Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '16

 
Kategori
Futbol
 

Savunmadan çıkan üretkenlik

Fenerbahçe, takım olarak Spor Toto Süper Lig' in çok üzerinde bir savunma kalitesine sahip. Belki de Avrupa' nın en iyi savunma yapan 10 takımından bir tanesi. Özellikle Beşiktaş maçının ilk yarısındaki savunma sistemi, pres, tempo ve mücadeleyi gördükten sonra, bu seviyelerde bir performansın Avrupa' nın en iyilerinden bir tanesi olduğunu iddia etmek mümkün gözüyor. 

 

Takım olarak hücum sistemi ve performansı açısından ise, Avrupa' da ilk 20-25' de değil. Belki 25-30 arası bir yerde olabilir. 

 

Avrupa liglerini yakından takip ettiğim için böyle bir yorumda bulunabiliyorum.

 

Fenerbahçe' nin hücumlarında bireysel yetenekler damgayı vuruyor. Bu takımın kalitesi, ligimizin üzerinde. Bu sebeple her maç bir futbolcu sazı eline alabiliyor. 

 

Akhisar Belediyespor, böyle üst düzey bir Avrupa takımına karşı oynadı. Fenerbahçe' nin ligde ilk golü attıktan sonra kaybettiği hiç bir maç yok. İlk golü attığı maçlardan 3 tanesinde ise beraberlik olmuş. Yani Fenerbahçe' den ilk golü yedikten sonra bırakın kazanmayı, berabere kalmak bile çok zor. 

 

Çünkü öyle bir savunma sistemi ve kurgusu var ki, adeta bir makina düzeni ile işliyor.

 

Geçen haftadan 2 beki, 1 stoperi sahada olmayan bir takım, 3 yeni oyuncu ile sahada idi ve savunma performansı yine mükemmele yakındı.

 

Şener, Hasan Ali ve Kadlec, yerlerine oynadıkları Gökhan, Caner ve Alves' i bırakın aratmayı, üstünde performans gösterdiler. 

 

Bu şüphesiz, hem mesleklerine, hem camialarına, hem de hocalarına olan saygılarının bir göstergesi. Kendilerini bu şekilde hazır tutmaları hem kendileri, hem de hocaları adına büyük başarı.

 

Kjaer ise Türkiye' nin net olarak en iyi ve formda stoperi. Partneri kim olursa olsun, aynı performansı her maç gösteriyor. Bu müthiş bir profesyonellik.

 

Türkiye' nin belki de en formda 4 beki ve 4 stoperi şu an Fenerbahçe'de. 

 

Buna savunmanın önünde oynayan ve her maç performanslarını bir tık artıran Mehmet Topal, Souza ve Diego' yu da eklersek, Fenerbahçe üst düzey bir savunma takımı haline geliyor. 

 

Akhisar Belediyespor, hem futbolu, hem renkli hocası Cihat Arslan ile benim büyük sempati duyduğum takım. Sempati bir yana, iyi de bir takımlar. Böyle bir zeminde, Fenerbahçe ile müthiş bir fiziksel mücadele içine girdiler. Katedilen mesafelere bakıldığında, Akhisar 110.20, Fenerbahçe ise 110.13 km mesafe kat etmiş. Bu mesafe, üst düzey Avrupa karşılaşmalarının ortalama mesafesi olan 115' e çok yakın. Demek ki fiziksel olarak üst düzey bir mücadele olmuş. 

 

Akhisar sezon başından beri, hatta Hamza hoca döneminden bu yana çabuk ve seri bir takım olmayı başardı. Nguemo, Custodio, Muğdat, Ahmet Cebe, Alper Uludağ ve Rodallega gibi çabuk ve hızlı oynamaya alışkın futbolcuları var. Topla oynamayı seven bir takımlar ve bunu çabuk yaptıklarında gerçekten de tehlikeli olabiliyorlar. 9 haftadır düşüşte olmalarına ve performans olarak hafif gerilemiş olmalarına rağmen, bu maçta daha diri ve istekli bir görüntüleri vardı. Esasen Fenerbahçe' ye çok pozisyon da vermediler. Yedikleri 3 gol de, rakibin bireysel becerisi ile attığı gollerdi.

 

Türkiye' de bu tür kötü sahalarda maç oynatılması bence doğru değil. Akhisar Teknik Direktörü Cihat Arslan' da maç öncesi artık bir stad istediklerini ifade etti. Gerçekten de, böyle bir stadyum zemini Türk futboluna yakışmıyor. 

 

Böylesi zeminlerde top kontrolü, yatarak müdahaleler, uzun ve yerden paslar mümkün olmaz. Hiç bir takım işin topla oynama tarafında arzu ettiği performansı gösteremez. Avrupa 'nın en değerli 6. ligi olduğumuz gerçeği altında, böyle bir zemin yakışmıyor.

 

Maçın skoru ile sahadaki oyun farklı oldu. Sahada birbirleri ile kora kor mücadele eden, birbirlerine yakın istatistikler ile oynamış iki takım vardı. Ancak Fenerbahçe 'nin pozisyonları gole çevirme yüzdesi belki de ligde bugüne kadar yakaladığı en yüksek yüzde olunca, skor farklı oldu. 

 

Fenerbahçe' de en güçlü yer kanatlar. Zaman zaman 4-2-3-1, zaman zaman 4-3-3' e dönen oyun sisteminde, bekler, açıklar ve ön liberolar gerçekten istisnai bir performans sergiliyor. Bugün de Hasan Ali ve Şener savunma tarafında, Alper ve Volkan ise hücum tarafında çok mücadele ettiler. Zaman zaman uyumsuzluk içinde olsalar da, oyun genelinde sahayı iyi paylaştılar.

 

Bugün Fenerbahçe' nin en çok koşan 5 oyuncusu da bekleri ve 3 orta sahası oldu. Bekler de orta sahaya destek verdiğinde, Fenerbahçe 1. ve 2. bölgede, muazzam bir ağırlık kazanıyor ve rakiplere oynama imkanı vermiyor. Diego, sahada en çok mesafe kat eden futbolcu idi (11.60 km). Diego ne hücum ne de savunmada kritik işler yapmasa da, sahanın her yerinde hareketli oluyor, pas trafiğinde sorumluluk alıyor. Tribünde veya TV karşısında maç izleyenler, Diego' yu beğenmiyor olsa da, bu özelliği onu hocasının gözünde değerli kılıyor. 

 

Mehmet Topal yine insanüstü bir mücadele sergiliyor. Souza' da ona ayak uydurunca, orta sahada ikiz kuleleri geçmek mümkün olmuyor. 

 

Fenerbahçe' de ilk 11' de kim olursa olsun, yedekten kim girerse girsin, herkes hazır bir görüntü veriyor. Bu durum, 3 kulvarda ilerleyen Fenerbahçe için iyi haber. Bu noktada Pereira alkışı hak ediyor. 

 

Fenerbahçe hücumda hala üretken değil. Hücum organizasyonları hala ağır, atak olgunluğu düşük, son vuruş becerisi yetersiz. Ancak takım savunmasında müthiş üretken, verimli. İşin doğrusu Fenerbahçe artık bir sistem, bir felsefe takımına dönüşmek üzere. Beğenelim, beğenmeyelim, ligde bu şekilde sistem takımı olabilmiş, sahaya belirli bir karakter koyabilen birkaç takım var (Beşiktaş, Fenerbahçe, Başakşehir, Konyaspor). Bu açından bakıldığında, ligin bitimine 10 hafta kala, ilk 4' te bu takımların olması tesadüf değil.

 

bertan.kaya@yahoo.com 

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..