Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '07

 
Kategori
Haber
 

Sayıların dili var

Sayıların dili var
 

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN Ağrı ilimizde konuşuyor ve "330 alan Köşk’e çıkıyor, 357 çıkamıyor, bu demokrasi değil başka bir şey" diyor. Yani, konuyu “soru“ haline getirmiyor. İstiyor ki siz kafanızda “soru” haline getirin, ondan sonra da “sorun” haline getirerek AKP’ye oy verin.

Aslında demek istediği şu: “330 alan Köşk’e çıkıyor da 357 çıkamıyor, bu nasıl bir demokrasi?”

Kendisi de çok iyi biliyor ki, böyle bir soruyu sorması gereken biri veya birileri varsa, en sonuncu kişi kendisidir. Birçok kez yazdığım gibi, demokrasinin içinde “Sayı”nın önemi kadar “Uzlaşma”nın da özel bir yeri vardır.

Demokratik ortamın en önemli özelliklerinden bir de “Temsilde adil” olmaktır. Bu da “sayısal üstünlüğün” her zaman “azınlık” üzerinde otorite kurmamasını gerektirir.

Yani…

Sayıların dili var, onu iyi anlamak ve çözmek gerekir. Her zaman iki, birden büyük olmayabilir ve sayıların gücü de sınırlıdır.

Şimdi baştan alalım…

3 Kasım Seçimlerine gelirken “28 Şubat süreci” adı takılan ve hemen herkesin konuştuğu ve bu gün de olduğu gibi ordunun karşısına geçtiği olayı kullanıp “Mağdur” rolünü oynayarak AKP iktidar olmadı mı?

Bana göre oldu…

Siirt’te Cami’yi “Kışla” onun kubbesini “Miğfer” ve de ince uzun görünümlü mimarisi ile minaresini de “süngü” yaparak nereye saldırıya geçiyordu da “Dur bakalım” dediler?

Sonra “Yasaklı” olup ömrünün sonuna kadar “Kamu yasaklısı” durumunda iken oradan kim çekip çıkartıp bu milletin başına “Başbakan” yaptı kendisini?

Sayılar…

Hangi sayılar derseniz, kendisine “Başbakanlık” yolunu açan Anayasa değişikliğine imkan veren sayılar. Yani bu gün “Niye olmadı” diye sorduğu sayılar.

Peki, olurken “Oluyor” ses çıkmıyor da “Olmaz” olurken niye şikâyet ediliyor? Bunun anlaşılır bir mantığı var mı?

Bana göre yok.

Bir atasözü vardır, ne kadar konuya yakışır bilmem, ama söylemeden edemeyeceğim. Atasözü: “Güzelliğine bakma, bir sivilce, zenginliğine bakma, bir kıvılcım yeter” der… Sayısal üstünlüğüne bakıp da 4, 5 yıl “Ben” dedikten sonra, bu gün sayıların gücüne karşı gelebilmenin zorluğunu anlamış olmanız gerekmez miydi?

Önümüzdeki günler, daha zor günler. Yanılma olmazsa eğer, bu millet yine sizleri bir “Sınama” dönemine sokacaktır. Bu dönem sanırım “Uzlaşı” arayışı dönemi olacaktır.

Önümüzdeki süreçte “Uzlaşmaya” alışmanız gerekecek gibi görünüyor.

Fakat bir gerçek var ki, ülkenin “SİYASİ” sıkıntısı çok büyük görünüyor. Bu sıkıntının bir şekilde aşılması gerekiyor ama bu siyasi kadrolar ile ne kadar olası, onu da bilemeyeceğim doğrusu…

21 HAZİRAN 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..