Şerefsiz Siyaset

Şerefsiz bir siyaset yazısı..

Yırtık düşüncelerimle masum hissettiklerimin yanına vardım..
Çünkü; daraldım..

Her gün değişim rüzgarları esse de nedense çekmiyor beni içine..
O yüzden bir tek burada özgürüm..
Bir tek burada kendimim.

Yükseklerden birileri, olanaklara açık olmamız gerektiğini söylesede o olanaklara giden yollarımızı kapayanlar, yine onlar.. Bu ne çelişki demiyorum!

Madem ki yaratıcının ''ol'' emriyle olmuşsam ve yaşıyorsam, ondan başka kimi takarım ki ''akıl'' koluma?

Doğ, yaşa ve öl..
Bunlar birbirinden farklı konular, hepsi peşi sıra, bir diğerinde varlık sürdürmeden anlaşılmıyor..

Asıl anlıyamadığım, dünyanın başına baş olmaya çalışmak?
Hadi diyelim ki biryere baş oldun, başbakan oldun, baş baş oldun, pe ki kimi kimden, neyi neyden esirgeyeceksin?

''Ayak olmazsa baş olmaz. Baş olmazsa ayak olmaz.'' Böyle bir baş'ın için de bu ne akılsızlıktır ''bre densiz'' demezler mi hiç?

Ben yapım gereği, bal ile balığı birlikte yerim.. Yani denerim!
O zaman görüyorum, SAZAN'ın içinde ki AYI'yı, sonra onu sokan ARI'yı, derken efendim AK ile KARA'yı..
İşte benim atabileceğim cesaret adımı..
Elbette o zaman anlıyorum Anya'yla Konya'yı?

Çekinme! Silkele beni hem de İstanbul'un iki yakasıyla..

Bilmez misin?
Bir tek duygusal tahtıma Selâ'lar adarım..
Hadi bir daha söyle, ne kadar heyecanlandın?

Sakın ola ki demedi deme ha, gelecekteki günlerinden haber vereyim!

Sana ne sevgi, ne saygı, ne de ''aşk'' görünüyor.
O kadar kızgınım ki, yeniden doğabilmeyi düşüneceğin ihtimali bile, bugün denize attım.

Söyle!
Mutlu musun şimdi; ŞEREFSİZ SİYASET?

Melekler ne diye öpsün Kİ seni? :(

Sabiha Rana