Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

12 Ekim '14

 
Kategori
Güncel
 

Savaş ve barış üzerine...

Savaş ve barış üzerine...
 

“Her savaşta ölen ilk bir çocuk vardır, bu çocuğun kendi çocuğunuz olmasını ister miydiniz?”


“Çocuklar çiçektir çiçek solmasın

Analar melektir hiç ağlamasın
Dilerim savaşlar artık olmasın
Dünyada barış kardeşlik olsun”

Ozan G.Kaymak’ın bu dizlerine katılmamak imkânsız diye düşünüyorum. Bundan dolayı da bu günkü yazımı,  dünyamızı yaşanmaz hale getiren savaşlar ve insan yaşamını değerli kılan barış üzerine yazmak istedim.

Savaş nedir diye soracak olursanız;

Bunun cevabını aydın düşünürlerimiz aşağıda ki gibi açıklamışlardır.

“Savaş; babasız çocuklardır, dul kadınlardır, kolsuz bacaksız, duymayan görmeyen eksik insanlardır.

Savaş; yüz ölçümü genişleyen mezarlıklardır.

Savaş; acı ve gözyaşıdır.

Savaş; cephede birilerinin kazandığı, gözyaşı ve kayıpları iki tarafın paylaştığı acının adıdır.

Savaş; aklın devre dışı bırakılmasıdır.

Savaş; insan teninde ve ruhunda iz bırakan yaradır.”

Yaşatmak varken öldürmek niye?

Yaşama hakkı insana Allah’ın verdiği en büyük hak değil midir? Yaşama hakkı kutsal değil midir? Kim nasıl alabilir o hakkı, kim nasıl engelleye bilir yaşama özgürlüğünü. Eğer savaşmadan barışa giden yolu kutsal bir yol olarak görürsek bilin ki o zaman yaşama hakları asla zarar görmeyecektir. Aklın sustuğu yerde savaş başlar.

İnat için, gurur için savaş olmayacağını herkesin iyi bilmesi gerekmektedir.

İnsanlar savaşmak için, savaşlarda ölmek için doğmazlar. İnsanlar yaşamak için doğarlar. Kendilerini yaşatmak için başkalarını öldürmek zorunda görenler, başkalarının da kendileri için aynı şeyi düşüneceğini bilmezler mi?

Her savaş bedelini halka ödetir. Gerek can kayıbı, gerek para gerekse mal olarak. Maddi ve manevi mutlaka bir bedeli vardır. Zamanla maddi bedel yerine konulsa da kaybedilen maneviyat asla geri gelmemekte ve insan ruhu üzerinde büyük travmalar yaşatmaktadır.

Savaşın olduğu gibi barışında bir bedeli vardır.

Barışta da kayıplar çok olur, inanç kaybedilir, zaman kaybedilir, para kaybedilir, gurur kaybedilir, öz güven kaybedilir. Barış, insanı yaşatmak için maddi anlamda kayıpları göze alabilmektir. Sonuçta bir insanın bile hayatını kurtaracaksak, insanlığı kurtarmış gibi mutlu olmaya hakkımız olur kanaatindeyim.

Eğer istekler her gün biraz daha genişleyen mezarlıklar üzerine gerçekleşecekse, eğer istekler yaşamın baharında kara toprağa düşen genç bedenlerle gerçekleşecekse böyle bir savaşın adı ne olur acaba?

Bir yazarımızın yazdığı şu cümleye katılmamak mümkün mü acaba.  “ Savaş ilan edenler, savaş kışkırtıcılığı yapanlar acaba cephenin en önüne kendi çocuklarını koymayı düşünürler miydi?

Yazarın dediği gibi “Her savaşta ölen ilk bir çocuk vardır, bu çocuğun kendi çocuğunuz olmasını ister miydiniz?”

Elbette ki böyle bir şeyi kimse istemez.

O zaman çocuklarımıza yaşanılır bir dünya bırakmak için sıkılmış yumrukları gevşetmek, aklı ön plana çıkarmak, sorunları akılcı yollarla çözmek gerekmektedir.Büyük Önderimiz Atatürk’ün Milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir." sözünü de unutmamak gerekir.

Lidya devletinin son hükümdarı olan Krezus der ki; “Barıştaoğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer.”

Hep barış olması ve oğullarımızın uzun ömürlü olması dileği ile…

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..