Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '15

 
Kategori
Söyleşi
 

Şair Ahmet Öztek ile şiir üzerine

Şair Ahmet Öztek ile şiir üzerine
 

ahmet öztek


Şair Ahmet Öztek  “Kendimizi geliştirmezsek bu heves hep kursağımızda kalır”

SORU-  Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi  okullarda okudunuz ve nerede çalıştınız?

AHMET  ÖZTEK-Öncelikle böylesi bir röportaj için bana vakit ayırdığınız ve sözlerime kulak verdiğiniz için teşekkür ederim. Ben 1975 yılında Tokat’ın Kızık Köyünde dünyaya geldim. İlkokulu Kızık köyü ilkokulunda Ortaokulu Pamukpınar Öğretmen Lisesinde, Liseyi ise Tokat Ticaret Meslek Lisesinde okudum. 1993 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesine girdim ve 1997 yılında buradan mezun oldum. Üniversite bitince Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesinde pedagojik formasyon alarak Öğretmenlik belgesi, yine izleyen yıl Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesinden sınıf öğretmenliği sertifikası aldım. Mesleki ve eğitim kurslarım hala devam etmektedir. 2004 yılında Tokat il gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğüne girdim. Burada halen Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi kapsamında olarak görev yapmaktayım.

SORU- Şiir yazma hikayenizi anlatır mısınız?  Şiire başlamadan önce ve şu an duygularınız arasında ne fark var?

AHMET  ÖZTEK- Şiire çocuk yaştan düşkünlüğüm var. Ortaokul yıllarında yazdığım denemeleri uygun bulmadığım için hep yazdım yazdım sonra yırttım. İlk şiir kayda değer bulduğum şiirimi 1991 yılında kayıt ettim. Başlangıçta şarkı sözü şeklinde bende başlayan bu tutku giderek yerini felsefi derinliği olan edebi çalışmalara bıraktı. Şiir edebiyatın taşlı yoludur. Bizde bu yolda zaman zaman yuvarlanıyoruz işte. Kimi zaman çok hoş başarılara imza atarken kimi zamanda çocukluğumuza geri dönüyoruz.  Şiirlerimde tema olarak başlangıçta iç dünyama dönük, ruh halimi anlatırken özellikle son yıllarda sosyal içerikli şiirler de yazmaya başladım. Özellikle son iki yılda halk ağzına merak sardım.

Bunlara bir  iki örnek verecek olursak;

1 AĞIT

Dert çeşmemden zara, aktın da gittin.

Aşkı kor közüne, yaktın da gittin.

Evimi barkımı yıktın da gittin.

Tahtıma hor gözle, baktın da gittin.

 

Kör kurşundun, serden sektin de gittin.

Bahtıma geceyi diktin de gittin.

Damarımdan kanım, çektin de gittin.

Canımı canıma, ektin de gittin.

 

2 GÜZELLEME

Ben bir güzel gördüm, kurumuş bağda

Akan gözyaşını, ele sildirmez.

Şivan olmuş döner, yorulmuş dağda

Yanarda aşkına, hara bildirmez.

 

İki oluk akar,  gözün yaşları

Yüreğinde yanar, damar taşları

Pişmez gece gündüz, ağu aşları

Düşer el eline, yâre sezdirmez.

 

Öztek Ahmet sende, yansan dünyaya

Bir daha bulmazsın, böylesi maya

Yanar da aşkınla, gitmez hebaya

Deler yüreğini, seni ezdirmez.

 

3 AĞIT

Götür, al götür her şeyimi
Yüreğinin sustuğu yere kondur evimi.
Dağıt dört yana bulut misali sevi’mi
Koyma viranede kalan dertlerimi…

İflah olmaz bu ellerde, bu yara
Dermanını kendin de ara…
Bırakma düşünceyi, gelmez bahara
Al götür bu canı, al götür uzaklara…

4 TAŞLAMA

Altından yıldız koymuşlardı,

Aslı’nın matematik defterine

Ama bilemezlerdi;

On beşinde anne

Otuzunda anneanne…

 

SORU- Ailenizden bahseder mısınız onların şiir çalışmalarınıza katkısı nasıl?

AHMET  ÖZTEK- Ben evliyim iki çocuk babasıyım. Çocuklarım henüz ilkokul çağında. Buna rağmen gerek şiirlerime ve gerekse kitaplarıma olan ilgileri beni her zaman memnun etmiştir.

SORU-  Bugüne kadar çıkardığınız eserlerden bahseder misiniz? 

AHMET  ÖZTEK- Amatör yaptığım kitapları saymazsak iki adet profesyonel olarak yayınevlerinde ve kırtasiyelerde yer bulmuş eserim var. Bunlardan ilki Gecenin sitemi 2011 yılında Yırtık Duygular ise bu yıl yani 2015 yılında basıldı. Halen basılmayı bekleyen Engebe Şiirleri, Duyguların Eşiğinde şiir kitaplarım, Öyküleriyle şiir olarak Beyaz Zambak, Hikaye tarzında Bötçenim hikayeleri ve Eğitici mesleki olarak kır yaşantısını anlattığım kalkınmada önemli yere sahip Kırsalda Kalkınmak adlı bir eserim var. Malum üretmek güzel şeydir.  Önemli olan birde bu üretilen şeylerin faydalı olması, hedef kitlesine ulaşması ve geri dönüşüm sağlaması daha güzel. Yoksa raflarda, sandıklarda çürüyecek eserler emek zayiliğinden öteye gitmez. Umutediyorum ki gün gelir bu eserler su yüzüne çıkacaktır. Ve gönül raflarında yerini bulacaktır.

SORU-Şiirde  hangi kaynaklardan beslenirsiniz? 

AHMET  ÖZTEK-  Şiirlerde beslenmeden çok okuduğum ve özümlediğim kitapların yeri büyüktür. Özellikle insan odaklı bir kişiliğim olduğundan davranışları ve tutumları daha çok gözlemlerim. Haksızlık çoğu zaman kalemimi yorarken, acılar, sevinçler ve heyecanlarda bazen kalemime konuk olur. Şiirlerimde birde beni aşan çevremdeki insanların şuna da yaz buna da yaz demesi beni bazı konularda mecbur bırakması bende daha çok yüzkarası şiirlerin çıkmasına sebep olur.

SORU- Hangi  yazar ve şairler sizi etkiler?

AHMET  ÖZTEK- Elbette etkilendiğim belli şairlerimiz vardır. Özellikle Necip Fazıl, Mehmet Akif, Faruk Nafiz, Karacaoğlan, Pir Sultan gibi üstatların kalemlerini hep şaşkınlıkla ve hayretlerle okumuşumdur. Bana göre şartların zorluğuna rağmen bu kişiler büyük mücadeleler vermiş ve üstün başarılar elde etmişlerdir. Son zaman yazılan şiirlere de değer veririm. Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde, antoloji kitaplarında emek sahiplerini okumuşumdur. Aslında ben Şiirde iyi kötü ayırt etmem. Ve yazılan ve bana ulaştırılan her şiiri okurum. Okuduğum şiirde kendimden bir şey bulursam işte o zaman daha başka bir keyif alırım.

SORU- Bundan sonra çıkaracağınız eserler neler?

AHMET  ÖZTEK- Şiir olarak yeni bir eser yazmayı şimdilik düşünmüyorum. Şu ana kadara yazmış olduğum eserlerdeki şiirleri yeni şiirlerle karıştırarak adeta yoğrulmasını ve kaynaşmasını sağlıyorum. İmkânlarım el verdikçe bunları zaman zaman kitap haline dönüştürmek hedeflerim arasında. Bunun yanında başlı bitirilmeyi bekleyen roman tarzı kitaplarım ve projelerim var. Bunların öncelikle kağıda dökülmesi en çok arzuladığım bir olay.

SORU- Şiir geceleri ve antolojilerin şairlere faydaları nedir?

AHMET  ÖZTEK- Şiir, edebiyat biliriz ki kültürün bir parçası, her gönülden kendi dönemine ait eserler verir. Bu bağlamda Tokat Kızık köyü kültür derneği ve Tokat Kültür derneği üyesiyim. Kumbet altında isimli geniş kitlelerde yayım fırsatı bulan bir dergimiz var. Aynı zamanda Cuma günlerinin vazgeçilmezi şiir gecelerimiz var. Buralardaki çalışmalara çoğu zaman organizasyon ve ev sahipliği yapmaktayım. Bu tür gecelere yüreği güçlü, kalemi keskin şairlerimizin katıldığı gibi teli gergin yüzü güleç sözü güzel sanatçı arkadaşlarımızda katılım sağlıyor. Bu programlarda gerek şiirlerle, söyleşilerle ve gerekse birbirinden güzel türkülerle çoğu zaman duygulu anlar yaşarken bazen de fıkralarla hoş saatlerimiz geçmektedir. Aslında burada aşmayı arzuladığımız önemli bir konu da maddi imkânsızlıklar nedeniyle programları geniş kitlelere yayamayışımızdır. Arzuladığımız geniş mekânlara uluşamamamız katılan dostların sadece eğlenmek ve hoş vakit geçirmek istemesi yapılan çalışmalara eleştirisel bir yaklaşım sergilememesidir. Öncelikle biz kendimize değer vermeliyiz. Öncelikle kendi yazdığımızı yorumlamalıyız.  Kendi mekânımıza kendi programımıza kendi şairimize sahip çıkmalıyız. Bu programlarda herkes şölende sofrasını açar bizlere getirdiklerini paylaşırlar. Bu da renkli görsel şölene dönüşür dönüşmesine de herkes bir şeyler anlatır, herkes bir şey paylaşır. Bu bize yetmez asıl gaye burada paylaşılanları dinlemek ve onlardan bir şeyler alıp çıkına doldurmak olmalı diye düşünüyorum.

SORU-  Günümüzde  her 3 kişiden 5’i şair derler. Çok insan okumadan yazar bu konuda neler söyleyeceksiniz?

AHMET  ÖZTEK- Her şeyden önce malumunuz hepimiz beşeriz. Hepimizde bir takım duygu ve düşünceler vardır. Bu oluşumları karşı tarafa aktarmanın ise farklı yolları vardır. Edebi eserler bunların başında gelir. Hal böyle iken insanlar bu yolu sıklıkla kullanmalıdır. Lakin bu yol çoğu zamanda ustalık gerektirir.  Eğer ki siz bu konuda gerekli aşamaya ulaşmamış olursanız başarı sağlamanız imkânsızdır. Öncelikle okumalı insan, öncelikle dinlemeli insan. Kelimeyi duymalı dizeyi bilmeli heceye uymalı bir üslubu bilmeden çaba sarf etmek boş uğraşıdır. Kendimden biliyorum. Çocuk yaşta yazdıklarımla şimdi yazdıkları arasında dağlar kadar fark var. İnsan bir işin içine düşünce yada iş başa kalınca öğreniyor işi. Kendimizi geliştirmezsek bu heves hep kursağımızda kalır. Şiirlerim zaman zaman yereldergi gazete vb. kaynaklarda yer bulmuştur. Zaman zaman antoloji kitaplarına da şiir göndermişimdir. Bana göre antoloji kitapları her çevreden değil de belli bir konuya yönelik olsa hem paylaşımı yapılan şair için hem de gelecekte aranılacak bir kaynak eser olur. Yoksa biliriz ki herkes bir şeyler yazar, topluma lazım olacak, bireyler bu eserlerde bir şeyler bulacaksa bu eser yazılmaya ve basılmaya değerdir. Yoksa her yayınevi kitabı ortaya koymak ister. Kitap için raflarda çoktur. Gönül köşesinde yer bulmadıktan sonra neye yarar.

SORU-  İyi şair olmak isteyenlere neler önereceksiniz?

AHMET  ÖZTEK- Öncelikle okumalı insan, çok okumalı, sonra yine özümleyerek yaşayarak edebi eserleri okumalı. İçerisinde de duyguları hasıl oluyorsa bunları okumaktan elde ettiği tecrübelerle kağıda döküyorsa bu kafidir. Şiirde tarzda önemlidir. Herkes kendi tarzını kendi oluşturmalıdır. Lakin bir şiiri okuyup ta yorumlayamıyorsa, ana temayı bulamıyorsa, verilmek isteneni alamıyorsa yeterli olgunluğa ulaşmamış demektir. Üniversite çağımda en çok ürün verdiğim bir zamandı. Elde ettiğim bu ürünlerde belki istenilen kıvamda değildi. Ama insanlarda bir ön yargı var. Kişinin yaşına başına bakarak sözüne bakarak insanlara değer veriyorlar. O yıllarda ben kitabımı yapmak için firma firma, yayinevi yayinevi, matbaa matbaa dolaştım. Şimdiki gibi bir paylaşma ortamı yoktu. İstedim bir kitabım olsun. Ama malum insanlar bir ticarethane döndürdüklerinden ilk amaçları hep ticari kazançtır. Kardır. Hal böyle olunca kimse bu işe girmiyor. Bunu da anlamak lazım. Yeni başlamış kişilere veya kendini yeterli bulmayan kişilere tavsiyem yazdıklarını bolca paylaşım yapsınlar ve kendini kanıtlamış kişilere eserlerini yorumlatsınlar. Öz eleştiriye hep açık olsunlar. Aşırı eleştiride de umutsuzluğa kapılmasınlar. Bu iş uğruna emek versinler. Emek mutlaka günü gelir karşılığını bulur.

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..