Sevgi dili Sevginin Eseri

Mevlana da diyor ki: “Düşmanının 40 defa iyiliğini söyle o senin dostun olur, çünkü kalpten kalbe yol gider.”

İşimiz, dersimiz, dostlarımız, çevremiz aslında etkileşim alanında olduğumuz her şey, ya bizim en yakınımız oluyor ya da dibimizde biten ot misali hayatımızın merkezinde ama bir o kadar uzak oluyor. Sevmekle başlıyor her şey, severek yaklaşırsan eğer bir bağ oluşuyor yaptığın işinden çevrende ki insandan hatta ve hatta fikirlerinde, düşüncelerinde.
Severek kusurlar yok oluyor gören gözlerin arkasında, sevgiyle daha farklı bir hal oluyor sevgi beslediğimiz somut ya da soyut varlıklar.
Goethe’ye göre insan sevmedikçe hiçbir şeyi anlayamaz. Tersten düşünelim sevdikçe anlar diyelim bu sözü, anladığımız zaman iletişim engelleri ortadan kalkacak. Aynı lisanı dillendireceğiz ve hal lisanını da göreceğiz. Bu ders ise dersin dilinden, iş ise işin dilinden anlayacağız. İnsan ile münasebet ise insanı anlayacağız ve sağlıklı ilişkiler ortaya koyulacak.
Emmet Fox der ki: “Yeterince sevebilirsen, dünyanın en güçlü insanı olabilirsin.” Arada ki engeller kalktıktan sonra, oluşan güçlü bağlar ile birlikte senin lehine işlemeye başlayacak olaylar. Sen dünyanın etrafında dönerken, dünyanın da senin etrafında döndüğünü fark edeceksin.
Dr. Freitag, der ki ; “sevgi terapidir, sevginin olduğu yerde korku yoktur. Sevgi her derde devadır, sevgi hayatı uzatan bir iksirdir. Sevdikçe istediğiniz her şeyi fazlasıyla elde edersiniz. Ne mutlu, sevgide müsrif olabilenlere.”
Sevgi sizi güçlü kıldığı gibi etrafınızı güçlü kılmaya başlayacak ve en güzel tarafı da korkular yok olacak. Sevginin olmadığı yerde korku başlar, sonradan öğrendiğim tüm korkular aslında sevme yetimizi yeterince kullanmadığımız için.
Sadece bireysel manada da bakmamak gerekir bu evrensel gücün etkilerine, sağlıklı toplumları da sevgiler inşaa eder. Ünlü Psikolog Erich Fromm, Sevme Sanatı adlı eserinde, “sevgiye yer vermeyen toplumların gelecekte yok olacakları”nı belirtmiştir. Birbirini sevmeyen bireylerin , sevginin gücünü unutan insanların oluşturduğu bir toplum hayal edin. Dışarıdan bir etkiye gerek kalmadan kendi kendilerini sindireceklerdir. Ve toplumu bir beden olarak ele alırsak, her bir bireyi hücreler ve hücrelerin oluşturduğu organlar olarak düşünürsek, hücrede oluşacak kanser önce uzuvu sonra diğer organları ve en son olarak bedeni çökertecektir.
Sevgi dil, din, ırk, kültür, renk ayırt etmeksizin her insanda vardır. Sevgi dolu bir dünya önce sevgi dolu ülkelerle, sevgi dolu ülkeler de sevgi dolu bireylerle oluşur.
Sevgilerle

Mustafa ŞAHİN