- Kategori
- Şiir
Saklanan/lar Ne?
El altında tutulanlar mı,
Yoksa gizli yerlere konulanlar mı?
Farkedilmesi istenmeyenler,
Ya da bozulmasın diye korunanlar mı?
Sormalı insan işte o zaman
"Saklananlar ne?" diye!
Ya da saklamak,
Hayatın tümüne yayılanları,
Kısa (zam)anlara tıkıştırmak mı?
Yoksa, binlerce yıl öncesinden gelip de
Korteksimizde gizlenenlerle yüzleşmekten
Kaygılanıp da kaçmak mı ?
Oysa, ya bir cevherse eğer
O, zihinlerde saklanan
İnsanlığa mâl edilmedikçe,
Çok da yazık olmaz mı?
Ya duyguları saklamak hangisi?
Kötü olanları saklar insan önce,
Çalınan çırpılanlar; yalanlar, dolanlar
Vesaire vesaire...
Ve buna alışır zamanla,
Er ya da geç, sıra iyilerine de gelir.
Saklanan, bazen sevgi, aşk ve sadâkat gibi,
Tertemiz ve yüce duygular da olur.
Kızılötesi günbatımları sonrası, kaşlara,
Kuyruklu yıldızlarla çekilen rastıkların
Altındaki gözbebeklerine,
Ve dahi, kaotik (zam)anlarda
Jeolojik bir pudinge dönen
Zihin ve yüreklere batırılıp da
Saklananlardır onlar!
Zaman hızla geçer,
Çoğu kez saklanan şey, unutulur,
Saklandığı yerde kalır
Ve onlar artık yöneldiği şeye değil de,
Saklandıkları yer(ler)e ait olur.
Gün gelir, kendini anılarında saklarsın,
Araya girerler.
"Dünde yaşıyor" derler,
An kaybolur.
Yarınlar(ın) için birisine saklarsın,
Bu kez de zaman ve kıskanç(lık)lar araya girer
Süre uzadıkça, yarınlar(ın) da kaybolur,
Düşünürsün bazen
Saklanmayı sürdüren,
Ya da çokça köşeli olup saklanmakta zorlanan,
Ben miyim yoksa diye...
Yarı plastik ve yarı 'san-al' küresel gerçeklerin arasında.
Anlarsın ki sonra, saklanan
Yerel ve küresel 'san-al'lıkların ardında,
İnsanlığın kadim gerçekleriymiş
Ve an' da, hemen her yerde eğemen olan
Akıldışılığın aklıymış meğer.
Bazen de hayal edersin ki,
Bir okyanus, bir ada ya da yarımada
Ve kıyısından ibaretse eğer
yaşam dünyan,
Neresidir gerçek olan ve görünen?
Ve neresidir acaba,
Derinliklerinde çok şey saklı olan?
Sorarsın yine kendi kendine
Neresi (s)imgeler gizli ve kutsal olanları
Ve neresi saklar sımsıcak hisleri, yürekleri.
Ya da, uzanıp da havada kalan soğuk elleri ki,
Hem kendine hem de ötekine uzanan.
Sonunda
Sözün özü sinecekse satırlardan akıllara
İster görünür, ister saklanan olsun
Bırak, senin bana, benim sana
Ve dünyaya doğru olanını...
Esas olan, önce benim bana yolculuğumdur ki,
Aslında en uzak,
Ve ulaşılması en zor olanı...
İ.Ersin KABOĞLU,
3 Haziran 2022, Ankara