Sevgili teyzem Firuze'ye

Meryemin üçüncü mektubu aynen böyle başlıyordu. Teyzecim babam bana dediki bir dil bir insan iki dil iki insan ...

Ben bunu düşündüm de babam bana dil öğrenmenin çok faydalı olacağını mı söyledi onu tam anlayamadım. Ama ben anladığım kadarını yazayım sana. Yabancı dil bilmek demek İngilizce, Fransızca, Çince, Japonca, Arapça, Rusça bunun gibi diller öğrenmektir herhalde diye düşündüm. Bu diller yarın büyüyünce iş ararken işe alınmamıza öncelik sağlar. Okulda tatile gidince Antalya'da, Balıkesir Altınoluk'ta çok işimize yarar. Çünkü ben orada bazen turistler bir şey sorunca cevaplayamayan amcalar teyzeler görüyorum üzülüyorum. Onun için ben yabancı dil öğreneceğim. Mesela artık bizimde bilgisayarımız ve internetimiz var . Babam da bize internet bağlattı. Orada İngilizce kitaplar resimli hikayeler bile okuyabilirmişiz ama önce dil bilmeliymişiz. Babam beni dil kursuna da gönderecekmiş ama anneme göre az daha büyümeliyim. Şimdiden bir sürü kurslara gitmeye başladık. Teyze çok kurslara gitmek de yorucu olur değil mi? Sen söyle de önce yüzme kursuna götürsün babam beni. Arkadaşlarım aile yaşam merkezindeki yüzmeye yazıldılar. Babam ben boğulurum diye korkuyor. N'olur sen onu ikna et. Babası Meryem dil de öğrenecek ama yüzmede öğrenmek istiyor de. Seni öpüyorum. Ben yine babamın yanına geleceğim. Sana yine mektuplar yazacağım diyordu.

Evet dil bilmek de güzel yüzmek de güzel. Meryem eğitime gönlü açık bir kız. Etrafımızda nice eğitim bekleyen Meryem'ler var, nice Ayşeler, Fatmalar var ve toplumca kampanyalarla onlara fayda sağlayan oluşumlar var. Hepsinin yolu açık ola...