- Kategori
- Felsefe
Ses, Tat ve Koku
İçimde bilmediğim bir yerden gelen ses.... Fısıltıları duyuyorum ama göremiyorum. Aklım karışıyor. Kendimi arıyorum. kayboldum yine.... Ne söylüyor anlamak için pür dikkat dinliyorum. Görmeyince kendimce anlamlar yüklüyorum her şeye.... Bendeki nesnenin adı lezzeti, kokusu, sesi... Nereden geldiğini bilmediğim cümleleri biri kulağıma fısıldıyor. Bazen anlamda veremiyorum. Kafam çok karışık... Derin düşünceler içindeyim. Rüya mı gerçek mi? Bilmiyorum. Yalnızca düşünüyorum! Sonra gülümsüyorum ve sahip olduklarıma şükrediyorum.
Aynaya baktığınızda yüzünüzü görememek
Ne demektir bilir misiniz?
Pencereden baktığınızda,
Güneşin sarısını, göğün mavisini,
Çimenin yeşilini
Görememeyi bilir misiniz?
Ben bunları hiç görmedim, göremedim.
Hep başkalarından dinledim dünyayı
Renkleri başka ağızlar anlattı bana
Güneş sarıymış, gök maviymiş, çimen yeşilmiş.
Sarı sıcaklılık, mavi gül gibi mi kokar?
Yeşil serinlik midir?
Anlat bana anne.
Bir defa babama sormuştum.
Karpuz ne renk baba?
Dışı yeşil,
İçi kırmızı demişti.
Aklımda hep öyle kaldı
Kırmızı tatlı bir şeydi
Biliyorum.
Kiraz,
Çilek,
Böğürtlen…
Hepsi tatlı,
Hepsi kırmızı.
Ben dünyayı böyle tanırım işte
Ya dilimle,
Ya ellerimle.
Yapraklar ve sular hep serindir.
O yüzden mavi ve yeşil de serin.
Ayak sesleri duyarım.
Minik ayakların minik sesleri.
Hızla yaklaşıp, yanımdan geçer
Çocuk adımları bunlar, seslerinden tanırım.
Nasıl koşar çocuklar kırlarda?
Sonra neden düşerler anne?
Ben hiç koşmadım, çocukluğumun yollarında
Hiç gidemedim uzaklara…
Belki biraz ilerisi uçurumdur ya düşersem diye.
Ya babam ya da annem vardı yanımda.
Deniz dedikleri nedir hiç bilmem.
Bazı akşamlar…
Annem tutar elimden, denize götürür.
Kulak kesilir dinlerim, kendi karanlığımda.
Oynaşan dalgaları seslerinden tanırım, renklerinden değil!
Konuşurum tek tek…
Yanındayım diye fısıldayan rüzgarla,
Ağlayan yağmurla.
Ve cıvıldaşan kuşlarla.
Onları gönül gözüyle canlandırır
Özgürce resmederim yüreğime.
Güzeli göremediğim gibi
Çirkini de bilmem.
Bazen silahlar patlar
Bombalarla dağıldığını duyarım, bir yerlerin
Geride kalan vahşeti göremem belki
Ama nasıl hissederim bir bilseniz.
Ah yüreğim yanar.
Bir bebeğe hiç bakamadım
Ama nasıl üzülürüm ağladığını duyunca, bilemezsiniz.
Kimi zaman sorarım.
Görmek güzel mi anne?
Bana biraz anlatsana…
Annem susar;
Burnunu çektiğini duyarım.
Üstelemem…
Ne çıkar görmüyorsa gözlerim.
Yüreğimle bakıyorum.
Asıl karanlık
Dünyayı karanlığa boğanların yüreğindedir.
Göremeyen; baktığını duymayan, hissetmeyendir
Ve bütün engeller, aşılmak içindir…