Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sevdamız Türkiye

Sevdamız Türkiye
 

Ne yaparsak, nasıl davranırsak bilinmelidir ki sevdamız Türkiye. Bunun dışında herhangi bir amacımızın olması beklenemez. Bu duygu ve düşünceler içinde her zaman fikirlerimizi, elimizin erdiği, gözümüzün gördüğü ölçüde ortaya koyuyoruz ve koymaya da devam edeceğiz.

Yanlışımız olursa, düzeltmeye hazırız. İnat değiliz. Doğru neredeyse, oradayız.

Bakın aşağıdaki yazıyı 18 Ağustos 2006 tarihinde yazmışım. Bugün Edip BAŞER Paşa’nın konusunu irdelerken, bu tarafa doğru da bir daha bakalım dedim.

Uygun görülür ve sıkılmadan sonuna kadar okuyabilir iseniz… İşte o yazı…

AB HERZELERİ…

Bugün bir yaşıma daha bastım. Doğum günüm filan da değil ama olsun AB’nin Avrupa Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi Franco Frattini’nin sözlerini duyunca bir yaş daha arttı yaşım.

Bakın bu adam AB adına bugün ne herzeler yumurtlamış.

Avrupa Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi Franco Frattini: "Avrupai bir İslam" istediklerini söylemiş.

Londra'da bazı Avrupa ülkelerinin içişleri bakanlarının toplantısından sonra gazetecilerle konuşan Frattini, ilave etmiş: “Avrupai bir İslam istiyoruz. Bu, imamların Avrupa ölçeğinde eğitilmesini gerektiriyor, ” demiş.

Frattini yine devamla: “Avrupa, diğer dinlere saygı göstermek isterken, dinlerin de ulusal yasalar, AB kuralları ve temel haklara, her şeyden önce de hayat hakkına saygılı olmasını istiyor, ” diye konuşmuş…

Efendim… Şimdi “Avrupai İslam” nasıl oluyor?

Ha… Kuran’daki İslam’ı dese, onu anlayacağım. Çünkü Kuran’da açıkça birkaç defa belirtilmektedir ki Kuran, âlemlerin Rabbindendir.

(YUNUS SURESİ 37. Ayet): “Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, âlemlerin Rabbindendir.”

Diyor ki bu Frattini: “Avrupa, diğer dinlere saygı göstermek isterken, dinlerin de ulusal yasalar, AB kuralları ve temel haklara, her şeyden önce de hayat hakkına saygılı olmasını istiyor”

Saygıyı İslamiyet’e mi öğreteceksiniz? Ve “Adalet” ve “…hayat hakkına saygılı olmasını…” mı?

(MAİDE SURESİ, 8. Ayet): “Ey iman edenler, adil şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.”

(MAİDE SURESİ, 28. Ayet): "Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım."

Siz… Allah’tan korkar mısınız? Eğer korkarsanız, insanları neden öldürürsünüz?

Onlara göre AB’nin yasaları Kuran’ın üzerinde olsun istiyorlar. Dahası “…imamların Avrupa ölçeğinde eğitilmesini…” de istiyorlar. İmamlar, Avrupa’nın hangi ölçeğine göre eğitilecek acaba?

Her tarafı değiştirilmiş İncil’e göre mi? Yoksa Hıristiyan âleminin emellerine hizmet edecek şekilde mi eğitilecek?

Avrupa’nın, Allah’ın kitabını bilenlerden öğrenecekleri çok şey var. Gelin siz Allah’ın kitabına, kitaptaki İslam’a dayanın. Göreceksiniz o zaman dünya huzur bulacaktır.

Ama sizin istediğiniz o değil ki. Sizin istediğiniz size kul olunmasıdır. Ancak…

Allah’a, kitabına ve Peygamberine inananlar için bu oldukça zor. Siz, o istediklerinizi “İnanmış görünenler” e yaptırabilirsiniz. Ki onları, Yüce Kitap Kuran şöyle tarif ediyor.

(BAKARA SURESİ, 212. Ayet): “İnkâr edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler. Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.

Bizler sabırlıyız, sabrederiz. Çünkü Yüce Yaradan öyle buyuruyor.

(AL-İ İMRAN SURESİ, 200. Ayet): “Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın, (sınırlarda) nöbetleşin. Allah'tan korkun. Umulur ki kurtulursunuz.“

Biliyoruz ki sizde dost da olmaz…

(MAİDE SURESİ, 57. Ayet): “Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kâfirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah'tan korkup-sakının.”

Biz size uyamayız. Onun için de sizler bizlerden hoşnut olmazsınız.

(BAKARA SURESİ, 120. Ayet): “Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku) larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.”

“Avrupai İslam” nedir bilmiyoruz ama siz doğru yolu bulmak istiyorsanız Allah’ın yoluna gelin. Bakın sizi böyle çağırıyor.

(NİSA SURESİ, 47. Ayet): “Ey kendilerine kitap verilenler birtakım yüzleri silip de arkalarına çevirmeden ya da cumartesi adamlarını (o gün yasağı çiğneyenleri) lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden evvel, yanınızdakini (Tevrat ve İncil'i) doğrulayıcı olarak indirdiğimize (Kur'an'a) iman edin. Allah'ın emri yapıla gelmiştir.”

Değerli okurlarım…

Hiç kuşku yok ki, AB ve Türkiye’den korkanlar veya üzerinde bulunduğu coğrafyada gözü olanlar, beraberinde kendilerinin çıkarlarına alet etmek isteyenler var. Bunu biliyoruz ve görüyoruz.

Ancak şunu da görüyoruz ki inançlarımız üzerinden çirkin politikalar yapılıyor. Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin inançlarımız üzerinden politika yapmasına izin vermeyelim. Ne içeride ve ne de dışarıda.

İslamiyet’i ve inançları kendi çıkarları doğrultusunda kullananlar oldukça, elbette AB denilen yerden böyle abuk sabuk istekler gelecektir.

Şu iyi bilinmelidir ki din, yani Allah’a, Peygamberine ve Kitabına inanma bir manada da “TEMİZLİK” dir.

Bir taraftan inanmış ve TEMİZ görüneceksin, diğer taraftan da ortalığı kirleteceksin. O zaman bozguna uğramak işten bile değil.

Yüce yaratan bizleri imtihan ediyor ve bunu da açıkça belirtiyor.

(ENBİYA SURESİ, 35. Ayet): “Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz bize döndürüleceksiniz.”

Önemli olan şu ki bu imtihandan başarı ile çıkmaktır.

Ama görüyoruz ki dünya nimetleri için yapılmayan yoktur. Yüce Allah o insanlar için de şöyle diyor.

(NAHL SURESİ, 92. Ayet): “Bir ümmet diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen (kadın) gibi olmayın. Şüphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir. Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır.”

Sonuç olarak AB’nin herzelerine karşı uyanık olmak, birlik ve beraberliğimiz korumak, inançlarımız üzerinden politika yapılmasına izin vermemek zorundayız.

Türkiye’yi yönetenler de DİN ÜZERİNDEN politika yapmayı bırakmak gerek. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olmak, güçlü olmak demektir.

Güçlü olmanın bir koşulu da adil olmak ve “EHİL” kişilere saygı duymaktır.

(NİSA SURESİ, 58. Ayet): “Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!... Doğrusu Allah, işitendir, görendir.”


 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..