Sanal dünya maskeleri

İnternet, hayatımıza girdiğinden beri insanlar, yeni insanlarla tanışmak ve iletişime geçmek için bu mecrayı kullanıyorlar. ICQ, MSN Messenger gibi chat programlarından sonra hayatımızın orta yerine yerleşen Facebook, Twitter, İnstagram gibi sosyal medya araçları ile bu etkileşim şimdilik zirve yapmış gibi görünse de, teknolojinin gelişme hızını ve insanların sosyal medyaya olan ilgisini göz önüne aldığımızda, bu trendin artarak devam edeceğini öngörmek hiç zor değil. Sosyal medyanın ve daha geniş bir çerçeveden baktığımızda internetin, toplum ve birey davranışları konusunda nasıl değişikliklere yol açtığını inceleyen sayısız araştırma ve makale ile karşılaşabiliriz. Ben bunlardan sadece birinden, internette oynadığımız rollerden bahsetmek istiyorum.Kabul edelim ya da etmeyelim hepimiz sanal ortamda gerçek hayatta olduğumuzdan farklıyız. Burada bahsettiğim sosyal medya mecralarında kendine ait olmayan fotoğraflarla profil açan, kendini iyi bir meslek sahibi, zengin olarak tanıtıp kızları etkilemeye çalışan insanlar değil sadece - Ne yazık ki bunu yapanlar da var ve gazetelerde "İnternette kendini doktor olarak tanıtan E.S.evine çağırdığı genç kıza tecavüz etti" tarzı haberlerle sıkça karşılaşıyoruz.- Ama benim değinmek istediğim asıl nokta, bir nevi toplum baskısından dolayı insanların düşüncelerini, zevklerini, fikirlerini içinde tutmak zorunda kalmaları. Şöyle örnekler hepimiz yaşamışızdır; birçok insana kötülük yapmış bir politikacı ölür, eğer hakkında gerçek düşüncelerinizi yazarsanız sevenleri ya da ölünün arkasından konuşulmaz diyenler tarafından linç edilirsiniz. İnstagrama sevdiğiniz kitaptan bir cümlenin fotoğrafını çekip koysanız "bu ne ya liseli kız gibi" derler. Veya keyifli bir anınızı paylaşsanız, kahvenizi içip kitap okurken mesela, benzer tepkiler gelir. Oysa siz o an mutlusunuzdur sadece ve bu anı paylaşmak istemişsinizdir.  Basit bir film olduğunu kabul ettiğiniz ama güldüğünüz bir filmi övseniz, güldürüyor deseniz hemen sinema eleştirmeni kesilecek birileri peyda olur yanıbaşınızda. Oysa belki siz sadece bir iki saat hayattan sıyrılmak eğlenmek istemişsinizdir. Müzik sitelerinde kendi hesabınızda oluşturduğunuz listelere, favorilerinize aldığınız şarkılara kadar yorum yapma hakkı görürler kendilerinde. Klasik müzik dinlerseniz "vay entel" olursunuz, arabesk dinlerseniz "kıro". Pop dinlemek ise basitliktir.

İşte tüm bu nedenlerden dolayıdır sosyal mecralarda insanların kendilerini tam olarak yansıtamaması. Hatta kimilerinin açtıkları hesaplardan arkadaşlarını haberdar etmemeleri. Veya bloglar da böyledir kimi zaman. İç dünyasını en yakınındakilere açamaz insan gelecek tepkilerden dolayı. Onun yerine hiç tanımadığı yabancılara döker içini. Sebebi de çok basittir aslında, paylaşmak en önemli insani ihtiyaçlardan biridir. Bu kadar basit...