Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '19

 
Kategori
Güncel
 

Seçim Güvenliği!

Türkiye'nin kısa demokrasi tarihinde ilginç seçimler vardır. Bunların en ilginçi de CHP Tek Particiliğinin hakim olduğu 1946 yılı seçimindeki "açık oy, gizli sayım" cinayetidir.

Aradan yetmiş üç yıl geçmişken bile, Türkiye demokrasi tarihin kara lekesi olarak hatırlanmaya devam edecek bir ilkellik, bir faşistlik örneği olarak kalacaktır 1946 seçimleri...

Türkiye, ne yazık ki demokrasi tarihini, böyle, demokrasi bir yana insanlığın ruhuna uymayan bir "seçim sistemi" ile başlatmıştır.

Daha sonraki yıllarda, demokratik hayatımız gelişmiş, seçimlerde oy çalma, mükerrer oy kullanma gibi şikayetlere rağmen genel olarak milletin iradesi sandığa yansımıştır.

Özellikle, ülkede istikrar olmadığı yada emperyalist mahfillerce istikrar istenmediği zamanlarda seçimlere bir şekilde hile karıştırılmış, böylece halkın demokrasiye olan güveni sarsılmak istenmiştir.

Bizim üniversite yıllarımız olan Yetmişlerde, Türkiye anarşi, yokluk ve terörün istikrarsızlığını yaşarken yapılan seçimlerde mükerrer oy kullanma şikayetleri çok olurdu.

Yanılmıyorsam 1977 seçimlerinde üç milyonun üzerinde mükerrer oy kullanılmıştı...O zamanın siyasilerinden Merhum Erbakan'ın şikayeti üzerine YSK bu gerçeği açıklamıştı; ancak hiç bir şey yapılamamıştı.

Çünkü, o tarihlerde Türkiye'yi karıştıran güçler, istikrarsızlığın sürmesini ve özellikle de Necmeddin Erbakan'ın iktidara yanaşmamasını istiyorlardı!

Elbette, her seçim böyle olmadı...Türkiye, yıllar geçtikçe çok sağlıklı seçimler yaptı...Özellikle 2000'li yıllardan sonra gelen istikrar, seçimler konusunda da Türkiye'ye çağ atlattı.

Ne var ki, bugünün dünyasında seçimler üzerinden provokasyonlar, iktidar devirmeler, kaos planlamalar sürüp gidiyor...Amerika başkanlık seçimlerinde bile bu durum söz konusu oldu malum.

Uluslararası güçler, seçimler üzerinde yapacakları tahrifatla iktidar değiştirmeyi de bir müdahele yöntemi olarak kullanmaktan geri durmuyorlar...Niye dursunlar ki...Ekonomik, siyasi, askeri tetikçilerin olduğu dünyada "seçim tetikçileri" niye olmasın ki...

Evet, sözü Türkiye'nin 31 Mart 2019 Pazar Günü yaptığı Yerel Yönetimler seçimine getirmek istiyorum...

Bu seçimlerde, 17 Yıldır iktidarda olan AK Parti, Ankara, İstanbul, Antalya, Adana gibi büyük şehirleri, kıl payı oranlarla da olsa, kaybetti...

Bunlar içinde özellikle Ankara ve İstanbul büyük önem taşıyordu; çünkü bu illerin el değiştirmesi sadece Belediye Başkanlarının değişmesi anlamına gelmiyordu, bunun ardından bir İktidar değiştirme girişimi de bekleniyordu.

Aslında, dışardan, içerden muhalefet bloku daha seçim öncesi bunu dillendiriyordu... Eğer, mevcut İktidar bu iki şehri kaybederse, Başkanlık Sistemi sorgulanacak ve yeniden Parlamenter Sisteme dönme çabaları başlatılacaktı.

Dediğim gibi, bunu öncelikle dışardaki Türkiye muhalifleri istiyordu; ama içerdeki muhalefet de dışardakilerle aynı fikirdeydi...

Nihayet, pek de beklenmedik bir şekilde Ankara ve İstanbul el değiştirdi!..

Halkın iradesi böyle tecelli etmişse buna kim ne diyebilir?..Elbette, millet kimi isterse o Belediye Başkanı olur, Vekil olur Başkan olur...Burda asla bir sorun yok!

Ancak, özelikle İstanbul seçimlerindeki nerdeyse bindelik farklar, "sayım güvenliği"ni tartışmaya açtı.

Seçimler güven içinde yapılıyordu ama sayımlar da o kadar güvenli miydi?

Denilebilir ki, yenilgiyi kabul etmek de bir erdemdir, doğrudur...Lakin, eğer milletin iradesine hile katılmışsa bunun da hesabı sonuna kadar sorulmalıdır.

Yıllarca, Üniversite Sınav Sorularını çalarak Milletin evladının hakkını gaspeden "çete"lerin, milletin oylarını çalıp ülkede bir kaos ortamı çıkarmak istemeleri de beklenebilir.

Olmuş mudur, olmamış mıdır...Bunu anlamanın yolu sayımların yeniden yapılması ve eğer hırsızlık varsa, yargının ve yetkililerin oy hırsızlığına tevessül edenleri yakalayıp en ağır şekilde cezalandırmasıdır.

Milletin oyunu çalmak, malını çalmaktan daha ağır bir suç olmalıdır!

Çünkü oy namustur!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..