Şefkat, riya ve şu dostluk denen şey!

Tuğlacı NewYorker Paşa’nın talimatları doğrultusunda toplumsal yazılarımıza devam ediyoruz:)

“Karı koca arasına girilmez.” denir, doğrudur. Ulvî bir nedeni yoktur; onlar barışır, sen papaz olursun!

Toplumsal mutluluğa inanan Bn Otacı ve bendeniz çevre mutsuzluğundan oldukça etkilenip iyilik meleği olmaya soyunuruz da ağzımızın payını almakta gecikmeyiz.

METİN - ATA

“İyi ki senin gibi bir dostum var Ata. Bu kadın beni bitirdi valla! Elli çift ayakkabısı, yirmi tane çantası var, hâlâ yenilerini alma telaşında. Biraz bütçemize dikkat edelim diyorum, bulmuşsun benim gibi kadını, para hesabı mı yapıyorsun diyor! Evi mok götürüyor, hatun mağazalardan çıkmıyor!”

“Haklısın, olmaz böyle tabii. Acaba aşırı davranışlarıyla seni mi cezalandırıyor? Belki senin de ona ters gelen yanların vardır. Kendini hatasız sanma. Elçin de onunla bir konuşsun da anlarız işin doğrusunu.”

“Yok be abi, ne ters yanım olacak. İçkim yok, sigaram yok. Evden işe, işten eve. Dövmem, sövmem, sevgide kusur da etmem.”

ŞİMAL - ELÇİN

“İyi ki senin gibi bir dostum var Elçin. Bu adam bitirdi beni valla. Ayakkabılarını neredeyse salonun ortasında çıkarır, çoraplarını oraya buraya atar; sonra da bu ne dağınıklık der! Evlilik yıl dönümümüzde arkadaşlarıyla oturup maç seyretti ya! Saçımı kızıl yaptım, sende bir değişiklik var; ama anlayamadım dedi.

“Haklısın, olmaz böyle tabii. Acaba böylesi davranışlarla seni mi cezalandırıyor? Belki senin de ona ters gelen yanların vardır. Kendini hatasız sanma. Ata da onunla bir konuşsun da anlarız işin doğrusunu.”

“Yok be şekerim, ne ters yanım olacak. İçkim yok, sigaram yok. Evden işe, işten eve. Vızıldanmam, tutturmam; saygıda sevgide kusur da etmem.”

ATA - ELÇİN

“Metin haklı valla. Dehşete düştüm! Senin o kadar çantan, ayakkabın var mı? Kendi de kazanıyor diye -erkek olsun kadın olsun- özgürce harcama yapabilir mi? Şimal’le konuştun herhalde, toparlanmasını söyleseydin bari.”

“Kızcağız outlet’lerden alışveriş ediyor. Metin onunla gider mi çarşıya pazara? Dağınık adamın tekiymiş ve –inanabiliyor musun- evlilik yıl dönümlerinde eve arkadaşlarını çağırıp maç izlemiş. Kızcağız kocasına hoş görünsün diye saçlarını kızıl yapmış, seninki fark etmemiş bile!”

“Lütfen hemcinsini koruma. Normal bir insanın elli çift ayakkabısı olmaz!”

“Lütfen hemcinsini koruma. Normal bir erkek karısına yakın ve yardımcı olur, hele ki özel günleri asla unutmaz.”

“Birbirimize ters düşerken onlara nasıl yardımcı olacağız? Ben kitap okuyacağım biraz.”

“Ben de biberiye-jojoba aşkının ikinci perdesini yazmaya devam edeyim.”

ŞİMAL - METİN

“Tatlım, o kötü olduğumuz günlerde Ata’yla konuştum. Hiç yapıcı davranmadı. Bu kadar da hesapsız olmaz ki bir kadın filan dedi. Yani, boşansak sevinecek gibiydi. Çok şaşırdım. Dostlarımızı seçerken daha dikkatli davranmalıyız.”

“Aşkım, ben de Elçin’le dertleştim bir kez. Senin davranışlarını çok yanlış bulduğunu söyledi. Boşan da hayatını yeniden kur demeye filan getirdi. Çalışan kadınmışım, tabii ki her gün değişik giyinecekmişim. Ben çok rahatsız oldum yaklaşımından. Ne olursa olsun, sen benim aslan kocamsın.”

“Biz iyisi mi bunlarla aramıza mesafe koyalım. Yuvamızı yıkacaklardı neredeyse!”

“Aynı fikirdeyim kocişim. Ben de maç izleyeyim mi seninle? Ama önce biramızı, kuru yemişimizi hazırlayayım.”

“Kadınların en muhteşemi benim karım. Bebişim, yarın alışverişe mi çıksak?”