- Kategori
- Deneme
Sanal dostluklar...

Günümüz dünyasını esir almış bir teknolojiye sahibiz hepimiz. 7'den 70'e herkesin parmağının ucunda bütün dünya...
Hepimiz öyle bir dalmışız ki huzursuz dünyanın telaşına, huzuru orada arıyoruz..
Mutsuzluktan geberirken en mutlu bizmişiz gibi göstermeye mecbur hissediyoruz.
Yalnızlığın dibine vurmuşken en kalabalık bizmişiz gibi gösteriyoruz..
En yakınımızdaki bile bilmiyor içimizde kopan fırtınaları..
Eskiden sohbet odaları vardı, şimdi tüm sosyal medyada mevcut.. Ve öyle ya da böyle biri, birileri çıkıyor karşımıza. Onun da mutsuz olduğunu görünce aynı evin içinde yaşadığımız ailemizden bile daha yakın geliyor.
Oradan buradan konuşurken bir bakıyoruz döküvermişiz yıllardır içimizde katran olan dertlerimizi. Hatta o da bize döküyor..
Bizi en iyi tanıyanın o ya da onlar olduğunu düşüyoruz hatta daha da ileriye gidiyoruz onu da bizim tanıdığımızı iddia ediyoruz...
Ama sonra öyle bir an geliyor ki bizi hiç tanımadığını düşüyoruz o kilometrelerce uzakta olanların..
Ona mesaj yazarken oturduğumuz koltuğu bile bilmiyor.. Bunalıp dışarı çıkacağımızı söylediğimiz sokaklarımızı bilmiyor.. O sızlanarak kalkıp gittiğimiz iş yerimizi, bazen tüm günümüzü geçirdiğimiz ailemizin üyelerini..
O dibimizde olup ta bizi kırdığını anlattığımız dostlarımızı..
Bir emojisine sığındığımız insanın nasıl güldüğünü, nasıl ağladığını,sinirlenince nasıl olduğunu bilmiyoruz..
Şimdi hangisi sanal ikileme düştüm ben;
Yaralarımızı gören ama elle tutulamayan mı, yoksa elimizi tutup yaralardan bi haber olan mı??