu da "sağ"lığım bakımından bir dezavantaj oluşturuyor. Sağ kulağım duymuyor diye, bu yaştan sonra Ertuğrul Günay ve İlhan Kesici gibi saf mı değiştireyim? Üstelik onların, işitme problemleri bile yok.

Bu duyma biçimiyle siyasete kulak verdiğimde, soldan gayet güçlü ve net sesler, sağdan ise karmaşık ve cılız sesler duyuyorum.Baykal son günlerde, zafer kazanmış bir kahraman edasıyla dolaşıyor. Kendine olan güveni giderek artıyor, arttıkça; daha da agresifleşiyor.Halbuki yiğitlik arkanı sağlama alıp, "var mı bana yan bakan" demek değildir.Arkamda birileri olsa, onu ben de yaparım.

Duyabildiğim kadarıyla hükümet, Cumhurbaşkanı'nın iade ettiği yasayı yeniden meclisten geçirip, resti görmek istiyor.Bu arada muhalefet, yumruklarını sıkıp, iktidar vekillerinin yüzüne değdirerek, yasayı engelleme taktiği uyguluyor.Ben, biraz ağır duyduğumdan, "pat küt" diye sesler çıkıp çıkmadığını anlıyamıyorum.Ama dört numara gözlüğüm, gözümde bulunduğundan durumu görebiliyorum.Gözlügüm, dört numara diye bir kişiyi, dört kişi gördüğümü sanmayın.Bu durumda dünya, benim için dört kat daha kalabalık ve sıkıcı bir hal alırdı. Hoş ve güzel tarafı ise, birbirinin aynısı dört eşim olurdu ki, henüz; bire dört veren gözlük icat edilmedi.Bekleyin, belki bir gün olur.

Yirmi seanslık tedavim sırasında, tankın içinde iken daha iyi duyduğumu farkettim.Acaba, evin oturma odasını, bir basınç tankı haline getirebilir miyim, diye düşündüm.Böylece 5+1 video filmlerini, politika haberlerini ve ziyarete gelen misafirlerin konuşmalarını daha iyi duyabilirdim. Pecereler ve balkon kapısı çift camlı plastik doğrama olduğundan, zaten hava geçirmezdi.Oda kapısını değiştirip, buna bir kompresör, bir oksijen tüpü, bir kaç ta maske ilave ettigimde iş bitmişti.

Fakat, sistemin en can alıcı tarafı aklıma gelince bu fikirden caydım.Çünkü bu sistemde öyle zırt, pırt kapı açmak, çay servisi yapmak, tuvalete gitmek falan yoktu.Aynı uçak yolculuğuna benziyordu. Havalandıktan sonra, yanlış uçağa bindiğini farkedip kaptana, "abi, beni müsait bir yerde bırakıver, yanlış binmişim" demek nasıl işe yaramazsa, bunda da aynısıdır.Bir kere girdin mi, iki buçuk saat çıkamazsın. Geç kalırsan ancak, bir sonraki seansa girebilirsin.

Şimdi, misafirlerimizi odaya aldık.Sohbeti rahat duyabilmek için sistemi çalıştırdık.İki buçuk saat sürecek uygulamayı başlattık.Tam altmışıncı dakikada misafirimizin yaramaz çocuğunun çişi geldi! Ne yapacağız!Çocuk bu, laf dinler mi? Oğlum biraz sabret desen, bir buçuk saat sabredebilir mi? Mümkün değil! Mecburen halıyı gözden çıkaracağız.

Birinin çayı, öbürünün suyu bitti.Hanım, mutfaktaki yemeğin altını kısmayı unuttu.Üst kattaki komşu yanık kokusunu duydu, hem zile basıp, hem de kapıyı yumruklamaya başladı.Her on dakikalık dinlenmeden sonra, kırk dakika oksijen maskesi takmak zorunda kalan misafirler de zaten içlerinden, bir daha bu adamı ziyaret mi;"tövbeler olsun" dediler. Kokuyu siz neden duymadınız mı?" İzole bir sistemin içinde olduğumuzu unuttunuz galiba! Bu sistem ses, hava, koku, ısı vs. geçirmez... Sonunda, bu kadar problemin altından kalkamıyacağımı anladım ve sistemi kurmaktan vazgeçtim. Yani şimdilik buzdolabına kaldırdım.

Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu da, yeni bir sistem denemeye karar vermişler."Eğer biz, ikiyi birlersek yani iki partiyi bir parti haline getirirsek daha kalabalık görününürüz" diye düşünmüşler.Ve iki kişi, bir ata binmeye karar vermişler.Bu kırat, ikisini taşır mı bilemiyorum.Hadi zor bela taşıdı diyelim, bu yükle nasıl yarış kazanır? Üstelik, kırata göz koymuş üçüncü bir binici daha var.Mesut Yılmaz! Kendisi yetmiyormuş gibi, arkasına üç kişi daha takmış. Eğer böyle giderse kırat, kazanmak bir yana, seçim meydanına bile ulaşamayacak.Sırtında bu kadar süvariyle bir atın yarış kazandığı nerede görülmüş!...

Nihayet.iki ayrı partideki aynı sayıdaki insanı, tek mekanda topladığınızda gerçekten yoğunluk artacaktır. Fakat bu yoğunluk, daha fazla kalabalık demek olmayacaktır.Yoğunluk tazyik, tazyik rahatsızlık demektir. Nitekim, bu duruma dayanamayan bazı partililer kazan kaldırıp, tencere indirerek;"tencere dibin kara, seninki benden kara" diyerek, partileriyle yollarını ayırmışlardır.Tıpkı benim, basınç odası deneyimimi paylaştıktan sonra, "bir daha gelmeye tövbe" dediğini düşündüğüm dostlarım gibi. Bazan iyi niyet kötü sonuçlar doğurabilir.

"Duymak ya da duymamak!İşte bütün mesele." deyip, noktayı koymak mümkündür.Fakat böyle demekle, duyma zorluğunun, bende zaten var olan avanaklığı ve sakarlığı, ikiye katlamasını önlemek mümkün değildir.Şükretmek ise, hayatı sevmenin ve ona bağlanmanın tercihe şayan yollarından biridir.

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..