- Kategori
- Şiir
Sesleniş

Aşkın en yoğun zamanlarında çıkıyor mısralar ortaya. Tıpkı bir mısırın donanması gibi, sıraya dizilip, gönülden süzülüp, beyaz kağıtlara taşınıyor duygular. Bugün de öyle oldu nedense. Ben aslında en çok şiiri severim ve her yürek doluluğunda şiir yazarım.
En acımasız zamanlarda vuruyor sevdan...
Dönüp bakamıyorum, uzanıp tutamıyorum.
İçinde kaybolduğum karanlıklarım yok artık.
İnsan zamanla yenilmeyi de öğreniyor.
EBRU/08-05-07
Nedense yeni şairleri pek sevemiyorum. Eskiler daha güzel geliyor ruhuma.Yeniler ya çok yavan yada anlamsız derinlikleri olan, adeta insanı boğan şiirler yazıyorlar. Oysa ki, şiir duru olmalıdır. Tıpkı dibindeki kum tanelerini, yüzen balıkları görebildiğiniz bir deniz gibi. Doyasıya dalıp içinde gezmek istemelisiniz. Dalmak, bakmak eziyet olmamalı.
Bazem içimdeki karanlıklarda kaybolmak istiyorum.
Ne gün beni görsün ne de ben günü göreyim
Uzun bir yol çıksın önüme
Hiç telaşsız, düşünmeden gideyim...
Gideyim...gideyim...
Sonunda sen de yoksun biliyorum
Gitmiş olacaksın ben gelene kadar
olsun...
En azından orada durduğunu bileyim
Gelip ayak izinde bende durayım
belki getirir beni sana
hiç ummadığın küçücük bir iz
hayatımda....
EBRU/08-05-07
Orhan Veli'yi çok severim mesela...Sonra Cahit sıtkı Tarancıyı ...''Karadutum, çatalkaram, çingenem...'' dediği büyük aşkı için bir dost sofrasında ağlarken, eşi hiçbir şey demeden mahzun gözlerle bakmıştır haline.Nice Sultanlar şiir, gazel okutmuştur sofralarında.Can yücel'i severim, dobra yazdığı için ve Cemal Süreya...Bir iddiada kaybettiği için soyadından bir ''Y'' harfini atmıştır.
Uzaklara seslenmek ne zormuş
İnsanın kuş olup uçacağı geliyor
Ozanlar boşuna ağıt yakmamış
kuşun kanadına, suyun damlasına
EBRU/08-05-07
Şiir, şiir, şiir...İşte asıl felsefe, matematik, hayat bilgisi budur.Bugün böyle olsun istedim...Sevgiyle ve mutlu kalın MB ailesi...
En acımasız zamanlarda vuruyor sevdan...
Dönüp bakamıyorum, uzanıp tutamıyorum.
İçinde kaybolduğum karanlıklarım yok artık.
İnsan zamanla yenilmeyi de öğreniyor.
EBRU/08-05-07
Nedense yeni şairleri pek sevemiyorum. Eskiler daha güzel geliyor ruhuma.Yeniler ya çok yavan yada anlamsız derinlikleri olan, adeta insanı boğan şiirler yazıyorlar. Oysa ki, şiir duru olmalıdır. Tıpkı dibindeki kum tanelerini, yüzen balıkları görebildiğiniz bir deniz gibi. Doyasıya dalıp içinde gezmek istemelisiniz. Dalmak, bakmak eziyet olmamalı.
Bazem içimdeki karanlıklarda kaybolmak istiyorum.
Ne gün beni görsün ne de ben günü göreyim
Uzun bir yol çıksın önüme
Hiç telaşsız, düşünmeden gideyim...
Gideyim...gideyim...
Sonunda sen de yoksun biliyorum
Gitmiş olacaksın ben gelene kadar
olsun...
En azından orada durduğunu bileyim
Gelip ayak izinde bende durayım
belki getirir beni sana
hiç ummadığın küçücük bir iz
hayatımda....
EBRU/08-05-07
Orhan Veli'yi çok severim mesela...Sonra Cahit sıtkı Tarancıyı ...''Karadutum, çatalkaram, çingenem...'' dediği büyük aşkı için bir dost sofrasında ağlarken, eşi hiçbir şey demeden mahzun gözlerle bakmıştır haline.Nice Sultanlar şiir, gazel okutmuştur sofralarında.Can yücel'i severim, dobra yazdığı için ve Cemal Süreya...Bir iddiada kaybettiği için soyadından bir ''Y'' harfini atmıştır.
Uzaklara seslenmek ne zormuş
İnsanın kuş olup uçacağı geliyor
Ozanlar boşuna ağıt yakmamış
kuşun kanadına, suyun damlasına
EBRU/08-05-07
Şiir, şiir, şiir...İşte asıl felsefe, matematik, hayat bilgisi budur.Bugün böyle olsun istedim...Sevgiyle ve mutlu kalın MB ailesi...