Schuster: Beşiktaş, Mucize, Hayal, Hüsran!

Dinamo Kiev’e, ilk maçta 4-1 yenilen Beşiktaş, “mucize” peşindeydi.

Schuster, “futbolda mucizelerin çok olduğunu” söylüyordu. Ancak, daha 3. dakikada gelen gol, deyiş yerindeyse, “buz kesti” etkisi yapmış olmalıydı.

Gol yenmesine yenmişti, ama maçın spikeri, golün “o kadar önemli olmadığını” ne güzel anlatıyordu:

“Zaten Beşiktaş’a 4 gol gerekliydi!”

Bu, ne demekti?

Beşiktaş, 4 gol atar, maçı uzatmalara götürür/dü.

“Mucize”nin öteki adı “ham hayal” olmalıydı!

Schuster, maçtan önce hayal görüyordu; spiker ise, ikinci gerçeği, daha 3. dakikada görmesine karşın, ekran başındakilerle dalga geçiyordu.

Schuster’a birileri, Galatasaray’ın Samax’ı 5-0 yenmesini anımsatmış olmalıydı. Çünkü Galatasaray, bir “mucize” gerçekleştirmişti. Schuster, o maçın hayaliyle “mucize” peşinde koşuyor olmalıydı.

Beşiktaşlı futbolcular da koşuyorlardı.

Aslında, o koşmalara Dinamo Kiev’li futbolcular izin veriyordu. Öyle ki, Kiev’li futbolcular, istedikleri zaman oynuyor, istedikleri zaman Beşiktaşlı futbolcuları koşturuyorlardı.

Rahattılar!

Schuster de, 4-1‘lik yenilgiye “gerekçe” ararken daha çok rahattı. Yedikleri gollerden üçünün “duran top”tan, birinin “penaltı”dan olduğunu söylüyordu.

Bu ne demek olabilir?

Golleri, golden saymamak!

Schuster, iyi ki, gollerin geçersiz sayılması gerektiğini söylememiş!

*****

Maç izleyecek keyfim olmamasına karşın maçı izledim.

Keyfim iyice kaçtı.

Schuster’ın Beşiktaş’ı, Beşiktaş’ı sevenlere maç izleme keyfi vermiyor.

Schuster, konuşmalarına bakılırsa, Batılı bir teknik direktöre benzemiyor.

Ülkemizin havası suyu Schuster’ı değiştirmiş; o da Beşiktaş’ı...

Ama Beşiktaş’ta son üç maçta değişen değil, benzer olan üç şey var/dı:

Dörder gol yemek!

Beşiktaş-Dinamo Kiev: 1-4

Beşiktaş-Fenerbahçe- 2-4

Dinamo Kiev- Beşiktaş: 4-0

TURGUT ÇELİK/ Mersin