Şark Kurnaz ise Hep Neden Yıkım İçinde!

Yüzyıllardır güneşle uyanan ve kendi halinde yaşayan topluluklar vardı. Bu topluluklar Asya’nın güneyinde, Afrika’nın güneyinde ve Amerika’da yaşamaktaydılar. Bu topluluklar Afrika’nın güneyindekiler zenci iken güney Asya’dakiler sarı ırk ve Amerika’dakiler de Kızılderili olarak adlandırıla gelmiştir.

Yüzlerce yıldır dış dünyadan bağımsız olarak yaşayan, yaşadığı kabul edilen bu topluluklar Avrupa’nın suyu yenmesiyle dış dünya ile bağlantı kurdular. Dinimize göre; Allah dininin emirlerini elçileri vasıtasıylaher topluma göndermişti.

Anlatılanlara göre ciddi anlamda sapkınlığa uğramışlardı. İslami bir yaşayışa sahip olmayan yarı göçebe ve çadırlarda yaşayan insanlar kendi hallerinde yaşayıp gidiyorlardı. Avrupa’dan yola çıkan gemilerde bir yandan silahlar ve askerle doluyken diğer yandan papazlar, da yerlileri Hristiyanlığa davet etmek üzere yola çıkmıştı. En azından anlatılanlar, yazılanlar bunlar.

Şu anda nasıl ki, Amerika Afganistan’a demokrasi, Kuzey Irağa demokrasi getirmek üzere yola çıktı ve gerçekten de tüm İslam âlemine demokrasi ve insan haklarını getirdiyse, o zamanın Amerika’sı olan İspanyollar da başta Güney Amerika olmak üzere demokrasi ve dil götürmüştü. O zamana kadar birbirleriyle işaret diliyle anlaşan Güney Amerika halkından çiçek hastalığı ve ağır şartlarda madenlerde çalıştırılanlar arasında sağ kalanlar İspanyolca öğrenmişlerdi. İspanyolca şu anda dünyanın en fazla konuşulan dillerinden biridir. Dünya İspanya’ya çok şey borçludur. Ne güzel de tüm Güney Amerika kıtasına medeniyet götürmüşler. Tıpkı günümüz Amerika’sı gibi.

Batıda doğulular şarkın kurnaz olduğunu düşünür. İddia eder. Hatta bizim dilimize de dolanmıştır “Şark kurnazı” Gerçekten de doğulular o kadar kurnazdır ki, uzun yıllardır tüm batıyı işgal etmiş, çeşitli hileler kullanarak batının insanını “mankurtlara” çevirmeyi başarmıştır. Tabi ki alakası yok. Biraz argo olacak ama batı “ikiyüzlü” değil, iki yüz yüzlü. Birçoğumuz hala ikiyüzlü olarak biliyor, doğunun uyanıklığından dem vurup, köle pazarına koşuyor, koşuyor ancak beğenilenler kalıyor, beğenilmeyenler Türkiye toplama kampına geri iade ediliyor.  Onlarla rekabet etmek gerçekten çok zor. Kedi gibiler. Yumuşak, ama nankör, dost gibi düşman, beyinde kalp