Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Sevgili Atam...

Sevgili Atam...

Nusret KEBAPÇI 13 Kasım 2009 Cuma

Aslında sana bu mektubu yazarken utanıyorum.

Çünkü bu gün bize bıraktığın emaneti koruyamamanın utancını yasıyorum.

Koruyamadık…

Karsı devrim senin ölümünden sonra beklediği pusudan çıkarak, ne yazık ki ülkenin kaderine hakim oldu.

Aslında neresinden başlayacağımı da bilemiyorum. Yapılan ihanetler o kadar çok ki, tamamı yazılsa bir mektubu değil, belki, onlarca cilt kitapları doldurur desem inan ki abartma olmaz.

Ama önce ekonomiden başlayalım.

Bize yokluklar içindeki bir vatandan, sanayileşmiş, tarımı güçlü, kendi bankaları olan…

Aslında birçok konuda kendi kendine yeten bir Ülke bırakmıştın.

Biliyordun ki bir ülke, ekonomik olarak ne kadar güçlü olabilirse ancak o kadar bağımsız olabilirdi.

Ama olmadı. Senden sonra gelen siyasi iktidarlar, senin bize, tüm ulusa bıraktığın mirasını şımarık mirasyediler gibi harcadılar.

Ve üstelik bağımsızlığımızın gitmesi bir yana, ekonominin yönetimini bile tamamen onlara teslim ettiler.

Bu gün insanımızın kaç yasında emekli olacağı, kimden ne kadar vergi alınacağı, ne yazık ki IMF ve Dünya Bankası denilen, o gün denize döktüğümüz ülkelerin
kurdukları örgütler tarafından belirlenmektedir.

Hani ülkemiz sözde Sevr anlaşması gereğince, çeşitli ülkelerce işgal edilmişti ya…

Sen bu anlaşmayı yırtıp atarak hepsini denize dökmüştün…

İşte bu denize dökmenin intikamını ve o gün senin varlığından dolayı gerçekleştiremediklerini, bu gün aralarında birleşerek gerçekleştirmek istiyorlar.

Bunun için senin fikirlerin bir yana, resimlerinden bile korkmakta

Seni kastederek, onun resmini duvarlardan indirin diye bize emir bile vermektedirler.

Aslında bunları üzülerek yazıyorum, özür dilerim ama ne yazık ki hepsi bu kadarla sınırlı değil.

Kurtuluş Savası sonrasında, ülkede bulunan tüm etnik kimlikleri bir araya getirerek oluşturduğun Türk Milleti’ de bu gün artık tartışma konusu yapılmakta…

Ve senin

“Türkiye Cumhuriyetini Kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” diyerek yaptığın, ülkedeki tüm kimlikleri kapsayan millet tanımın, açıkça tartışılarak yıpratılmakta, yerine her gün kaç kimlikten oluştuğumuzun vurgusu yapılmaktadır.

Hem zaten senin de engin düşüncenle belirttiğin, ırkçı olmayan bir anlayışı da ifade eden “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü bile onları rahatsız etmeye yetmekte…

Ve hatta bunun ırkçı bir söylem olduğu varsayılarak kaldırılması bile istenmektedir.

Aslında bu gün biraz dikkat ettiğimizde…

Milli birlik ve bütünlüğümüzü, ulus devletimizi tanımlayan ne kadar kavram varsa hepsi üzerine bir tartışma yaşanmaktadır.

Gelinen noktada her ne kadar Anayasa’da yer alsalar da devrim kanunları artık uygulanmamakta…

Güzel ülkemiz adım adım şeyhler, dervişler ve müritler ülkesi haline getirilmektedir.

Ortalık ne yazık ki tarikat ve cemaatlerden geçilmemektedir.

Hele o cumhuriyeti kurduğun ordu yok mu?

Onların işi çok daha kötü…

Ülkeyi kurtarmanın ve cumhuriyeti kurmanın bedelini fazlasıyla ödüyorlar.

Neyse…

Daha yazacak çok şey var ama bence bu kadarı bile yeterli.

Hoşcakal…

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..