- Kategori
- İlişkiler
Sen Gelirsin Aklıma
Uzayıp giden kaldırım taşlarında bakışlarım, yakası yukarı kalkık, içinde dalgın durduğum siyah paltomla kalabalık caddede bir gölge gibi süzülüyorum.
Dalgınlığım paltoyla ilgili değil.
Onu düşünüyorum.
Bakışlarımı yerden kaldırıp göz göze geliyorum bir ihtiyarla.
Çiğ renkli, mat bir ahşap tepsiyi uzatıyor bana. Sarı pirinç kapaklı, cam şişeciklerde koku satıyor ihtiyar.
Üzerimdeki gözleri, bir akrebin kıskaçlarını andıran kuru elleri geçip giderken yanımdan pudra kokuyor hava…
Gülümsüyorum.
Onu düşünüyorum.
Kulağımın arkasından bir uğultuyla rüzgâr sokuluyor saçlarımın arasına. Gözlerimi kapatıyor, çıkarmak istiyor düşüncemi kıskançça. Aklımdakileri okuyamadan kızgın uzaklaşıyor yaprakların arasına…
Gülümsüyorum rüzgâra,
O hala aklımda…
Pazarlık yapıyor bir kadın, kaldırımın bir ucunda sokaktaki satıcıyla. Yara bandı satıyor adam; firkete, krem, rengârenk makara… Düşüncelerimin arasına girmeye çalışıyor tezgâhtaki eşya.
Göz kırpıyorum tezgâha,
Onu düşünüyorum bir dolu eşya arasında. Çaresiz geri dönüyorlar; satıcıyla kadının pazarlığına…
Boyası güneşten kavruk bir bank var tam karşıda. Bir plak çalıyor, açık dükkân kapısından caddeye doğru usulca. Oturuyorum bankta kıvrılmış uyuyan kedinin yanına.
Kalabalık caddeyi baştanbaşa dolaşıp eli boş dönecekken düşünceme dalıyor ses;
‘’SEN GELİRSİN AKLIMA’’