Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '11

 
Kategori
Deneme
 

Sevmek, egonun sonudur

Sevmek, egonun sonudur
 

Çoğu insan yaşamak nedir bilmediği için ölmekten korkar. Nasıl yaşayacağını bilmediği için, nasıl ölmesi gerektiğini de bilmez. Hayattan korktuğu için, ölümden de korkar. Güvenlikte olmak ister, bilmek ister, garanti bekler. 

Hayattan korkmayan insan güvence beklmez, yeniye, bilinmeyene açıktır. Güvende olmamaktan korkmaz çünkü zaten pskilojik olarak “güvende olmak” diye bir şey söz konusu değildir. 

Güvencenin aranmadığı yerde, tehlikeli yaşamanın coşkusu tarafından ele geçirilirsin. Bilinenin senin üstünde yarattığığı korkuyu fark edip bilinmeyeni kabul ettiğin zaman özgürleşirsin, sonsuz bir değişim, sonsuz bir devinim halini anlarsın ve ancak o zaman yaşam ile ölüm aynı olur. O zaman yaşamı ölümden ayrı düşünmezsin, hayatını yarına ertelemezsin, umutlarınla oyalanmak yerine harekete geçersin, hayatının dizginlerini eline alırsın, sorumluluğunu kabul edersin. 

Çatışmadan uzak, sevgi ve güzellik içinde yaşayan bir insan ölümden korkmaz, farkındalığıyla her anı sonsuza çevirerek ölümü aşar. 

Geçmiş adına her şeyiyle bir ölüysen, ölüm bir arınış, bir gençleşmedir çünkü ancak o zaman masumiyetini yeniden kazanabilirsin. 

Ölmek, artık sende egonun yaşayamamasıdır, senin yenilenmen, dönüşmendir, zevk ve ısıtraplardan özgürleşmendir, bilinenlerden kurtulmandır. Çünkü düşünce dediğin şey, eskidir, anlamaya çalışmaktır. 

Sevgi her zaman tazedir, yenidir, ferahtır, hafiftir. 

Kendini güvende hissetmek isteyen tüm çiftler, aslında yakınlaşmaktan korkar ve görstermek istedikleri yüzlerini birbirlerine gösterirler. Bu güvence arayışı, güvensizliğe neden olur. 

Sevgiyi ararsın ama sevmediğin sürece, nasıl sevilebilir olursun? 

Sevgi kadar yozlaştırılmış bir başka sözcük bilmiyorum. Herkesin bahsettiği ama çok az kişinin yürekten deneyimleyebildiği bir şey… Sevgi bir fikir değildir, bir isim değildir. 

Sevgi aslında sevmektir, bir eylemdir. 

Seversen, tüm dertlerin, sorunların, zahmetlerin ötesine geçebilirsin, çünkü ne zaman sevsen ego ortadan kaybolur. 

Sevgi varken günlük sıkıntıların ötesine geçebilirsin, arzunun yarattığı çatışmalar, kıyaslamalar, kaygılar da ölmeye başlar, çünkü egon erir. 

Birine düşkün olmak, onu özlemek, onunla birlikte olmayı istemek, o dostluk, fikir ve duygu alışverişi… sevgi midir? 

Ya da sevgi, kutsal, ilahi, insani, bayağı gibi ayrılabilir mi? 

Sevgi çok mudur, bir midir? 

Sevgi kişisel midir yoksa kişisel olanı unutman mıdır? 

Sevgi bir his midir? 

Sevgi bir duygu mudur? 

Yoksa sevgi, zevk ve arzu mudur? 

Bir ikişi seversek, artık diğerlerini sevemez miyiz? 

Sevmek aileye mi aittir yoksa başka bir insana dair midir? 

İnsanın olması gerektiğini düşündüğü şeyler ile gerçekten olanlar... 

Çoğu insan için sevgi, arzu ve zevkten başka bir şey değildir. Duyular aracılığıyla, cinsellikle, tatmin olmakla yaşanabilen, sadece zevkten ibaret bir deneyimdir. Bu insanın bir başkasını araç kılmasıdır, onun duygularını, ilgisini, bedenini kullanmak, güvenden ve iyi olma isteği, kabul edilmek ve sevilmek isteğidir... 

Aşırı heyecana kapılmak, aşırı duygusal olmak, bir başkasına ihtiyaç duymak, pskilojik olarak bir başkasından beslenme isteği… 

Sevginin, zevk ve arzuyla hiçbir alaksı yoktur, çünkü sevgi düşüncenin ürünü değildir, bir fikir değildir, her tür düşünce düne aittir. 

Sevgi daima şimdiki zamanda olmaktır, sevgi varken itaat yoktur, anlayış vardır. 

Sevgi varken ne saygısızlık eylemi ne de saygı arayışı vardır. 

Bir insanı olduğu gibi kabul ederek, nefreti, kıskançlığı, öfkeyi, kıskançlığı araya sokmadan, ne yaptığına ya da ne düşündüğüne karışmadan, kınamadan, kıyaslamadan, sadece sevmek... 

Sevgi taşarken, sevgiyle nefes alıp verirken kıyaslama kalmaz, ego erir çünkü severken artık başkaları diye bir şey olmaz. 

Sevgi bir sorumluluk ya da vazife de değildir, sevginin olduğu yerde işteki gibi bir sorumluluk ve görev bilinci yoktur. Çoğu ebeveynin yaptığı şey ise, çocuklarına belirli misyonlar vermek ve onları yönetmeye çalışmak, onlar adına karar almaktır. Yaptıkları şey, çocuğu topluma hazır bir birey haline getirirken onu yavaşça, sessizce öldürüp, masumiyetini kirletmektir. Amaç sıkı bir burjuva olması, saygınlık kazanmasıdır… 

Bağımlılık, kıskançlık, hükmetmek, kıyaslamak hiçbir sevgi değildir, sevginin ifadesi değildir. 

Kendine acımak, yokluğunu özlemek ve ağlamak, alçakgönüllülük, nefret, korku... Disiplin ya da irade… Hiçbirinin sevgiyle alaksı yoktur. 

Sevgi tamamıyla yeni, taze ve canlıdır. Sevgi senin bir tohumken çiçek açmandır... 

Sevgi, senin tamamen şehvete düşmediğin, hayata karşı duyduğun saf tutkudur. Yaşama karşı duyulan, yaşamakla bütünleşen saf coşku... 

 
Toplam blog
: 48
: 2763
Kayıt tarihi
: 15.09.10
 
 

Sanskritçe: Kendini bilen ve kendinin ustası olan. Doğdu, büyüdü, ölecek. Sonsuza kalmak için değ..