Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '13

 
Kategori
Güncel
 

Şaka gibi bir ülkeyiz vesselam

Şaka gibi bir ülkeyiz vesselam
 

En az beş çocuk yap, emeklilik bonus'unu kap:)))


Anadolu’da dağ gibi adamın lakabı “ bodur Hasan”, cüceninki de “deve Ahmet” dir genelde.  Meteliğe kurşun atarken, son model arabayı alamayışımızı “bozukluğum yoktu” diye açıklayıveririz. Hadım’a “çoluk çocuk nasıl” diye sorar, Acından geberene, “haline şükret” deyiveririz. Şaka gibi bir milletiz vesselam.

Ülkemizin her noktasını demir ağlarla örmüşüz, trafik sorunumuz yok, köylünün arazisi bol, her köye her hizmeti götürmüşüz dolayısıyla göç denen bir olayı tanımıyoruz bile. Dünyanın en bol ve ucuz enerjisine sahip, sanayileşmiş ülkesiyiz. Ekolojik tarım yapıyoruz. Türk malı salatalığı, domatesi, biberi önce ben alacağım diye dünya ülkeleri birbirine girmiş durumda. Turizm tavan yapmış, artık turist gelmese de olur diyen sayılı ülkeden biriyiz. Tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde İşgücü sıkıntısı çekiyoruz. Almanya, Fransa, Amerika ve İsveç gibi gelişmekte olan ülke vatandaşları ülkemize akın akın çalışmak için geliyorlar. Okullar ve hastaneler bomboş, doktorlar ve öğretmenler can sıkıntısından gazozuna çift kale maç yapıyorlar.  Kişi başı milli gelirimiz 100 bin doların üzerinde. Yer altı, yer üstü ve insan kaynakları açısından zenginiz. Toprağı sıksan, uzay mühendisi, matematikçi, fizikçi, mimar ve heykeltıraş fışkırıyor. Herkesin, işi, gücü, evi ve aşı var. Rusya’ya doğal gaz, Irak’a petrol, Kore’ye cep telefonu, Hindistan’a otomobil, Amerika’ya mısır, Çin’e tablet ve kısacası tüm dünyaya teknoloji, dünya bankasına ise para satıyoruz. Velhasıl kelam dünya lideri bir ülkeyiz yani. Dünya lideri bir de liderimiz var.

Durum böyle olunca, biri çıksa dese ki “en az 5 çocuk yapın nüfusumuz da büyüsün” sanırım normal karşılanmazdı. Biri bizimle matrak geçiyor sanırdık.

Hâlbuki ülkemizin durumu hiç de yukarıda anlatıldığı gibi kötü değilJ)). TÜİK’e göre; şu an 76 milyon olan Türkiye nüfusu; 2023 yılında 84 milyon kişi, 2050 yılında ise 93 milyon kişi olması bekleniyormuş.

Başka ülkelerde böyle bir gelişme olsa biraz korkabilirler ama dedim ya biz şakacı bir milletiz ve şaka gibi bir ülkede yaşıyoruz vesselam. “En az üç çocuk yapın, yok yok yok üç de yetmez beş çocuk yapın” deyiveririz.

Bu nedenle birilerinin bugünün Türkiye’sinde “en az 5 çocuk yapın” demesinin aşağıda saydığım gibi son derece haklı sebepleri var.  

Mevcut nüfusumuzda herkesin bir işi var.

Hayır, Dünya Bankası verilerine göre Türkiye’nin 15 yaş üzeri nüfusunun işgücüne katılım oranı %50, yani diğer bir ifadeyle 15 yaş üzeri nüfusumuzun % 50 si çalışmıyor. Çalışan kesimin sadece 12 milyonu sigortalı, bunun da 5.6 milyonu asgari ücretle yani aç açına çalışıyor. Olsun siz gene de en az 5 çocuk yapın.

İhracatımız artıyor.

“Hayır, 2013 yılı, ocak-temmuz aylarında 88 milyar dolar olan ihracatımıza karşılık 148 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdik. İhracatımız geçen yıla göre %2 artarken, ithalatımız %10 artmıştır. Dolayısıyla ihracatın, ithalatı karşılama oranı %59’a gerilemiştir. Olsun siz gene de en az 5 çocuk yapın.

Mevcut nüfusa yetecek yiyecek ve içeceğimiz var.

Hayır, Yunanistan’ın yüzölçümünün yaklaşık iki katı büyüklüğünde tarım alanına sahip olan ülkemiz; Yunanistan ve ABD’den pamuk, Rusya’dan buğday, Fransa’dan arpa, Mısır’dan pirinç, Ukrayna’dan mısır, Sri Lanka’dan çay, İtalya’dan bakla, Çin’den sarımsak, Panama’dan muz, Meksika’dan nohut, Kanada’dan mercimek ithal ediyor.Ekilen tarım alanımız on yıl içinde 18 milyon hektardan 15 milyon hektara geriledi. Ama olsun siz gene de en az 5 çocuk yapın emi.

Mevcut nüfusa yetecek enerjimiz var.

Hayır, ülkemizin 110 milyon TEP (Ton Eşdeğer Petrol) olan enerji ihtiyacının 80 milyon tonu, yani % 74’ü fosil yakıtlardan ve dış ülkelerden ithal edilerek temin edilmektedir. Buna rağmen gelişmiş ülkelerde kişi başına 9.000 kWh olan elektrik tüketimi, ülkemizde halen 3.000 kWh düzeyinde kalmaktadır. Olsun siz gene de en az beş çocuk yapın.

Mili gelirimiz büyüdü.

Hayır, hâlihazırda kişi başına 10 bin dolar düşen milli gelirimiz var.  Bu rakam Lüksemburg’da 113 Bin, Almanya’da ve Fransa’da 44 Bin, İngiltere’de 39 Bin ve hatta hemen yanı başımızdaki Yunanistan’da 27 Bin ve Kıbrıs’ta 31 Bin Dolar. Nüfusumuzu hiç arttırmasak bile, gelişmişlik seviyesini yakalayabilmemiz için gelirimizi en az 3 kat artırmalıyız. Peki, bu mümkün mü?

Hayır, bu asgari ücretle çalışan birinin gelirini birden 3 bin tl ye yükseltmesi kadar zordur. Kişilerin sınıf atlaması ya şans oyunları ya da iyi bir eğitimle mümkündür. Ülkelerin sınıf atlaması için ise eğitimli bireyler tarafından gerçekleştirilen AR-GE çalışmaları ve inovasyon gerekir. Çin ve Güney Kore’nin ihracatlarında inovasyon ürünlerinin payı %30’un üzerinde iken Türkiye’nin payı ise %1 civarındadır. İnovasyon ürünlerini artırmak AR-GE çalışmalarını ve eğitim kalitesini artırmakla mümkün olabilecektir. Dünya ileri teknoloji ürünleri ihracatında Çin’in payı % 19, Kore’nin payı % 6, Türkiye’nin Payı ise  % 0.09 dur. Mevcut eğitim sistemimizle bu ülkelerin seviyesine geleceğimizi düşünmek, aç tavuğun rüyasında darı ambarı görmesinden farksızdır. Olsun siz en az 5 çocuk yapın, bir Güney Kore olamasak da, bir Endonezya ya da Afganistan olabiliriz belki.

AR-GE çalışmalarımız hızla artıyor.

Hayır, gelişmiş ülkeler AR-GE faaliyetleri için toplam bütçenin % 3-5’i arasında bir pay ayırırken bu oran ülkemizde % 0.5 civarındadır.2013 yılında Bilim, Sanayi veTeknoloji Teknoloji Bakanlığına ayrılan bütçe (2 milyar 469 milyon), Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan bütçenin (4 milyar 604 milyon) ancak yarısı kadardır. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı; bütçeden aldığı büyük payla; İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı gibi 10 diğer icracı bakanlığı da sollamıştır.     

Herkese eğitim imkânı sağladık.

Hayır, çocukların ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterince okul yapamadık, öğretmen atayamadık, okullara ödenek veremedik ama çocukları sınıflara tıktık. Sabahçı ve öğlenci olmak üzere 2 vardiyalı eğitime geçtik. Yakında okullarımız 3 vardiya halinde çalışacaklar. Ama bunlara bakmayın siz. En az 5 çocuk yapmaya devam edin.

Eğitimde kalite yükseldi.

Hayır, dünya ülkeleri arasındaki fen ve matematik okuryazarlığında Çin ve Güney Kore ilk beş ülke içinde yer alırken biz maalesef son sıralarda yer alıyoruz. Çocuklarımız, fen, matematik ve meslek öğrenemeseler de, dinlerini çok güzel öğretebiliyoruz artık. Siz en az beş çocuk yapmaya devam edin, biz onlara okul bulamasak da açık ilköğretim, açık lise ve açık üniversite ile okuturuz. Ayrıca açık kurumlarımızın yanı sıra, televizyonla, telefonla, mektupla, internetle ve hatta telepatiyle eğitim gibi çözümlerimiz de var. Her köye bir öğretmen gönderemediysek bile her köye bir imam atadık ve maaşını da devletten bağladık şükürler olsun.

Saygılarımla, İsmet KEBAPÇI

 
Toplam blog
: 41
: 2690
Kayıt tarihi
: 29.04.12
 
 

Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi'nden 1984 yılında mezun oldum.  Ardından Ankara Üniver..