Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '08

 
Kategori
Deneme
 

Sigara içenler artık ölecekleri günü bilecekler...

Sigara içenler artık ölecekleri günü bilecekler...
 

http://img404.imageshack.us/img404/2654/nosmokingsymbolrw8.jpg


Sigara yasağının olmadığı günleri hatırlıyorum. Bilhassa yıllar öncesini. Uçaklarda, şehirlerarası otobüslerde ve bilhassa minibüslerdeki sis şeklinde yayılan sigara dumanlarını. Okula giderken kapısı kalabalıktan zor kapanan minibüste, ayakta yolculuk yapan insanların bile ağızlarında emzik gibi duran sigaralarına kimsenin mani olamadığı zamanları hatırladıkça şimdiki halimize şükrediyorum.

Adam öğle yemeğini lokantada yemiş ve dışarıdaki parka doğru yürüyordu. “Eskiden ne güzeldi, yemekten sonra lokantada bir kahveyle beraber sigara tüttürmenin zevki yasaklardan sonra kalmadı” diye düşünürken parktaki bankta oturan yaşlı adama selam vererek yanındaki boş yere oturdu.

Yaşlı adam, yanında sigara içen adamın elindeki izmaritle yeni bir sigara yaktığını görünce “Tiryakisiniz galiba” dedi. “Hiç sormayın” diye cevap verdi adam. “Günde en az 2 paket içiyorum bu mereti. Ne yaptıysam bırakamadım.”

Yaşlı adam kendini tanıtır. Benim adım Cenap Türkoğlu. Adama bu isim hiç yabancı gelmez. Cenap Türkoğlu tanınmış bir bestekardır. Dillerde gezen bir çok şarkının bestekarıdır. “Siz o meşhur bestekar mısınız?” Yaşlı adam, “İsmimi hatırladığınıza memnun oldum. Dediğiniz gibi ben bestekar Cenap Türkoğlu’yum.” Der ve devam eder. “Ancak şimdi son saatlerimi yaşıyorum.” Adam “Nasıl yani?” der.

Cenap bey “Bundan 6 ay evvel bir doktora gittim. Bana sigaraya bırakmadığım takdirde en kısa zamanda akciğer kanserine yakalanacağımı ve 5 Ağustos’ta da öleceğimi söyledi. Ben bu sözlere gülüp geçtim ve yakın zamana kadar sigara içmeye de devam ettim. Ancak 2 ay evvel gerçekten akciğer kanserine yakalandığımı öğrendim. Doktorun dediği çıktı. Aynı doktor 5 Ağustos’ta öleceğimi de söylemişti. Bugün ise 5 Ağustos. Yani son saatlerimi yaşıyorum anlayacağınız.” Genç adam gülerek “ Hadi canım öyle şey olur mu? Kimin ne zaman öleceğini Allah’tan başka kimse bilemez. Yaşlı adam ayağa kalkarken “ Adama bir kartvizit vererek, “Bu kartvizit bana bugün öleceğimi söyleyen doktora ait. Bence sen de bu doktora bir kere görünsen iyi edersin” der ve “Elveda delikanlı, elveda hayat” diyerek parkı terk eder.

Adam, “Cenap Türkoğlu iyi bir bestekar ama, herhalde artık bunama belirtileri gösteriyor. Zavallı kafayı yemiş” diye düşünür. Buna rağmen yaşlı adamın verdiği kartviziti cebine atar.

Adam akşam eve geldiğinde karısı sofrayı hazırlamıştır. Bir an evvel yemeğini yiyip, bir sigara yakayım diye düşünmektedir. Bu arada televizyon açık olup, haberler programı yayınlanmaktadır. Haberlerin sonu yaklaşmaktadır, televizyonu daha dikkatle dinlemeye başlar, çünkü biraz sonra spor programı başlayacaktır ve tuttuğu takımının bugün yeni transfer yapıp yapmadığını merak ediyordur. Spiker, “Şimdi de üzücü bir haberimiz var” diyerek devam eder. “Ünlü bestekar Cenap Türkoğlu bu gün hayatını kaybetti. Kendisi bir müddettir akciğer kanseri tedavisi görüyordu.”

Adam bu haberi duyunca sigarasını yakmak üzereyken elindeki çakmağın yere düştüğünü fark etmez bile. Karısı “Ne oldu? Yüzün bembeyaz oldu” der. Adam kekeleyerek, “Cenap beyle öğleyin parkta yan yana oturmuştuk” der ve olanları karısına anlatır.

O gece uyuyamamasının nedeni, Cenap beyin ölümü müdür? Yoksa bu gece hiç hiç içemediği sigarası mıdır? Onu düşünemez bile. Sadece adamın parktan çıkarken söylediği sözler kulağında çınlamaktadır. Elveda delikanlı… Evlada hayat….

Ertesi gün erkenden Cenap beyin tavsiye ettiği doktora gider. Doktor henüz gelmemiştir. Kapı açan olmaz ama o beklemeye kararlıdır. “Keşke önceden randevu alsaydım” der. Yaklaşık yarım saat sonra genç bir adam dairenin kapısına yönelir ve adam heyecanla “Cenap beyin doktoru siz misiniz?” diye sorar. Doktor, onu içeri buyur eder. Dünkü olayları genç doktora anlatan adam, muayene sonrası doktorun anlattıklarını dinler. Doktor “Eğer hemen sigaraya bırakmazsanız siz de akciğer kanserine yakalanacaksınız. Hastalığa yakalandıktan sonra bana geldiğinizde öleceğiniz tarihi günü gününe size söylerim.” diye sözlerini tamamlar.

Adam teşekkür ederek ayrılır ve bir daha da ağzına sigara koymaz.

Aradan 6 ay geçer. Bir hafta sonu eşiyle birlikte, bir ziyaret dönüşü bir çay bahçesinde çay içmek için otururlar. Garsona sipariş verdikten sonra adamın gözü, karşıdaki masada oturan yaşlı adama takılır. “Allah Allah . Olmaz böyle şey” diye düşünür. Cenap bey karşısındaki masada parkta gördüğü gibi oturmaktadır. “Acaba kardeşi falan mı?” der ve merakını yenemeyip, adamın yanına gider.

- Cenap bey?

Yaşlı adam, “Otur delikanlı” der. “Benim adım Cenap değil. Aziz.” Der ve devam eder. “O gün seni parkta arka arkaya sigara içerken görünce sana adımın Cenap olduğunu söyledim. Parka gelmeden evvel ünlü bestekar Cenap beyin akciğer kanserinden öldüğünü haberlerde dinlemiştim. O da senin gibi çok sigara içermiş” Adamın şaşkın bakışları arasında konuşmasına devam eder. “Sana kartvizitini verdiğim doktor, benim oğlumdur. Kendisi yeni muayenehane açmıştı. Yeteri kadar da müşterisi yoktu. Benim aklıma aniden bu fikir geldi. Hem oğluma bir müşteri bulayım, hem de belki sana sigarayı bıraktırırım diye bu oyunu oynadım. Nasıl hala sigara içiyor musun?” diye sorunca adam, bir an için kızmakla teşekkür etmek arasında kararsız kalır. Sonra ise 6 aydır sigara içmediğini düşününce, “Çok teşekkür ederim.” der. Karısı ise yanına gelmekte olan kocasının yüzündeki şaşkın ifadenin ne anlama geldiğini anlamakta zorluk çekiyordur.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..