Saint Petersburg'a nihayet varabildik

Selamlar, yeni bir yazıyla daha karşınızdayım. 

En son yazımda hala uçağa binememiştik. Umarım bu yazı bittiğinde St Petersburg’a varmış olacağım : ) 

Önceki yazımda Ömür Plazadaki Starbucks’ta kalmıştık. Ömür Plazadan taksiyle alana 15 dakikada vardık. Önceden internetten online check-in yaptığımız için fazla sıra beklemeden valizlerimizi verip ağırlıklardan kurtulduk. Uçağın kalkmasına yaklaşık iki saat daha vardı. Eee madem havaalanındayız free shopları gezmemek olmaz dedik ve başladık tura. 

Dış hatlardaki free shopları kesinlikle tavsiye etmiyorum. İnanılmaz pahalı. Ne İzmir de ne Kıbrıs ta nede Rusya da bu kadar pahalı değil free shoplar. Fiyatlar nerdeyse dışarıdakinin aynısı. Sadece 5-10 tl fark var. 

Yiyecek yerlerine gelirsek pahalılıkta son nokta resmen. Tamam kiralar ateş pahası olabilir ama fiyatları da bu kadar abartmanın alemi yok. Rusya’da bile yaklaşık 12 tl olan Whopper burada 30 tl. Hem bu kadar kazık fiyatlar hem de hiçbir masada netbook vs için priz yok, yerler yapış yapış kir içinde. Kesinlikle uzak durun. 

Tavsiyem kredi kartlarınızın uyması durumunda bankaların lounge larından faydalanmanızdır. Lounge lar hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz: http://hepsidetay.blogspot.com/2009/03/havaalanndaki-loungelar.html 

Nihayet vakit geldi ve uçağımıza bindik. Sizlere tavsiyem St Petersburg yolculuğunuzda uçakta koltuk seçerken sağ tarafta cam kenarı seçin. İstanbul’dan St Petersburg’a kadar harika bir manzara eşliğinde sıkılmadan yolculuk edeceksiniz. Ukrayna’nın geniş düzlükleri, Belarus’un ve Rusya’nın gölleriyle nehirlerini kuşbakışı izlemek oldukça keyifli. Benim uçağın penceresinden naçizane amatörce çektiğim fotoğraflara buradan bakabilirsiniz: http://on.fb.me/q4n4fz 

Gelelim THY uçağında servis edilen yemeğe. Izgara köfte, bulgur pilavı, salata ve krem şokola dan oluşan menü beklediğimden lezzetliydi. Hele yemekle birlikte içtiğim Fransız Kırmızı Şarabı oldukça güzeldi. Kabin ekine de teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Ön sıramda oturan öküze bile nezaketlerini bozmadan yolculuk sonuna kadar dayandılar. Bir kere daha anladım ki işleri gerçekten çok zor. 

Uçakta Rusya girişinde kullanacağınız Migrasyon Kartları dağıtılıyor. Bu kartları doldurarak girişte pasaport kontrolünde görevliye kaşeletmeniz lazım. İki parçadan oluşan bu kartın sizde kalacak nüshasını sakın kaybetmeyin. Migrasyon kartının nasıl doldurulacağını buradan öğrenebilirsiniz : http://www.vizesizrusya.org/?p=40 

3 saat 25 dakikalık rötarsız ve türbülanssız bir yolcuktan sonra St Petersburg (LED) Havaalanına indik. 

Uçaktan iner inmez ilk şoku yaşadık. Havaalanı binası Denizli Çardak Havaalanı binasından bile küçük. 2 katlı derme çatma bir bina. 

Pasaport kontrolünde inanılmaz bir kuyruk oluşuyor. Giriş için 8 gişe var. Ve memurlar inanılmaz asık suratlı. Kadın memurlar bile çok güzel olmalarına rağmen hiç gülümsemiyorlar. Sanırım sakın gülmeyin haaa diye emir almışlar :( Her bir kişinin işlemi yaklaşık 3 – 4 dakika sürüyor. Size ve fotoğrafınıza birkaç defa bakarak inceliyorlar. Girişi atlattınız mı artık kutsal topraklara ulaşmanıza sadece 20 metre kalmış demektir. 

Valizler için sadece 2 tane bant var. Giriş kuyruğunda ve giriş kontrolünde yeterince oyalandığınız için valizlerinizi fazla beklemiyorsunuz. Maximum 5 dakika içinde valizlerinizi alıp Holy Land’e ayak basmaya hazırsınız. 

Sonunda St Petersburg’a ayak bastık ama bir yazının daha sonuna geldik. Üçüncü yazının sonunda nihayet St Petersburg’a varabildim :) 

Gelecek yazımdan itibaren St Petersburg günlerim hakkında detaylı yazılarıma başlıyorum. 

Bir dahaki yazıma kadar sağlıcakla kalın…. 

Ali Bilgehan Varol 

http://blog.milliyet.com.tr/bilgeyle
http://bilgeyle.wordpress.com/
http://www.facebook.com/bilgehanv
http://twitter.com/Bilgehanv
http://gplus.to/bilgehanv