Şehrin girişindeki çokdilli “şehrimize hoşgeldiniz” tabelası

I. TABELADAKİ İNCE AYRINTI

Kimi şehirlerin girişinde “hoşgeldiniz” tabelaları asılıdır. Üste “Hoşgeldiniz” yazar ve bu yazının altında İngilizce, Almanca gibi yaygın dillerde aynı anlamda sözcükler yeralır. Sonraları Fransızca, İtalyanca gibi diller de eklenmeye başlandı. Ve birgün bunların en altında veya arasında Arapça olmazsa olmaz dillerden biri oluverdi.

Arapça eklediler çünkü o şehirlerin belediyelerine seçilenler şehirlerinde orada yazılı bir satır Arapça sözcükten haz duyacakların kendilerine oy verdiklerini biliyorlardı. O Arapça satırın üzerinde birçok dildeki ifadelerinde yalnızca o Arapça satır için ortam yaratmak olduğunu bunu yazanlar biliyorlardı ama okuyanların çoğu bunu bir hizmet sanıyorlardı.

Oraya yalnızca Türkçe ve Arapça dillerinde “hoşgeldiniz” yazsalar bunu açıklamaları zor olabilirdi ama birçok dili yazınca kimsenin aklına altındaki artniyet gelemezdi. Bu işi Japoncasını yazacak kadar abartanları bile gördüm.

Bu ince bir ayrıntı bir siyaset inceliğidir, yani bir kasabalı uyanıklığıdır.

II. HİTABETTEKİ İNCE AYRINTI

Bir konuşma yapıyorsunuz. Konuşmanızda ülkenin yakın geçmişindeki karanlık bir ada övgüler dizmek istiyorsunuz. Bunu tek başına onun adıyla yapmaya kalksanız gelecek tepkileri karşılamak zor olacak. O zaman ne yaparsınız?

O adı kullanırsınız, ona olan saygınızı ve sevginizi anlatırsınız, onu sevenlere selam gönderirsiniz ama bunu tek başına yapmazsınız. Onunla birlikte Nazım Hikmet’i, Pir Sultan Abdal’ı, Cem Karaca’yı, Hacı Bektaş’ı, Yunus Emre’yi anarsınız (1). O adı konuşmada işitip haz duymak isteyenler diğer adları fark etmezler bile. Hatta birileri bunu açılım sanıp övgüler bile dizerler.

Bu ince ayrıntı bir siyasetçi uyanıklığıdır ama herkes yutmaz.

(1) İşte ‘Açılım’ Listesi (Milliyet, 4-10-2009): http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&KategoriID=4&ArticleID=1146077&Date=04.10.2009

Ankara, 4 Ekim 2009