Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '17

 
Kategori
Müzik
 

Şarkıcı Parçası

Şarkıcı Parçası
 

EDİP CANSEVER`İN BAHSETTİĞİ O AN


"Yaşamım, bir şarkıcının iç çekme anıdır." Diyen Edip Cansever ne de haklıydı aslında. Bu haklılığı çözebilmem yıllarımı alacaktı, ilk okuduğumda bilemezdim.

Çocuktum, şarkı söylemek masumca bir mutluluktu benim için. Birşeyler amaç ya da araç olmaya kendi karar veriyor aslında. Bizler de peşi sıra sürükleniyoruz. Şarkı söylemek amaç mı araç mı henuz karar verememişken bir baktım hayatım olmuş. Bir baktım geçim kaynağım olmuş. Sevdiği işi yapmak herkesin karşısına çıkan bir şans değil ne yazık ki günümüzde. Sahne ışıkları mı cezbeden, yoksa parası mı? Yahut alkışlar mı? İnanın hiç biri değil. Müzik aşkıyla çıktığınız yol, öylesine zor dönemeçlerle dolu ki, an oluyor aşk ölüyor. Aşkın öldüğü yerde ızdıraplı bir meslek hayatı başlıyor.

On numara beş yıldız bir klişeden bahsedeyim şimdi size. Ne kadar güzel bir meslek; hem eğleniyor hem para kazanıyorsunuz. YANLIŞ! Hem eğlendiriyor, hem hüzünlendiriyor, hem benliğindeki hüzünlü ya da mutlu İlkim'i bir süreliğine sessize alıyor, hem en pahalı boyaları yüzüne muntazam bir şekilde sürüyor, hem en pahalı ve süslü elbiseleri giyiyor, üzerinde beş dakika duramayacağınız bir ayakkabıyı giyip saatlerce ayakta duruyor, yıllarını verdiği repertuarı her defasında yeniden kitleye göre düzenliyor, gelecek olan masaları bile hesap ediyor, müzisyen dostlarıyla tek tek ilgileniyor ve büyük olasılık herkesin uyuduğu saatlerde, sahnede sizler için en güzel şarkılarını söylüyor. Hatta gün oluyor, en sevdiğini toprağa koyuyor, akşamına sahneye çıkıyor, insanları eğlendiriyor ve siz bir şarkıda dolan gözlerini görüp ; "acaba kimi böyle çok sevdi" diyorsunuz. Netice de her yolun sonu aşka çıkıyor. İşte bu da aşk, meslek aşkı.

Mesleğiyle evli olan insanlardır müzisyenler. Bir büyüğüm "Müzik senden hayatını alır" demişti, haklıydı. Bu saydıklarım özünü görmeniz için, bir pişmanlıktan dolayı değil yani. Allah'ın en güzel hediyesidir sesim, her zaman şükrederim. Lakin bir bakış var ki; sen mutevazı oldukça uzerine basar ve o bakışa sorarsanız,  şarkı söyleyen o genç kız için namussuz, bayağı ve saymak istemediğim bir çok kötü sıfatı hakeder diyecektir. Çünkü önyargıdır asıl kötülük. Elbette her işte olduğu gibi, bizim mesleğimizde de hoş olmayan davranışlar sergileyen insanlar var. Ama öğretmenin de sapığı, doktorun da namussuzu var. Her gün okuyoruz bunları. Velev ki; kurunun yanında yaş olmaktır şarkıcının kaderi. Hele bir gün oğlunuz ben aşık oldum evleneceğim diye geldiğinde ilk işiniz kızın mesleğini sormak olduğu vakit psikolog değilde solist denildiğinde vereceğiniz tepkiyi tartışmayalım isterseniz.

Mesleğim sorulduğunda "şarkıcı parçasıyım" derim gülümseyerek, ben öyle dediğimde soran utanır, yanındaki utanır ama utanması gereken aslında bana herkesten önce mesleğimi küçümseterek yükseltme savaşı verdiren düzen! Gülümseme mi?
Hani diyor ya Leman Sam "ben bir şarkıcıyım, düşler paylaşırım, dudağıma teyellenmiş incecik bir tebessüm sizleri yanıltmasın." İşte o herşeyi anlatıyor.

Okurken bu mesleği yapan dostlarım iç çekeceklerdir bi an, işte Edip'in bahsettiği iç çekme anıdır o an... Kısmen kaleme aldığım özet dertlerimiz işte bizim de böyle, önyargılar içinde işini aşkla yapmaya çalışan kadınların rakıya meze değil de, sanata feda olması dileğiyle...

 

 
Toplam blog
: 3
: 438
Kayıt tarihi
: 03.06.12
 
 

Aşık olur gibi şarkı söylediniz mi hiç ? Aşka değil şarkılara inanan bi kadın.. Şarkılarımdan ard..