Savaş Sona Eriyor mu?

İmamoğlu'nun estirmiş olduğu rüzgar her ne kadar ülkedeki sığ ve dar düşünce kalıbı siyaset üretmenin tezahürü sonucu esen rüzgar gibi görünüyor olsa da aslında bu gelişmenin ana merkezinin Ortadoğuda yaşanmış olan son sekiz yıldaki durumlar olduğunu düşünüyorum.

Halk doğru ve yanlışları yeni görmeye başladı. Toplum için çok önemli bir gelişmedir farkına varmanın. Müslüman ülke olmamıza rağmen Atatürk'ün sayesinde bir Libya bir Irak gibi değilizdir. Düşünebilen sorgulayabilen nufüs oranı azımsanmayacak derecede oldukça fazladır.

Halk Ortadoğu coğrafyasında dönmekte olan dümenlerin çok farkına varmaya başladı artık yavaş yavaş. Bu seçim biraz da bu durumu özetler niteliği taşıyor. Amerika'nın özellikle Suriye'deki Golan tepeleri konusundaki tutumunu halk çözmeye başladı ve Suriye'deki sekiz yıl süren savaşın aslında silah tuccarlarının oyunu olduğunu da görmeye başladı. Binlerce insan kadın çocuk hayatlarından oldular silah tuccarlarından sebep. Milyonlarca insan ülkelerini terketmek zorunda bırakıldılar.

Bütün bunları halkımız gördü görüyor ve bütün gelişmelerin ABD ve Avrupa ülkelerinden hatta İsrail devletinden kaynaklandığını görmeye başladı.

Golan tepelerinin tapusunu kime verdi Amerika?

İsrail'e!

Ne hakla?

Hiç bir hakla!

Aslında dünya'yı yönetenin Amerika gibi görünüyor olsa da İsrail devleti tarafından yönetildiği ayan beyan ortadadır.

Halk artık kan dökülmesini istemiyor dünyada.

Önce kan dökerek amacına ulaşmak isteyen Amerika (İsrail) şimdi Suriye'de sözümona demokrasiyi getirmeye çalışıyor. Suriye'de yeni anayasa kurma çalışmaları sürerken küresel sermaye gücü tarafından ticari hacmın gelişmesi için Türkiye ile Suriye el sıkışması gerektiğinin altını çizmekte.

Evet doğru Suriye hem en yakın komşularımızdan hem de dindaşımızdır aynı zamanda. Baştan itibaren ilişkilerimiz bozulmaması gerekirdi. Doğru olan buydu. Ama maalesef yanlış politikalar yüzünden Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayan (aynı şekilde Suriye'ye de Türkiye katkı sağlıyordu) Suriye ile ilişkilerimiz kesildi, şimdi düzelme yoluna giriyor yavaş yavaş..

Düzelmelidir. Mutlaka düzelmelidir ama Esat ile Erdoğan arasındaki mesafe yeniden dostluğa nasıl dönüşecek sorusu akla geliyor..

Düğüm burada şimdi.

Halkımız 31 Mart seçimlerinde sevgiden yana oy tercihini gerçekleştirdiğine göre yeni dünya düzeni oluşmakta olan bu dönemlerde bakalım bundan sonra ülkeyi yönetecek olan isim kim olacak?

Gerçek şu ki; Sevgi kazanacaktır!