- Kategori
- Edebiyat
Sevgili badem ağacı...
Aptal diyorlarmış bize…
Evet, evet ikimize de diyorlarmış aptal diye…
Hıh gülerim ben buna, gülmelisin bence sen de…
Sen çiçeklerini açarsın her bahar, hepsinden önce, bahar sunmadan sana henüz tüm sıcaklığıyla gerçeğini, bir günlük yalanına inanıverirsin, gerçek sanırsın, o sanırsın, bahar sanırsın da geleni, sabırsızlığının coşkusuyla, döküverirsin aylardır içindeki gizli güzelliği tüm ihtişamıyla. Düşünmezsin ardını, inanırsın, bilemezsin, sanmazsın yalan olduğunu. Unutursun bir önceki yıl aldanışını, ya unutursun, ya yanılırsın inanıp da gülen gözlerine. Ne zaman ki daha ertesi günü ısıtıp ışıtmasının ayaza çeker gece, buz tutar damarlarındaki suyu o narin çiçeklerinin, pembesi solar ardından, boynu bükülür. Ne zaman ki çiğ damlası sanır görenler yaprak uçlarındaki gözyaşını, anlarsın yine aldatılışını. Yalan olduğunu, yanıldığını anlarsın yine. Yine kısacıktır mutlanışın, hatta mutlanış mıydı o, yoksa kısacık bir rüya mı yine kâbuslara uyanmalara bilemez, kararsız şaşkın gelemezsin günlerce kendine.
Evet badem ağacı, ondan mı bilmem seni bu denli sevişim, diğer ağaçlardan farklı görüşüm ve yakın hissedişim.
Ben gibi oluşundan mı, ben gibi sevişinden, ben gibi inanışından mı her gördüğün ışığa yürek açışın, her minicik ısınışa serişin ne var yoksa yüreğindekileri, saklayamayışın kendini. Her defasında inanışın, her defasında belki bu defa deyişin mi bilemiyorum ki nedendir seni bu denli sevişim.
Sil gözyaşını ne olur, daha da çok ağlatma beni.
Utanma, üzülme de, bizi biz yapan bu değil mi, yalansız, katıksız, hesapsız oluşu değil mi sevdalarımızın, yüreğimizin açıklığı, dilimizin yalınlığı, güvencimiz değil mi, her ışığı kendimiz gibi bilişimiz, aydınlatır sanışımız, bildiğimizce de inanışımız değil mi?
Varsın olsun aptal desinler…
Varsın olsun yine yanıldı desinler…
Adam sen de, ne derlerse desinler…
Biz böyle güzel, böyleliğimizle biziz…
Bırak…
Biz güzelliğimizin onuruyla huzurlu…
Onlar yalanlarının utancıyla yaşasınlar!..