Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mart '11

 
Kategori
Deneme
 

Sevdiğime, İstanbul'a

Sevdiğime, İstanbul'a
 

Bugün kara kalem ve resim kağıdıyla bir yolculuk yapmak istedim klasik müzik eşliğiyle... Nerelere gitmedim ki? 

Cumbalı evlerden tutunuz, bütün boğazın eşsiz güzelliklerini seyrede seyrede taa Anadolu kavağına gittim geldim. O ne keyifli yolculuktu öyle... 

Kara kalem ile her çizgi atışımda cumbalı evlerin derinliklerine indim. Kim bilir kimler yaşamış o evlerde diye kendi kendime hayaller kurdum. İstanbul'un İstanbul olduğu o dönemlerde kim bilir ne serenatlar yakılmıştır cumbaların altından? (Biliyorsunuz serenat; "Gece vakti sokakta sevgilisinin penceresi altından verilen küçük konser"e denir) Ne bitimsiz aşklar yaşanmıştır dedim. Oyalı mendiller, dantelli eldivenler, astarlı şemsiyelerle yağmurun altında bekleşenleri hayal ettim daha sonra... 

Ahşap evlerden beton yapılı evlerin çizimine geçtiğimde, değişimleri düşündüm birer birer..."Ne idik, ne olduk, ne olacağız?" sorusunu aklıma getirdim..."İnsanlar da tıpkı beton ev yenilikleri gibi yenilenmeli (Cumbalı evleri koruma altına alarak ama), hayata farklı prespektiflerden bakmasını öğrenmeli, her yenilenme sürecinde kırıp dökmeden yüreğini tazelemeli ve de ufuk çizgisini çok ama çok uzaklara çizmeli dır" dedim... 

Boğaz vapuru çizimine geldiğimde, içim bir kıpır-kıpır oldu adeta... Boğaz'ın muhteşem büyülü atmosverinin içinde buldum kendimi... Çengelköy'den, Kanlıca'dan girdim İstanbul boğazına, tam da ortasına... Erguvan ağaçlarını süzdüm boğaz boyunca. Yüzyüze bakan Hisarları resmettim yüreğime... Daha sonra iki gerdanlık astım sevdiğime, İstanbul'uma... 

Resim çizmekle ne iyi etmişim değil mi? 

 

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..