Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '14

 
Kategori
Deneme
 

Shakespeare'den korkmayın! Shakespeare yakın arkadaşımız, şiirleri aşk şiirlerimiz

Shakespeare'den korkmayın! Shakespeare yakın arkadaşımız, şiirleri aşk şiirlerimiz
 

İlgiyle, zevkle, severek okunacak kitaplar...


Aşkımın Hatırına Bir Sen Daha Yarat

SHAKESPEARE YAKIN ARKADAŞIMIZ, ŞİİRLERİ BİZİM AŞK ŞİİRLERİMİZ

Dünyanın tazecik tatlı çiçeğisin sen,

Rengârenk baharın müjdesini verensin,

Fakat tomurcuğunda gizlenmekteyken,

Güzelliğini hiç acımadan ziyan etmektesin." (1. sone, s.11)

Çok sevdim bu dizeleri... Aldı beni rengârenk çiçeklerin olduğu kırlara, bağlara, bahçelere götürdü ...

Kim bilir kaç zamandır beklediğim baharın müjdesini almanın coşkusunu yaşadım. Bu şiir beni öyle bir iklime götürdü ki, ilk gençlik yıllarına döndüm bir anda. Delikanlılık yıllarındaki sevgilimin elini tutacak gibi oldum. Bir de var ki, ziyan olan günlerim, haftalarım, aylarım, yıllarım için hayıflandım. Bütün bir hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünde akıp durdu ırmaklar misali...

Bir anda, "Zamanla nasıl değişiyor insan/  Hangi resmime baksam ben değilim." diye seslenen Cahit Sıtkı'yla yoldaş oldum:

"Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;

Gittikçe artıyor yalnızlığımız." (Otuz Beş Yaş Şiiri)

Yolculuğum burada sonlandı sanmayın. "Şefaat ya Resulullah" diyecekken "Seyahat ya Resulullah" deyiveren Evliya Çelebinin torunuyuz, malum...

Tanpınar el salladı, "Ne içindeyim zamanın/ Ne de büsbütün dışında" diye seslendi:

"Kökü bende bir sarmaşık

Olmuş dünya sezmekteyim,

Mavi, masmavi bir ışık

Ortasında yüzmekteyim."

Bir elim sevgilimin elindeydi artık, diğeri zamanın. Nevi şahsına münhasır öyle bir harman olmuştuk ki, ayırabilene aşkolsun!...

GİZEMLİ YOLCULUĞUN ANA DURAKLARI

Bu gizemli yolculuğa vesile olan, çoğumuzun Şekspir diye tanıdığı William Shakespeare’in bütün eserlerini Türkçe'ye çeviren Ezgi Ovat. İçindekiler sayfasının yanındaki kısa yazıdan Ankara'da doğan Ezgi Ovat'ın ODTÜ Sosyoloji Bölümündeki eğitimini tamamladıktan sonra University of California Los Angeles’ta Entertainment Media Bölümünü bitirdiğini öğreniyoruz. Bu genç arkadaşın ulusal medyada yayınlanan pek çok dizi ve programda yönetmen yardımcılığı yaptığı bilgisine de buradan ulaşıyoruz...

Çeviri sözü, bir dildeki bir metnin başka bir dile aktarılması işlemi ile bu işin sonunda elde edilen ürünü anlatmak için kullanılır. Bilindiği gibi çeviri, antik çağlardan beri var. Bununla birlikte özellikle Aydınlanma Çağında, çeviri eserlerle edebiyatımız zenginleşmiştir.

Şiir başka bir dile çevrilebilir mi konusu çok tartışılmıştır. Kimilerine göre şiir başka bir dile çevrilemez. Kimileri ise diğer edebi türler gibi şiirin de çevrilebileceği görüşünü savunmaktadır.

Şiir çevirisi çevirmeni en çok uğraştıran alandır. Şiirin kendine özgü dili, yapısı, biçimi vardır. Bu nedenle şiir çevirmeyi yeni bir şiir yazmak, şiiri yeniden yazmak olarak görenler var.

Bütün türler içinde şiirin yeri ayrıdır. Şiirin kendine özgü bir anlatımı vardır. Şairler sözcükleri kullanırken onların ses ve anlam değeri, çağrışım gücü gibi özelliklerini göz önünde bulundururlar.

Şiir çevirebilmek için şair olmak gerekir sözünü doğru algılamak gerekir. Çevirmen şiir bilgisine sahip olmalı, şiiri sevmeli, şiir okumayı bilmelidir.  Çevirmen şiirin türünü, dil geleneğini, tarihini, kültürünü, toplumun durumunu bilmelidir.

SHAKESPEARE, SONELER VE ŞİİRLER

Elimdeki Kitapta William Shakespeare’in yazdığı soneler ve şiirler toplu olarak okura sunuluyor. Güzel olan, bu çeviriyle Shakespeare bizden biri oluyor. Bizim gibi konuşuyor, bizim gibi şiir okuyor/ yazıyor...

Güzelliğin, esasında hak ettiği değere ancak

"Güzelliğim çocuğumdur" diyebilirsen ulaşır,

Tek hediye odur yaşlılığını bağışlatacak,

Ondaki güzellik senin başarının izini taşır.

Yaşlandığında bir tek o olur seni yenileyecek,

Buz kesilen kanını yeniden sıcacık edecek. (2. sone, s.11)

"Hangi güzel kadın doğurganlığını/ Senin gibi küstürür sürdüğü ekinlere" (3. sone, s.12) diyor,     "... hangi erkek kendine olan aşkını/ Mezar eder soyunu sürdüreceklere?" (3. sone, s.12) diye soruyor,

"...unutulmak için yaşıyorsan eğer,/ Tek başına ölürsün, yüzün de seninle gider." (3. sone, s.12) dizesine soluk veriyor. Güzellikle bencillik arasındaki ilişkiyi sorguluyor: "Savurgan güzellik, neden düşünmeden harcarsın/ Göz alıcı servetini yalnızca kendin için?" (4. sone, s.12)

Ara ara Cahit Sıtkı gibi ses veren şairimiz bazen de, "Şiir yazmak benim için bir eğlence olmak şöyle dursun, bu benim için bir ihtiyaç, zaruret, adeta yaşamamın sebep ve hikmeti" diyen Ziya Osman Saba'yı hatırlatıyor bize.

"Doğanın saati vurup da gelince gitme vaktin,

Ne hesap vereceksin, ne kalacak ardında?

Güzelliğini heba edersen, mezara gömülür seninle,

Ama istersen onu daima yaşatabilirsin varisinle." (4. sone, s.12)

Arı duru, yalın, akıcı, yaşayan Türkçenin alabildiğine boy verdiği bu kitapla Shakespeare;Kemalettin Kamu, Sait Faik, Haldun Taner gibi bizden biri oluyor. Öyle ki bazen elinden tuttuğu okuru Mevlana ikliminde dolaştırıyor:

"Nefretin evi güzel mi olacak sevgininkinden?

Göründüğün gibi ol, şefkatli ve samimi;

Ya da iyiliği esirgeme hiç değilse kendinden."   (10. Sone, s.15) diye ses veren Shakespeare, asırlar öncesinden seslenen, "Ya göründüğün gibi ol ya olduğun gibi görün" diyen Mevlana ile aynı sularda dolaşıyor.

Shakespeareaynı zamanda aşk yolunun yolcusudur. Bu yüzden sevgilisine ölümden sonra da yaşamanın yolunu işaret etmektedir:

"Aşkımın hatırına bir sen daha yarat

Güzelliğini senden sonra onda da yaşat."

OLMAKLA OLMAMAK ARASINDA

Dünya Kaçtı Gözüme, Sen Sen Sen, Bir Kapı Önünde, Yuvarlağın Köşeleri, Çiçekleri Yemeyin, Yalnızlık Paylaşılmaz gibi kitapları bulunan günümüz şairlerinden Özdemir Asaf'ın yaklaşık 100 şiirinin İngilizceleri To Go To adlı kitapta toplanmıştır. Oscar Wilde'in Reading Zindanı Balladı çevirisi de bulunan şairimiz Özdemir AsafShakespeare`den Shakespeare’e başlıklı şiirine şöyle başlar:

"Çok şey var
 Olmakla olmamak arasında

 Bence bütün ve her şey
 Bölmekle çıkarmak arasında"

Toplama, çarpma, yokluk, aldanmak, inanmak, unutulmak, var olmak yapı taşlarından bazıları olan bu şiir şöyle biter:

"Her şey senin yüzünden
 Deyip çıkmak vardı aradan

 Ama ben bilirdim ki
 Benim yüzümdendi de çoğu zaman"...

Özdemir Asaf böyle seslenir Shakespeare’e. Bu şiirinde onunla sohbet eder adeta...

BANA SENİ GEREK SENİ

Yüzyıllar öncesinden “Bana seni gerek seni” diye ses veren Yunus’un sanatı, etkisi yaşadığı dönemle sınırlı değildir. O, Türkçenin bu topraklarda edebiyat dili olmasının öncülüğünü yapmıştır. Türkçenin devlet dili olması, öncülüğünü Yunus Emre’nin yaptığı şairler, yazarlar sayesinde olmuştur.

Bilindiği gibi Yunus Emre'nin şiirleri halkımız üzerinde derin izler bırakmıştır. Türk milletine şiiri sevdiren Yunus pek çok şairi de şiirleriyle etkilemiştir. Ölümünün üzerinden yüzlerce yıl geçmiştir ama onun şiirleri bugün de elden ele, dilden dile dolaşmaktadır. Bu şiirler insanımızca öylesine benimsenmiştir ki bunların çoğu özlü söz gibi, kıssadan hisse gibi anlatılmaktadır...

Mal sahibi mülk sahibi

Hani bunun ilk sahibi

Mal da yalan mülk de yalan

Var biraz da sen oyalan

***

Gelin tanış olalım

İşi kolay kılalım

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz...

***

Biz bugün Yunus'u anlıyoruz. Arı, duru, yalın çevirilerle Shakespeare’i de anlıyoruz.

Merak ediyorum, bizim Yunus'u anladığımız gibi İngilizler de Shakespeare’i anlıyor mu acaba? Söylenen o ki, edebiyat öğrenimi görmüş bir İngiliz bile Shakespeare eserlerinin özgün baskılarını Shakespeare Glossary gibi konuyla ilgili özel sözlüklere bakmadan anlayamıyor...

Söz varlığı açısından bakıldığında, Shakespeare’in eserlerinde yaklaşık yirmi bin sözcük kullandığı belirtilmektedir. Onun söz varlığının önemli bir bölümünü tiyatro eserleri oluşturmaktadır.

Bizim yazarlarımızın, şairlerimizin söz varlığı ile ilgili çalışmalar var mı acaba? Evet, var; durum ana hatlarıyla şöyle:

Ahmet Haşim’in şiirleriyle ilgili söz varlığı 1.793, Yahya Kemal’in şiirleriyle ilgili söz varlığı 3.307, Peyami Safa’nın romanlarındaki söz varlığı 6.143, Ahmet Mithat’ın söz varlığı ise on üç binin üzerinde...

ELİMİZDEKİ KİTABA DÖNELİM

Elimizdeki bu kitapta Soneler'in yanı sıra; Anka ve Kumru, Bir Aşığın Figanı, Lucretia’ta Tecavüz, Çeşitli Notalara Soneler, Tutkun Seyyah, Venüs ve Adonis başlıklarında toplanan diğer şiirlere de yer verilmiş.

Bilindiği gibi, ilk toplantısını Şubat 1940’da yapan Tercüme Heyeti, kuruluşundan kısa bir süre sonra dünya edebiyatı klasiklerinin çevirisine başlar, 1946 yılı sonuna kadar 496 eser Türkçe'ye çevrilir.

2000’li yıllarda; e kitap, z kitap, korsan kitap vb.lerine rağmen böyle bir yola çıkan yayıncıyı kutlamak gerek: Ticari kaygılarla hareket edilseydi bu kitaptaki ürünler bir kaç kitap olarak düzenlenebilirdi. Sadece bu kitap değil; seride yayınlanan, okurla buluşan diğer beş kitap da aynı yöntemle hazırlanmış.

* Hamlet &Atinalı Timon

* Othello &Titus Andronicus

* Romeo ve Juliet & Kral Lear

* Julius Caesar &Antonius ve Kleopatra

* Macbeth & Coriolanus

Ey okur, ilk fırsatta; arı, duru, yalın Türkçenin güzel örneklerini sunan bu kitapları eline alıp zevkle okumak kalıyor sana... İyi ve keyifli yolculuklar, yolunuz açık olsun...

***

SONELER & ŞİİRLER, William SHAKESPEARE, Çeviri Ezgi OVAT, İtalik Yayınları, 2014, Ankara.

 
Toplam blog
: 54
: 877
Kayıt tarihi
: 30.06.10
 
 

Kamu yönetimi alanında yüksek lisans yaptım. İletişim, medya sektöründe çalışıyorum... Yazmayı se..