Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '11

 
Kategori
Şiir
 

Sen

Gün gelir kaybolursun 

Gün gelir var olursun 

Günler gelir ve gider 

Kalan sen olursun 

Yaşadığının birinci prensibi 

Varolduğunu kabul etmektir 

İkincisi de yok olacağını 

Nereden geldiğini bilmesen de 

Nereye gideceğini bilmelisin 

Bunun için ise 

Sadece iyi ahlaklı yaşamalısın o kadar 

Çok mu zor 

Bence değil 

Nefsine hakim ol yeter 

Ama zaten ona hakim olmak zor 

 

 

Ey insanın oğlu 

Üzme be canını 

Al kadehini eline 

Merlot'unu yudumla 

Ya da 

Deniz kıyısında 

Akşam bir türkü tuttur 

Ya da ne bileyim 

Aşık ol belki 

Ruhuna mutluluk ve hüzün hapset 

Kara kaplı mıymış bu defter 

Hayatımı not ettiğim kader 

Hani elimde cep telefonum 

Fotoğraf üzerine fotoğraf eder 

Hafızam artık 

Hafıza kartım mı kadar 

Düşüncelerim hem kibar 

Hem o oranda kehribar 

 

 

Susuzum 

Bir yaz gecesi 

Geceden sabaha 

Erdek kokluyorum 

Gemi güvertesinde 

Yaşamadığım mutluluğu 

Kaybettim dalgaların çizgisinde 

Ezgisinde 

 

 

Hani yazdığım şarkılardan belli 

Gerçekte ne istediğim 

Dinleyen yok ki bilsinler 

Acep nerdeyim 

 

 

Bir soğan faydasında 

Benim yalnız hayatım 

Kuru fasulye kadar gazlı 

İçine gömdüğüm yanardağım 

Hani bir fişek gibi parlak 

Saatlerimde pırlantam olmadı 

Gözlerim zümrüt 

Doğayla alakam kalmadı 

 

 

Az zamanlarda 

Çokar şeyler yaptım 

Mutsuzluğuma yalnızlık aşkımı gömdüm 

Ey dile getirmediğim davranışlarım 

Hapsolmuş karanlıkta 

Gün yüzüne çıkarsa 

Gözleri kör olurmuş 

 

 

Hayatın izbesinde saklı 

Kalınkaşlı dilberin kardeşi 

Bir büyücüydü 

Söylemedi ki 

Çözeyim sırrı hayatın 

Kim çözmüş ki 

Çözsen ne olur 

Sorun çözümde değil 

Özden gizlidir 

Sakladığım hayatım 

Koymuşum cebime 

Bir şiir müsvettesi 

Güvertesinde yaşayamadığım 

Motorsikletimde hız yaptığım 

Bir gün saatler azalacak 

Fırsatını kolladığım 

 

 

Ah bu kaderimdem içtiğim kadehim 

Tatlı su yerine 

Tuzlu su içtim 

Gargara ile temizlenmedi 

İçimdeki cerehatim 

Sakin şekildeyken 

Geçti hayatım roman 

Yazdım bir kenara 

Ben dedim 

Sen dedim 

Bir Müslüman 

 

 

Candan çaldığım 

Bir söz 

Seni soydum dünyayı giyindim 

Seni soyamadıktan sonra dünyayı neyleyim 

Sen olmadıktan sonra 

Gerisi boş beylik 

Yaşadıkların ne hoş 

Ne de geyik 

 

Kumar oynamadım hayatımda 

Annemden değil 

Canım istemedi 

Adrenalinsiz miydim yoksa 

Her şey yalan mıydı 

Yaşadığım heyecanlarda 

 

 

Nice yerler gördüm 

Nice insanlar tanıdım 

Kadınlarım ise 

Mısralarımdı 

Aşkı aradım 

Bulamadım 

Asıl aşk ben miyim de 

Haberim yoktu 

Göremedim 

 

 

Son sözü söylemek 

Gemideki kuş misali 

Uçamadığım hayatıma 

Öyle büyük laf yok 

Yakışmaz canıma 

Ben bir Veysel’im hem de aşık olanından 

Türküler yakarım 

Gözlerim açılsın diye 

 

 

Ey annemin oğlu 

Bir insan oğlu 

Ademin oğlu 

Havvanın doğurduğu 

Sadece yasak bir elmaydı 

Kadın=yasak mıydı 

Kadın=ceza mıydı 

 

 

Son söz söylenmedi hiç bir zaman 

Aldığım hayatım elimde bir keman 

Şiirlerim derdime tercüman 

Olsaydı olurdu her cüda 

 

 

Durdum 

Duruldum 

Duma-duma-dum 

Kırmızıydı sevdiğim renk 

Gözlerim kızardı 

Sevdiğim renk için 

 

 

Sen sen ol 

İste 

Senin olsun her şey 

Sen insan 

Başka türlü davranman 

Olmaz 

Bir kaderse yazdığın roman 

Değiştir 

Ki bu sana ait olan 

 

 

Son söz 

 

 

Gün gelir kaybolursun 

Gün gelir var olursun 

Günler gelir ve gider 

Kalan sen olursun 

 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..