Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

Seveyim Sizin Dininizi İmanınızı

Seveyim Sizin Dininizi İmanınızı
 

Bizim Hacı… Hani canım şu hamamcı var ya…

Hacıdır kendisi. Öyle böyle hacılardan da değildir. Harbi harbi hacıdır. Kâbeyi tavaf etmiştir. Şeytanı taşlamıştır. Tepeler arası yedi kere gidip gelmiştir.

Anlatır zaman zaman, dinlerim saf saf.

Muhabbeti boldur.

Hacılarda ve adaylarında laflama marifeti ayrıcalıklı oluyor birader. Dinlettiriyorlar kendilerini.

“Hamamcı” dedim ya… Hamamcıdır…

Yediyüz yıllık tarihi olan hamamı işletir. Parayı turistlerden kazanır, lakin turiste içki vermez. Yerliye de içki vermez. Kısacası mekânında içkiye yer yoktur. Garibim turistler, içki vermeyen mekân sahibinin suratına aval aval bakarlar. Ama o turistler ki, kızlı, kadınlı, erkekli hep birden hamama girerler ve keyfe keder takılırlar göbek taşının üzerinde… Turist bu, gel de anlat derdini! Ama sallamaz hacı abi… “Vermem de vermem” der içkiyi. “Benim mekâna içkinin i’si giremez “ der… Gülerim… Ama “Hadi yemeğe gidelim” dedi mi, muhabbet babından giderim yemeğe hacıyla. Ben içkimi içerim, o kolasını içer.

Gece ilerlemeye yüz tuttuğunda, hacı piste fırlar ve başlar döktürmeye.

Beyoğlu alemcilerindenmiş zamanında. Hacı olunca tövbe etmiş içkiye ama, “Eğlence” dedin mi, akan sular durur.

İki karılı…

Birisi modern ve asri, diğeri çocuklarının anası, gariban bir kadın… Çocuklarının anası olan karısı hariç, herkesler bilir iki karılı olduğunu hacının.

Çocuklarının anası olan karısını akşam uçağa bindirir, İstanbul’a gönderir, modern ve asri karısını aynı akşam İstanbul’dan uçağa bindirir, getirir Antalya’ya. Hamamı kapatır sabaha kadar. Modern ve asri karısıyla keyf yapar. Çalgıcıları, cümbüşçüleri çağırır hamama… Arada bir de dansöz oynatırmış göbek taşının üzerinde.

“Cemiyet içine bu karıyla çıkarım” der.

Ve ben gülerim hacının anlattıklarına.

Hacı bu… Öyle böyle değil, harbi harbi hacı…

Eskinin Beyoğlusunda alemcilerin kralıymış. Kendisi söylüyor. Her gece o pavyon senin, bu kulüp benim, sabahlara kadar zil zurna olur, eğlencenin, alemin dibine inermiş.

Ve bir gün…

Evinin kapısından içeri girecek takati bulamamış kendisinde. Zil zurna haliyle merdivenin üzerinde sızmış. Sabah gözünü açıp da vaziyetindeki derbederliği görünce, o vakit karar vermiş hacı olamaya.

Nede olsa din bu…

Bir yolunu bulup, alemciliği yine kılıfına uyduracak her türlü fırsatı sunuyor insanoğlunun önüne.

Bizim hacı da o sunulan fırsatlardan birisini bulup çıkarıyor ve basıyor imam nikâhını başka bir karıya, “içki hariç aleme devam” hayat sür git devam ediyor.

*****

Hastayım şu Cübbeli Hocaya.

Adam işi biliyor. Dedim ya laf boldur bunlarda. Boşuna ekranların müdavimi olmuyor mübarek.

Mehdi’yi, Deccal’i anlattıkça anlatıyor. Dinliyorum, lakin bir şeycikler pek de anlamıyorum. Ama araya sıkıştırdığı esprilere bitiyorum.

Bir de bunların muhabbetlerinin sosu olan şu cinsel mevzuular yok mu? Gel de dinleme birader. Her türlü cinsel münasebeti kaideye, kurala bağlamışlar.

Her ne hâl ise…

Eh tabii ki senin de dilini keserler Cübbeli Hocam.

Sen ki, öyle ordan burdan hatun getirir, İstanbul’un bilumum semtlerindeki dairelerde buluşur, ayak üstü nikâh kıyıp, gönlünü hoş edersen… Sen ki, alemcilği dinin emrettiği kural ve kaideler çerçevesinde yapıp, dibine kadar inersen…

Birileri de senin uçkurundan tutup, sağa sola sallar işte.

*****

Ara ara bazı videolara denk geliyorum şu internet denen meret sayesinde.

“Sen nelere kadirsin ey internet?”

Bir hoca…

Hocaymış…

Harbiden mi, koftiden mi anlamadım.

Her videosunda ayrı ayrı bir grup hatun… Kimi kapalı, kimi açık… Makyaj gırla… Suratları badanalı…. Bir var ki, hepsi de alımlı çalımlı hatunlar.

Hoca denen şahsiyet hatunlara iltifat yağdırmakla meşgul. Hem de ne iltifatlar… “Kedim benim”, “Yerim Seni”, “Sen ne tatlı şeysin böyle” babından iltifatlar.

“Mizahın böylesi başka olur” diyeceğim amma, anlattıklarım mizah tadındaki gerçeklerdir.

Soruyor hoca denen şahsiyet, “Beni seviyor musunuz?” diye, hatunlar tek tek hocayı nasıl sevdiklerini söylüyorlar. Hoca denen şahsiyet, “Herkes çatlasın işte” harbiden de herkesi çatlatıyor.

Ve program boyunca “İnşaallah” ve “Maaşallah” dışında ve hoca denen şahsiyetin cilve kokan iltifatlarından başkaca bir şey yok.

Gülsem mi, ağlasam mı?

*****

Bahse konu şahsiyetler ve türevleri derler ki, “Ne gelirse başımıza dinsizlikten, imansızlıktan gelir”…

Ben de derim ki, “Seveyim sizin dininizi, imanınızı”... 

 

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..