Saldırı, 35 masum insanın hayatına mal oldu...

Bereketinden midir yoksa Tanrı’nın gazabından mıdır bilinmez! Yüzyıllardır Mezopotamya’da yaşayan halkların başları her daim belada...

İhanetler, saldırılar, istilalar, sürgünler, göçler, katliamlar; biri bitti derken, öteki hemen devreye girmiş/girer.

Bir türlü rahat yüzü görmeyen coğrafyanın mazlum halkları, kurdukları medeniyetlerini de, hep bu kargaşalara kurban verirmişler...

Bariz örnekleri; son birkaç yıldır (30 yıldır) yörede süren baskılar, sürgünler, kanlı çatışmalar ve meçhul cinayetler...

Kan davası mı dersin, kaçakçılık mı dersin, terör mü dersin, faili meçhul mü dersin;  ne arasan, maalesef burada mevcut!

İşte size, adı henüz koyulmamış taze bir olay daha!

Geçen Çarşamba, akşamüstü insansız hava araçları Şırnak Uludere’de, sınırda bir hareketlilik belirlerler...

Diyarbakır’daki komuta merkezlerine, hareketlenmenin Irak yakasından Türkiye’ye “giriş yapan PKK’lılar” olduğu bilgisini ulaştırırlar.

Birkaç gün önceki istihbaratla örtüşen bu bilgiler; gelir, gelmez savaş uçakları havalanır ve sınırda belirlenen hedefler imha edilir.

Saldırı, 35 masum sivilin (yıllardır bölgede kaçakçılık yapmalarına göz yumulan köy korucusu ailelerden yoksul insanlar) ölümü ile sonuçlanır.

Yöredeki görevli askerler “bize de haber verilmedi” diyerek hava saldırısı sonrası ilk açıklamalarını yaparlar.

Hükümet yetkilileri ise olayın olduğu gün (yaklaşık 20 saat) telaş ve şaşkınlık içinde suskunluğu tercih ederler.

Ancak sosyal medyadaki paylaşım siteleri boş durmazlar, haberi kısa sürede dünya gündemine taşımaya başlarlar...

Ertesi gün öğlen saatlerinde iktidar partisi sözcüsü çaresiz, olan biteni paylaşmak üzere ekranlarda belirir.

Önce “öldürülenler PKK’lıdır” diyen haberleri yalanlar. Peşinden ölenlerin “mazot, sigara ve gıda” kaçakçısı köylüler olduğunu doğrular.

Olayın üzerinden günler geçti. Yetkililer özeleştiri yapıp sorumluları kamuoyuna açıklayacaklarına, hala medyayı günah keçisi yapma gayreti içindeler.

Bu neyi çözer ki?

Asıl olan, uzun yıllardır bölgede yaşayan insanların terk edildikleri karmaşa, belirsizlik ve çaresizlik girdabıdır!

Kötü gidişata “dur” diyerek, sorunları çözmesi gerekenlerin, olaylardan sonra ilgisiz mazeretlere sığınmaları düşündürücü!