- Kategori
- Siyaset
Sayın Deniz Baykal ve muhalefet
Geçtiğimiz Pazartesi gecesi Kanal D televizyonunu Arena Proğramında Sayın Deniz Baykal’ın gündeme ilişkin açıklamaları vardı.
Sayın Baykal’ın özellikle AKP’nin Anayasa çalışmaları ve Terörle mücadelesi konusunda ki açıklamaları çok öğretici idi.
ABD’nin Irak’a yönelik genel yaklaşımları ile Türkiye’nin Irak politikasında değişiklikler olduğunu belirterek,
ABD Başkanının “PKK bizim , Irak’ın ve Türkiye’nin ortak düşmanıdır” demesini çok olumlu karşıladığını hemen ertesi gün açıkladığını belirtti.
Devamında PKK konusunun büyük bir sorun olduğunu belirterek;
“Bu sorun hepimizindir, Türkiye’nin sorunudur. Askeri, sivili, muhalefeti, hükümeti ile bu sorun hepimizindir.” dedi.
“Askeri mücadele çok başarılı yürüyor. Irak artık PKK için güvenli bölge değil” tespitini onaylıyor, Genelkurmayın çalışmalarını doğru bulduğunu ve desteklenmesi gerektiğini özellikle belirtiyor.
Eve dönüşü sağlamak için Ceza Kanunumuzda zaten 221. maddenin olduğunu işaret ederek,
Yeni bir kanunla bu maddeye “Esneklik” getireceğini açıklayan hükümete soruyor.
Nedir bu esneklik ?.
“Teröre bulaştığından pişmanlık duyan, suç işlememiş olanların Eve dönmek istemesi ayrı bir konu, bu zaten 221. madde ile düzenlenmiş” diyor Sayın Baykal ve devam ediyor.
“PKK’nın eli kanlı liderlerinin ve diğer katillerin işlediği suçları yok saymaları olmaz. Bu açık açık AF’tır.”
“Teröristleri caydıracak tedbirleri sergilemek meşrudur. Ama terörü meşru gösterecek tavırlara girmek yanlıştır. Olmaz. PKK’nın arkasında Türkiye’yi bölünmeye götürecek çok büyük bir Siyasi Proje var. Pekala olabilir ki birileri bilinçli bir şekilde Türkiye’yi bölmek ve istikrarsızlığa götürmek istiyor olabilir. Haritaları gördük.”
“Bu AF tartışması, Terör örgütünün Siyasi Projesini mazur göstermeye, onun önünü açmaya yönelik çalışmalardır.” Diyor Sayın Baykal ve soruyor,
Bu çok açık, çok net değil mi ?.”
AKP’nin hazırladığı Anayasa Taslağı ile ilgili olarak ;
PKK’nın siyasi amaçlarına ulaşmasına yardımcı olacak kavramların bu taslakta yer alacağına işaret ederek,
Anayasa’ya “Etnisite” nin ve etnik kimlikleri ön plana çıkaran kavramların girmesi halinde PKK’nın siyasi projesinin önünün açılacağını ısrarla belirtiyor.
CHP’nin bu Anayasa çalışmalarına neden katkı yapmadığı ve yeni bir Anayasa Taslağı hazırlamadığı ile ilgili bir soruya,
“Böyle bir katkı ancak güven veren Ortak Ulusal bir Anayasa yapma çalışmaları olduğunda olur.” cevabını veriyor.
1982 Anayasa’sının bir çok maddesinin AKP hükümetleri döneminde 7 kez olmak üzere toplam 13 kez yeni paketlerle değiştirildiğini, İnsan hakları, Demokrasi, Hukukun Üstünlüğü gibi konularda bir çok arızanın giderildiğini ve buna bağlı olarak 1982 Anayasa’sının 1/3’ünün değiştiğini, bununda AKP dahil bütün partilerin katılımıyla yapıldığını anlattı.
Yine Irak konusuna dönersek:
Bu hükümetin 1 milyar dolar karşılığında Irak’a girilmeyeceği konusunda bir anlaşma yaptığını bildiriyor ve Başbakan’ın o zaman“Türkiye’de terör bittimi ki Irak’a girelim, Türkiye de Irak’tan daha fazla terörist var” dediğini hatırlatıyor.
Hükümetin ancak Dağlıca katliamından sonra gerçeği gördüğünü ve Muhalefet olarak çok zor ve güçlü uğraşlar vererek hükümeti Sınır Ötesi Operasyon kararı almak zorunda bıraktıklarını anlatıyor.
Ve sözlerini Hükümet Terörle mücadele konusunda Muhalefetle işbirliği yapmak zorundadır diye bitiriyor.
Sayın Baykal’ı eleştirebilirsiniz, politikalarını beğenmeyebilirsiniz. Gereken muhalefeti yapmadığını, yapamadığını da söyleyebilirsiniz.
Fakat birde şu soruya cevap vermeniz gerekir bence,
Yukardaki röportajı bir başka lider yapsa alkışlamazmıydınız ?.
Hükümetin “Ben yaptım oldu” anlayışıyla halktan, muhalefetten kopuk, silik icraatlarını, hele böyle hayati konulardaki icraatlarını onaylayabilirmiyiz.
Baykal genelde her şeye muhalefet olmakla eleştirilir. Bu eleştirilerin içine bazen “Memleket hayrına olan işlere de muhalefet ettiği” yalanı da bulaştırılmaya çalışılır.
Fakat tarafsız ve önyargısız baktığımız zaman Sayın Baykal’ın her yaptığı muhalefetten Ülkemiz yararına işler çıktığı görülür.
Bu nun bir sürü örnekleri vardır;
1992 de SHP’nin hazırladığı (Ki Sayın Baykal genel sekreterdi o zaman) Kürt Raporuna bu hükümet şimdi sarılmıyor mu ?.
Daha geçenlerde Baykal’ın Kürt açılımına yine bu hükümet olumlu yaklaştığını açıklamadı mı, uygulanabilir bulmadı mı ?.
Bankaların hortumlanacağını daha önceki hükümetlere ikaz ettiği, bu yüzden hükümeti dahi düşürdüğü halde (Mesut Yılmaz Hükümeti) uyarıları dikkate alınmayarak bu ülkenin yoksul insanlarının 60 milyar doları hortumlanmadı mı ?.
Şaibeli satışlar da Anayasa Mahkemesine gidip o satışları iptal ettirerek, yeniden yapılan satışlarda bu memleketin en az 20 milyar dolar kazanmasına öncülük etmedi mi ?.
1982 Anayasası’nın bir çok aykırı maddesinin değişmesi için mücadele etmedimi ?.
Buna benzer yüzlerce örnek verebiliriz.
Sayın Deniz Baykal’ın bütün ömrü boyunca bir tane yolsuzluğunu, haksız mal edinmesini, anormal zenginleşmesini gösterebilirmisiniz ?..
Baykal ne yaptı ki diyenler;
O nun hiçbir zaman Başbakan olarak hükümet kurmadığını bilmiyorlar mı.?. Tabi eğer iyi niyetlilerse.
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” sözü bir şeyler hatırlatmıyormu.
Baykal’ı “yolsuzlukla” ve “muhalefet yapamamakla” suçlayanlar; Sahte gözyaşları, sahte mapusta yatmalar, mazlum, mahsun, mağdur pozlarına bürünüp, takiyyeci din iman masalları ile son on yılda gelip ülkenin başına oturup trilyoner olanları görmüyorlarmı ?..
Yukardaki röportaj da bir tek ABD’nin samimiyeti ile ilgili görüşlerine katılmasam da (O da kendisinden daha solda olduğum için olacak) Sayın Baykal’ın söylediklerinin hepsi doğru değimli?.
Bir şeyi beceremiyor bence Sayın Baykal yoksulları Gıda ve kömür yardımları ile kandıramıyor.
Bakın sekiz milyon aileye kömür yardımı yaptık diye Ülkenin fakirliği ve sefaleti ile övünenler hükümet oluyor.
Saygılarımla…