Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Sakıncasız açık mektup

Sakıncasız açık mektup
 

" Sayın Başbakanım

Sizin; şu en az üç çocuk yapın fikrinize karşı bir yazı yazdım ama okuduğunuzu sanmam… Mektubumu da okuyacağınızı sanmıyorum.

Yine de bu ülkede yaşayan iki çocuğu lise de biri de ilköğretimde okuyan üç çocuklu bir baba olarak yazmalıyım dedim.

Bilirim herkesin hayatı zorluklar içiresin de geçmiştir. Her birisinin ayrı, üstelik gerçek ve adı yaşam filmi olacak yaşam süreçleri vardır. Bu süreçlerde; sistem gereği bir kısmı yöneticiliğe soyunur.

Kimi kendi işinin, kimi kamu dairesinin, kimi bir ülkenin…

Bunlardan bazısı zorunludur. Yöneticilik yapmakta aslında zordur.

Fakat öyle yöneticilikler vardır ki kendi istemi ile olur.

Ben bu işi; kuracağım kadrolarla yaparım der… Halkın karşısına yani gerçek meydana çıkar; oyunu alır ve yönetime geçer.

Başarısını bir sonraki seçimler gösterir.

Sebepleri çok yönlü olabilir. Fakat yönetimlerdeyken bazen öyle sözler söylenir ki bu sözlerin muhatabı olan kişilerden bir kısmı da bunları dert edinir.

Ben de dert edinenlerdenim, ne yapıyım?

Bu ülkede gelir dağılımı çok bozuk bir yapıya sahip.

Nerden mi vardım bu kanıya? Devlet garantisinde olan ve düzenlenen haftanın beş günü çekilişi yapılan piyangolara olan rağbetten, bir kişiye para dağıtan ama müracaatı milyonlarla ifade edilen TV programlarından…

Nitelikli olma özelliği isteyen beş kişilik bir iş için beş bin kişilik müracaatlardan, gittikçe çoğalan kredi kartı borçlarından ve DİE rakamlarından…

Şimdi üç çocuk babası ve ülkeye hizmet edip, gününü doldurduğunda da ayrılarak, emekli olmuş, dert edinen bir vatandaş olarak:

Küçükken çocuğumun ”Baba biz neden özel okullara gitmiyoruz falanca amcanın çocuğu gibi” sorusuna çocuğumu motive etmek, onunda benim için özel olduğunu belirtmek için “Sizde belediye okullarına gidiyorsunuz” diyerek söylediğim söz, sanırım ülkemizin eğitim durumunu özetlemeye yetiyor.

Şükür büyük bir hastalık geçirmedik, ama geçirirsek rüyaları bırakın tıbben de işaret edilse bile Amerikalara gidecek kaynağımız olmadığı gibi işini ehil yaptığı farz edilen uzman doktorlara da gidemeyeceğimiz gün gibi aşikâr, yoksa ben mi öyle görüyorum. İşte sağlık durumumuz.

Biz aile olarak hiçbir dünya ülkesini gezemediğimiz gibi görev nedeni ile bulunduğumuz değişik yerler haricinde geziye de anca en fazla 20-30 km yakınlarımızda bulunan akrabaları bayram ziyaretine gidiyoruz.

Evimizin hanımının eli hamarat, yokluk içinde büyümüş, yapmayı dikmeyi öğrenmiş, eh şimdi mecburen bizim çocuklarımızda öğreniyor…

Yiyeceği ve giyeceği böyle idare ediyoruz. Bilmem daha açmama gerek var mı?

Bulunduğum yerleşim yerinde konut sektörü büyük bir getirim olarak kullanılıyor.

Bir konut almak için emekli olacak kişinin iki kez emekli olması da yetmiyor.

Kira olarak ise şu an neredeyse aylık alınan emekli maaşımın yarısı ödeniyor.

Olsun siz yine de en az üç çocuk yapın diyorsanız.

Biz yapmıştık siz söylemeden önce, şimdi yapacaklar için ise sizden isteğim var, o çocuklar hukuksuzluk içinde yok olmasın ve ülkeye faydalı vatandaş olsun diye...

Sayın Başbakanım şu an için zaten yeterli kaynak bulanamıyor en azından bunun için hiç değilse bir fon oluşturulsun ama bu fon sakın ama sakın başka alanlarda kullanılmasın…

Benim yetirmeye çalıştığım emekli maaşından da binde üç-beş kesin ve üç çocuklu ailelere verilmesini sağlayın.

Sağlamanız lazım ki bu çocuklar iyi eğitilsin, iyi öğretilsin ve yarın yönetici olduklarında; adaletli ve geliri hakça paylaştıran, sözünün arkasında duran yönetimler sergilesin. "

Başbakan'a mektup yazsaydım yukarıda ki gibi olurdu sanırım ve sonunu da selamla bitirirdim. Bilemem vaktinizi mi aldım ama ben bildirdim. Sağlıkla mutululukla kalın...

 
Toplam blog
: 371
: 835
Kayıt tarihi
: 14.02.09
 
 

Adalet önce kendimizde başlamalı ve haksızlıklar sorgulanmalı  ve hataların, afetlere dönüşmeden ..