Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '20

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Şehrin Hayat Öznesİ: İnsan

Koronavirüs salgını tehlikesiyle cümle âlem evlere kapandığımız günlerin güneşli bir pazar öğleden sonrasında, evimin penceresinden tek tük araçların geçtiği bulvarı seyrederken bu yazıyı yazmak aklıma geldi. Hele de İstanbul için şehrin kalabalığının ne denli kanıksandığını ve aslında ne kadar önemli olduğunu anladım. Evet, bu sayede İstanbul sokakları, caddeleri, parkları, meydanlar... bir nebze olsun nefes almadı da değil. Tıpkı virüs salgını uyarılarına inat, güneşi tepede görünce yeşilliklerini mesken tutan sakinleri gibi.

Evet, baharın gelişini iyiden iyiye hissettiğimiz bugünlerde, içerisine hapsolduğumuz ve ne zaman sona ereceğini de öngöremediğimiz süreç, pek de kolay kabul görmeyecek bir durum olmakta. Ama öbür taraftan toplum olarak şapkamızı önümüze alıp, resmin bir de öbür yüzüne bakmamızın; koronavirüs tehdidini şu süreçte en azından psikolojik olarak alt etmemizde en etkin silah olacağını düşünüyorum. Dünyanın neredeyse her köşesinde, ne yüzünden ortaya çıktığı pek belli olmayan bu amansız salgına karşı organize bir mücadele sürdürülmekte. 

Konumuz İstanbul'du; İstanbul'a dönelim yine. Şehrin dört bir tarafı uzun bir aranın ardından yine tabii sakinlerinin hâkimiyetine geçti, bir süreliğine de olsa. Meydanlar, rızkını arayan kuşlara kaldı; otobüs durakları da, sığınacak bir yer bulma derdiyle oradan oraya köşe kapmaca oynayan kedilere ve köpeklere. Boğaz'da ise hâkimiyet, martılara geçti yine. Bunu da unutmayalım. 

Ama herbirinin gözleri, onları besleyecek ve sevgisini gösterecek şefkatli elleri aradı hiç şüphesiz.

Boğaz'ın derinliklerinin tabii sakini balıklar, yine bir süreliğine de olsa yaydıkları dev dalgalarla kendilerine rahat bir gün yüzü dahi göstermeyen vapurlar, iri hacimli gemiler ve rızıklarını yine onlardan çıkarmanın mücadelesini veren balıkçı motorlarından uzakta yaşam saltanatlarını sürdürecekler.

Yapılan onca yasal uyarıya, kesilen cezalara inat, yine de bildiğini okumayı sürdürenler, hiçbir sıhhi önlem almadan caddeden geçip, gidenler, sahil kenarlarını mesken tutanlar içinse, artık söyleyecek bir söz bulamıyorum neredeyse.

Ne kadar büyük bir boşluğunu dolduruyormuşuz meğer İstanbul'un. Odamın balkonuna komşu ağaç dallarından gelen kuş cıvıltılarından anladım.

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..